Avrupa'nın görülmeye değer kasabaları
Her biri birbirinden farklı mimarisi, dokusu ve aurası ile ziyaretçilerini hayran bırakıyor! İçlerinden en az birini yaz rotanıza eklemek isteyeceğiniz Avrupa kasabalarını siz Fikriyat okuyucuları için derledik.
Tarihi 9'uncu yüzyıla dek uzanan bu Ortaçağ kasabası, sokaklarındaki su yolları sebebiyle "küçük Venedik" olarak anılıyor.
Hem Alman hem de Fransız esintilerinin hakim olduğu Colmar'da kugelhopf ve leziz kruvasan satan şirin fırınlara sıkça rastamanız mümkün.
Yemek konusunda özellikle kaz ciğeri ve lahana turşusu konusunda uzmanlığını sergileyen kasabanın mimari tarzı öyle geniş ki; Fransız Neo-Barok'tan, Alman Gotik mimarisine kadar çeşitli yapılar görmek insanı heyecanlandırıyor.
Reine, Norveç'in en güzel köyüne haklı olarak konumlanmış olmasına rağmen, 300'den biraz fazla bir nüfusa sahip olan, resmedilmeye değer olan Moskenesoya adası üzerindeki küçük bir balıkçı köyü.
Kuzey Kutup Dairesi'nin kuzeyini, Lofoten takımadasında yer alan bu uzak vahşi bölge, nefes kesici dağların ve yükselen fiyortların kenarında yer alan cezbedici safir koylara sahip.
Parlak kırmızı balıkçı barakalarının birçoğu Norveç Denizi'ne doğrudan erişime sahip ve herkesin ömründe en az bir kere görmesi gereken müthiş doğa olayı olan kuzey ışıklarına da ev sahipliği yapıyor.