LALE DEVRİNİN İSTANBUL AŞIĞI ŞAİRİ
🔶18. yüzyılın İstanbul'unda, Lale Devri'nin en ihtişamlı olduğu dönemlerde, bu dünyadan *kam almak için yaratılmış bir şair, asırlar boyunca dilden dile dolaşacak şiirler kaleme aldı.
*Kam: Dilek, murat, zevk.
🔶Yedi göbek İstanbullu olan şair " Bu şehr-i İstanbul ki bî mislü behâdır/ Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedadır" diyerek bütün bir Acem mülkünü bu güzide şehrin bir taşına bile feda ettiğini dizelerine yansıttı.
🔶Günümüz şairlerinin bilhassa Necip Fazıl ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın bu denli önemsediği Lale Devri'nin büllbülü Nedim, neden bu kadar seviliyor dersiniz? Nedim'i "Nedim" yapan vasıfları nelerdi?
🔶Divan şiirindeki en önemli unsur hiç kuşkusuz ahenkti. Şiirdeki musikiyi yakalamayı başaran Nedim, kendine has "Nedimane" ismi verilen yeni bir tarz geliştirdi. Geleneğin içinde fakat kendine ait bir ses, klasik edebiyatta bunu yakalamak büyük ustalık gerektiriyordu.
🔶Edebiyatımızda büyük bir yeniliğin habercisi olan Nedim, şiirlerini doğal bir akış içerisinde sözü yormadan, tabiri caizse "su" gibi kaleme alıyordu. Tanpınar 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi isimli eserinde Nedim ile ilgili şu değerlendirmelerde bulunur:
🔶"Nedîm, dehâsından sarfınazar, klasik medrese tahsili görmüş, aruzun sırları gibi eski kültürün bütününe sahip, sanatını yaşayan hayattan ve yaşayan dilden olduğu kadar, bu kültürün kaynaklarından da besleyen bir şairdir. Şiire getirdiği yenilik, asırlarca süren dağınık tecrübelerin zaferidir."
🔶Damdan dama atlayan bir şairin yaşamındaki renklilikler, şiirlerine yansımaz mı? Yansır elbet… Nedim'in meşhur "Gidelim serv-i revânım yürü Sadâbâd'a" nakaratlı şarkısı, İstanbul'u anlatırken aynı zamanda ünlü şairin hayata bakışını da yansıtır.
🔎Lale devrinin usta şairi Nedim'in beyitleri ve anlamları
GİDELİM SERV-İ REVÂNIM YÜRÜ SA'D-ÂBÂD'A
🔶İstanbul asırlar boyunca edebiyatımızın en zengin kaynaklarından biri oldu.
🔶 Şiirlerinde bu şehre methiyeler düzen Nedim için en önemli mekanlardan biri, Osmanlı'nın sosyal yapısının değişmeye başladığı dönemlerde halkın uğrak yerlerinden Sadabad'dı.
🔶Kendi döneminin sosyal ve eğlence hayatını yansıtan bu şiirden, Osmanlı'nın değişen mekan yapısı ve yapı üzerinden bir toplum okuması yapmak mümkündür.
"Bir safa bahşedelim gel şu dil-i nâ-şâda
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a
İşte üç çifte kayık iskelede âmâde
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a
Şu kederli gönüle gel bir neşe bağışlayalım.
Yürü ey servi boylum Sa'dâbâd'a gidelim
İşte üç çifte kayık iskelede hazır bekliyor
Yürü ey servi boylum Sa'dâbâd'a gidelim"
"Gülelim oynayalım kâm alalım dünyâdan
Mâ'-i Tesnîm içelim Çeşme-i Nev-peydâdan
Görelim âb-ı hayât akdığın ejderhâdan
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a"
Gülelim, oynayalım dünyadan murat alalım
Yeni yapılmış çeşmeden cennet suyu içelim
Ejderhanın ağzından ölümsüzlük suyunun aktığını görelim
Yürü ey servi boylum Sa'dâbâd'a gidelim.
"Geh varub havz kenarında hırâmân olalım
Geh gelüb Kasr-ı Cinân seyrine hayran olalım
Gâh şarki okuyub gah gazel-hân olalım
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a"
Kâh gidip havuzun kenarında dolaşalım.
Kâh gelip Kasr-ı Cinan'ı seyrederek hayran olalım.
Kâh şarkı söyleyip kâh gazel okuyalım.
Yürü ey servi boylum Sa'dâbâd'a gidelim.
"İzn alub Cum'a namazına deyû mâderden
Bir gün uğrulayalım çerh-i sitem-perverden
Dolaşub iskeleye doğru nihân yollardan
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a"
Valideden "Cuma namazına gidiyoruz." diye izin alıp
Zulmedici felekten bir gün çalalım.
Gizli (tenha) yollardan iskeleye doğru dolaşıp
Gidelim selvi boylu (şahnişli) güzelim yürü Sâ'dâbâd'a.
"Bir sen ü bir ben ü bir mutrib-i pâkîze-edâ
İznin olursa eğer bir de Nedîm-i şeydâ
Gayrı yârânı bugünlük edib ey şuh feda
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a"
Bir sen, bir ben bir de temiz edalı çalgıcı
Eğer izin verirsen bir de aşk çılgını Nedim ile
Ey baştan çıkarıcı, diğer dostlarımızı bugünlük feda ederek
Yürü ey servi boylum Sa'dâbâd'a gidelim.
🔶Divan şiirinin en önemli temsilcilerinden olan Nedim'in şiirlerinde İstanbul farklı veçheleriyle yer alır. Bilhassa 18. yüzyıldan sonra edebiyatımızda önemli bir konuma sahip olan Sadabad, kuşkusuz en canlı tasvirlerle Nedim'in kaleminde şekillenir.
🔶Nedim'in şarkısı, Sadabad'ı her yönüyle tasvir eden panoramik bir fotoğraf gibidir.
🔶Sadabad'ı bu dizelerde mutluluğa açılan bir kapı olarak gösteren Nedim, toplum tarafından tam bir cazibe merkezi olduğunu da gözler önüne serer. Fakat "Gidelim serv-i revânım yürü Sadâbâd'a" yı tek başına mekanın tasvir edildiği bir şiir olarak göremeyiz.
İzn alub Cum'a namazına deyû mâderden
Bir gün uğrulayalım çerh-i sitem-perverden
Dolaşub iskeleye doğru nihân yollardan
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a
🔶Bu dizeler özellikle yeni oluşan bir zihniyetin dışavurumudur. Toplumda artık birtakım değerler değişmeye başlamış, halk arasında Cuma namazına diye anneden izin alıp onun yerine Sadabad'da eğlenmeye gitme fikri hasıl olmuştu.
NEDİM'E SEZAİ KARAKOÇ'TAN BİR CEVAP: CUMA NAMAZINA GİDELİM ONUN YERİNE
🔶Nedim'in bu dizelerine bir cevap ve itiraz, asırlar sonra edebiyatımıza "Mona Roza" şiirini bırakacak Sezai Karakoç'tan geldi. Karakoç, "İstanbul'un Hazan Gazeli" isimli şiirinde Nedim'e işte şu dizelerle yanıt verdi:
"Ne yapacaksın plaj yerlerini
Gidelim Kâğıthane'ye Sâdabad harabelerine
Şâd etmek için Nedim'in ruhunu
Ağzımızı dayayalım kurumuş çeşmelerine
"Sinemaya gidiyorum" de annene
Cuma namazına gidelim onun yerine
Bakalım hayranlıkla Süleymaniye'ye
Sultanahmed kubbe ve minarelerine
Sahaflarda kitapların sonbaharında
Erelim geçmiş baharın menekşelerine
İstanbul'un kaybolan geçmiş tarihini tabiatını
Son kez tadalım başlamadan ahiret seferine
Dünyadan daha dünya ahiretten ahiret
Bir kent ki benzer divan şairlerinin kasidelerine"
🔶Karakoç, şiirinde öncelikle modern zamanın bir eleştirisini okura sunar. "Plaj yerleri"ne giden insanları Kağıthane'ye gitmeye davet eder şair. Kağıthane, Osmanlı'nın son dönemlerine şahitlik etmiş önemli mekanlardan biridir ve Nedim'in ruhunu şad etmek için gidilebilecek en önemli mekanların da başında gelir.
🔶 Karakoç ile Nedim'in söz konusu ettiği Sadabad nitelik olarak aynı değildir. Nedim, muhatabını hayatın merkezi olan Sadabad'a davet ederken, Karakoç, artık harabeye dönen Kağıthane'ye çağırır muhatabını.
🔶Lale devrinde akan çeşmelerin, Karakoç'un dizelerine taşıdığı modern dünyada kuruduğunu görüyoruz. Bu çeşmeler, geçmişi günümüze taşıyan ve atıl halleriyle İstanbul'a bir hazan havası veren unsurlardır aynı zamanda.
🔶Karakoç'un şiirde Nedim'e cevap verdiği asıl yer ise üçüncü beyittir. Nedim' şiirinde Cuma namazına diye izin alıp muhatabını eğlenmeye davet ederken Karakoç, modern dünyaya uygun bir ironi sunar. Nedim'in şiirinde olduğu gibi Karakoç da muhatabını annesinden izin alması için telkinde bulunur fakat tam tersi bir durum vardır. Bu sefer Cuma namazına diye değil, sinemaya gitmek için izin isteyip Cuma'ya gitmek maksattır.
"Sinemaya gidiyorum" de annene
Cuma namazına gidelim onun yerine
🔶Şiirinde tam da bu bölümünde Nedim ve Karakoç'un zihin dünyasındaki farklılık ortaya çıkar. Modern dünyanın içinde geleneksel ve dini bağlarından kopmayan Karakoç, dönüşümün ve dirilişin gençlerde başlayacağına inanarak en çok onların gittikleri mekanlar üzerinden Nedim'in davetine manevi bir alternatif sunar.