33 yıllık saltanat: 33 fotoğrafla Abdülhamid
Osmanlı İmparatorluğu'nun 34'üncü padişahı ve 113'üncü İslam halifesi Sultan II. Abdülhamid, bundan tam 144 yıl önce bugün tahta çıktı. Amcası Abdülaziz'in şüpheli ölümüne ve ağabeyi V. Murad'ın azline tanık olmuş; o zamana dek tahta geçeceğini asla düşünmemişti. 33 yıllık hükümdarlığı boyunca Osmanlı topraklarına birçok hizmette bulunmuş, devlet ve hilafet mührünü abdestsiz basmayacak kadar dindar bir yaşam sürmüştü. Cenaze merasimi sırasında ahali, "Babamız! Bizi bırakıp nereye gidiyorsun?" diye Ulu Hakan'ın ardından feryat etmişlerdi… İşte Abdülhamid'in hayatı...
Giriş Tarihi: 21.09.2019
09:44
Güncelleme Tarihi: 31.08.2020
10:03
GÜÇLÜ BİR HAFIZAYA SAHİPTİ
Fevkalâde bir zekâya ve hâfızaya sahipti. Bir kere gördüğü veya sesini işittiği kimseyi asla unutmazdı. İradesi kuvvetli, fikir ve kararlarında istiklâl sahibi, tehlike karşısında metanetli idi. Anne ve babasının veremden ölmüş olmaları, onu genç yaşından itibaren temkinli yaşamaya sevk etmişti. Her türlü sefahatten uzak durur, sade bir hayat yaşardı.
ZARAFETE MEFTUN BİR HÜKÜMDAR
Abdülhamid zarafete meftundu. Temiz ve itinalı giyinmenin hayatta bir intizam ifade ettiğini söylerdi. İnsanların kıyafetlerinde ihmal göstermelerinin kendilerinde fikri intizam bulunmayışından ileri geldiğine inanırdı.
Sıhhatine itina gösterdiği için çalışma saatleri, yemek saatleri, istirahat saatleri son derece muntazamdı. Geceleri erken yatar, sabahları erken kalkardı. Saçlarını sağdan ayrılmış olarak tarardı. Hereke kumaşından kıyafetler giyerdi. Beyaz eldiven takar, arabada kılıcını bacaklarının arasına alarak ellerini üzerinde tutardı.
DÜZENLİ BİR ÇALIŞMA PROGRAMI UYGULARDI
Ölünceye kadar her sabah ılık su ile duş yapmayı alışkanlık haline getirmişti. Jimnastiğe meraklı olup kılıç kullanma ve tabanca atmakta mâhir idi. Batı müziğinden, opera ve tiyatrodan hoşlanırdı.
Çalışmayı sever ve düzenli bir program uygulardı. Devlet işlerini her şeyin üstünde tutar ve önemli haberler alındığında uykusundan dahi uyandırılmasını isterdi. Devlet işlerinde değişik karakterdeki kimselerden faydalanmayı iyi bilir ve onlara mizaçlarına uygun hizmetler verirdi.
Sultan Abdülhamid halifelik makamına yakışır iffet, haysiyet, vakar ve namus timsali bir kimse idi. Dindardı, hayır yapmasını severdi. Kan dökülmesinden asla hoşlanmazdı. Otuz üç yıllık saltanatı süresince imzaladığı ölüm fermanlarının sayısı birkaç taneyi geçmez. Kimsenin rızkına mâni olmak istemez, yurt dışına kaçan veya sürgüne gönderilen siyasî muhaliflerine dahi maaş bağlatırdı.
MAZLUMLARA YARDIM ELİNİ UZATTI
Sultan Abdülhamid, Endonezya'dan Doğu Türkistan'a, Yemen'den Güney Afrika'ya kadar bütün mazlumlarının yardımına koştu, bütün mazlumlara el uzattı.