8. yüzyıl sonlarına kadar Türk resim sanatı genel manada, minyatür ve tezyinata ait eserler çerçevesinde şekillenmişken, yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı Devleti'nin Avrupa'yla giderek artan diplomatik ve ticarî ilişkileri, kültürel sahada da kendini gösterdi. Son dönem Osmanlı padişahları için resim sanatı ayrı bir önem arz eder. 18'inci yüzyılda Batı dünyası ile başlayan yoğun ve sürekli ilişkiler neticesinde Osmanlı Devleti'nde yeni bir dönem başlar. Bilimsel, teknik, sanatsal ve kültürel açıdan yaşanan değişimler resim sanatına da yansır. Batılılaşma hareketleriyle birlikte askeri eğitimde Batılı devletlerin örnek alınması asker kökenli ressamların doğmasını ortaya çıkarır. Özellikle 1793'te III. Selim döneminde açılan Mühendishane-i Berr-i Hümayun ve Mühendishane-i Bahr-i Hümayun askeri mühendislik okullarında resim derslerinin başlamasıyla Batı tarzı resim yapan ilk Türk sanatçılar yetişir ve 'yaver ressam' tabiri doğar.
Resimde, çığır açan bir başka önemli gelişme ise Batı'nın Doğu'ya merak salması olarak açıklanır. Pek çok yabancı ressamın kitaplardan tanıdığı İstanbul'u ziyaret edip, bir kısmının uzun yıllar burada yaşamını sürdürdüğü bilinir. Padişahlar tarafından sanatın gelişmesi için yurt dışına yetenekli öğrenciler gönderilmesi, sanatçıların saraydan gelen siparişler üzerine eser üretmeleri, sergilerden eser satın alınması, saray ressamlığının öneminin artması gibi kültürel anlamda yaşanan gelişmeler de bu döneme rast gelir.
Osmanlı dönemindeki bu tabloları ise sizler için derledik.