Arama

İstanbul Boğazının Balkonları “Korular”

İstanbul'da, şehrin çeşitli semtlerine dağılmış irili ufaklı pek çok koru bulunmaktadır. Bu korular, genel olarak İstanbul Boğazı'na bakan tepelerin yamaçlarında yoğunlaşmıştır. Günümüzde şehrin her iki yakasında, yerleşim alanlarıyla çevrelenmiş korulara rastlanmaktadır.

İstanbul Boğazının Balkonları Korular

ORMANDAN DAHA KÜÇÜK DOĞAL ORMAN PARÇALARI

Koru, şehir sınırları içerisinde ve bu sınırlara yakın bölgelerde, çevresi sınırlandırılmış ormandan daha küçük, doğal orman parçaları veya suni olarak tesis edilmiş bakımlı büyük ağaç topluluklarından oluşan yeşil alanladır. İstanbul'daki korular çoğu zaman korunmuş orman parçalarından oluşmaktadırlar. Koruluk ise, koru alanlarını belirtmek için kullanılmaktadır. Sonradan ağaçlandırılmış geniş ağaçlık alanları da koru ve koruluk olarak nitelendirilebilir. "Korumak"tan türeyen "koru" av yasağının ve ağaç kesiminin yasak/sınırlı olduğu, özel olarak bakımı ve kontrolü sağlanan alanları belirtmek için sıklıkla kullanılmıştır.

İstanbul Boğazının Balkonları Korular

Özellikle, şehir içindeki hava kirliliğine karşı oldukça önemli olan korular insanlar için de birer dinlenme ve yenilenme alanları olarak değerlendirilmektedirler. Bitki örtüsü ve hayvanlar açısından barınma ve korunma alanları olan korular ekoturizm içinde önemli bir yere sahiptirler. Korunun büyüklüğüne bağlı olarak sulak alanlarında korular içerisinde yer alması mümkün olabilmektedir.

İSTANBUL'UN KORULARI

İstanbul korularının çoğu, Osmanlı döneminde padişahlara ya da diğer devlet adamlarına aitti. Osmanlı İmparatorluğu'nun ileri gelenleri korularda kurdukları çiftliklerde ya da inşa ettirdikleri konaklarda yılın bir bölümünü geçirirlerdi. Koruların büyük bir bölümü günümüzde hâlâ Osmanlı dönemindeki sahiplerinin adlarıyla anılmaktadır. Osmanlı padişahlarının avlaklarının önemli bir bölümünü oluşturan korular, genelde yüksek duvarlarla çevrildiği için iyi korunarak günümüze ulaşmışlardır.Bu korulardan kimileri İstanbul'un en eski ağaçlarına ev sahipliği yapmaktadır.

İstanbul Boğazının Balkonları Korular

Özellikle Ayazağa Korusu'nda İstanbul'un hiçbir yerinde rastlanmayacak çap ve boylarda anıt ağaçlara rastlanmaktadır. Korularda Türkiye iklimine yabancı, Amerika ve Afrika kökenli anıt ağaçlar da dikkat çekmektedir. Bu ağaçların fidanları Osmanlı sarayına dış ülkelerden armağan edilmek suretiyle girmiş ve korulara dikilerek değerlendirilmiştir. İçinden akarsu geçen korularda tarihî bentler ve göletlerle birlikte Bizans döneminden kalma harabelere de rastlanmaktadır.Korular çeşitli büyüklüklerde olup yüzölçümleri 2 hektarla 47 hektar arasında değişmektedir. Belediyeye ait korular kent parkı olarak düzenlenmiş olup yıl boyunca ziyarete açıktır İstanbul ilinde toplam 54 adet koru ve özel orman vardır.

İstanbul Boğazının Balkonları Korular

Bunların toplam yüzölçümü 6735,8 hektardır. Denetimi İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. İstanbul'daki koruların 11'i İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne aittir. Belediyeye ait korulardan 4'ü Üsküdar ilçesinde, 2'si Beykoz ilçesinde, 2'si Sarıyer ilçesinde, 1'i Ümraniye, 1'i Fatih ve 1'i de Beşiktaş ilçesinde bulunmaktadır. Bu korular içinde en büyüğü 323 hektarlık Hacıosman Korusu, en küçüğü ise Harem Korusu'dur. Bunlar dışında, henüz şehir planlarına geçirilmemiş ya da saptanmamış birçok koru daha bulunmaktadır.

EMİRGAN KORUSU

Sarıyer'deki Emirgan Korusu Sarıyer'in en güzel noktalarından birine konumlanmış durumda. Üstelik İstanbul'daki en geniş ağaç çeşitliliğine sahip de bir yerde. Koruya adım atar atmaz göletlerin ferahlığı, şelalelerin sesleri ve kuşların ötüşleriyle doğanın birçok özelliğini yansıtan şehir içinde bulunan 'saklı bir cennet' adeta. 43 bin hektar büyüklüğündeki büyük koruda birçok çiçeğin yanında yüzyıllık erguvan ve meşe ağaçları gibi türler mevcut.

İstanbul Boğazının Balkonları Korular

Korunun hikâyesiyse şöyle: On yedinci yüzyılda Revan seferine çıkan dördüncü Murat, Revan Kalesi'ni fethettikten sonra kale kumandanı Emir Mirgünoğlu'nu affederek Emirgan'da oturmasına müsaade etmiş. Emirgan'ın adı da işte tam buradan gelmektedir. Koruyu ondokuzuncu yüzyıl ortasında Hidiv İsmail Paşa kullanmış, 1943 yılındaysa tamamen halka açılmıştır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN