Ayasofya hattatı Kazasker Mustafa İzzet Efendi
Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Osmanlı sanat tarihine adını altın harflerle nakşetmiş büyük bir isimdir. Henüz küçük yaşlarda okuduğu bir na'tı şerif ile sesinin güzelliği Sultan II. Mahmud'u etkiler ve eğitimine büyük önem verilir. Büyük bir hattat ve maharetli bir neyzen olan Mustafa İzzet Efendi, "Hattatlar içinde onun ayarında musikişinas yoktur; musikişinaslar içinde de onun mertebesinde hattat yoktur" sözüyle anılırdı. Mustafa İzzet Efendi'nin Ayasofya için nakşettiği hat levhaları, bugün dahi "dünyanın en büyük yazıları" olma özelliğini koruyor.
Giriş Tarihi: 02.09.2019
15:21
Güncelleme Tarihi: 12.07.2022
14:59
CEZASI PAŞALARIN RİCALARI İLE SÜRGÜNE ÇEVRİLDİ
💠 Padişah hiddetinden camide duramadı, Beşiktaş Sarayı'na gitti. O gece teravih namazından sonra Sultan II. Mahmud, musahiplerinden Kömürcüzâde'ye "Senin Hac refikine ne dersin? Özbek kıyafetiyle Bayezid Camii mahfiline çıkıp 'Ey cemaat-i Müslimin! İşte beni gördünüz mü? Zamanın padişahına uzun seneler hizmet eyledim. Emeğim şu kıyafette karar verdi' diyerek kendisini halka teşhir ediyor. Yok edilmesi için fermanım, Said Efendi'nin ısrarıyla, Hüsrev Paşa'nın af dileğine müsaademle sürgüne çevrildi" dedi.
💠 Ertesi gün Kömürcüzâde, Bayezid Camii Muvakkithanesi önünde Mustafa İzzet Efendi'ye rastladı ve kıyafetini değiştirmesini istedi. Ancak "Ey gönül! Bir can için Sultan'a minnet eyleme!" fikrinde olan Mustafa İzzet Efendi, kıyafetini değiştirmek niyeti bulunmadığını söyledi. Buna karşılık Kömürcüzâde, ortada dolaşmasının kendisine zarar getireceğini anlatarak evinde oturmasını tavsiye etti.
‘HÜNERİNİ KAYBETME SEVDALARINDA GÖRDÜĞÜMDEN CANIM SIKILIYOR’
💠 Padişah ertesi gece Tevarih'ten sonra yine Kömürcüzâde'yi çağırtarak: "Gerçi sürgünden de affettim. Amma şu kıyafetle beni ilân edişine pek canım sıkıldı" dedi. İşte o zaman, eskilerin "İş bitiren yalan, fesat çıkaran doğrudan yeğdir" kavlince, Kömürcüzâde idare-i kelâm etti ve: "Bugün Beyazıt'ta kendisini görüp payladım! 'Bir bende, velinimetine hâlini arz eder mi, etmez mi?' dedi. 'Evet, eder' dedim. 'Bu yolu seçişim, Efendimize hâlimi arza vesile olur düşüncesine dayanıyordu. Hâlimi anlatamadığımı anladığımdan pek üzgünüm' dedi, ağlayarak evine gitti" demesiyle Padişah önüne baktı, ses çıkarmadan ayrıldı.
💠 Ertesi gece, Hünkâr tekrar "Hafız Efendi, ne dediydi?" diye sorunca, iyi kalpli Kömürcüzâde, dün akşam söylediklerini tekrarladı. Pişmanlık duyan Padişah: "Benim ona dargınlığım yoktur. Ancak hüner ve kıymetini kaybetme sevdalarında gördüğümden canım sıkılıyor" dedi. Huzurda bulunanlar da, bu yumuşama dolayısıyla padişaha şükranlarını arz ve Mustafa İzzet Efendi'yi meth eylediler.
‘CUMARTESİ GÜNÜ YAZDIĞIM YAZILARI, ENSESİNDEN TANIRIM’
💠 Ramazan Bayramı'ndan sonra Mustafa İzzet Efendi, saraya davet edildi ve Sultan II. Mahmud'un huzurunda ney üfleyerek ihsana nail oldu. Artık buzlar erimişti. İzzet Efendi, Saray'a bağlanmadan, Sultan II. Mahmud'un vefatına kadar 7 yıl saz toplantılarına katıldı, hat sanatında da pek çok eser verdi.
💠 Şehzâde Abdülmecid, babasının ölümüyle 1839'da padişah olunca Mustafa İzzet Efendi Eyüp Camii hatipliğini aldı ve maişetini temin için Lâleli Camii Vakfı'nın idaresi de kendisine verildi. Hat sanatkârları, yazı ile her gün meşgul olmazlarsa kemâl derecelerini muhafaza edemezler.
💠 Mustafa İzzet Efendi, hayatının bu devresinde Cuma günlerini hutbe hazırlığına ayırıp o güne hürmeten yazı yazmazmış ve "Cumartesi günü yazdığım yazıları, aradan kırk yıl geçse, ensesinden tanırım!" derdi.
SULTAN ABDÜLMECİD’İN HATLARINI TASHİH EDERDİ
💠 1845 yılında, bir Cuma günü Eyüp Sultan Camii'ne giderek İzzet Efendi'nin hutbesini dinleyen Sultan Abdülmecid, onu kendisine ikinci imam yaptı. Bu arada Kazaskerlik pâyesi alan Mustafa İzzet Efendi şehzâdelerin yazı muallimliği ve veliaht Abdülaziz Efendi'nin müzakereciliği vazifelerini de yürütüyordu.
💠 1852'de padişahın imamlığından ayrıldı. Rivayete göre Sultan II. Mahmud'tan sonra en iyi hattat padişah olan Sultan Abdülmecid'in yazılarını kendi emriyle tashih eden Mustafa İzzet Efendi, Sultan'ın sinirli bir anında bu yüzden azarlanmış, uzun müddet eline kalem almaktan çekinmiştir.
💠 Nihâyet talebesinden Muhsinzâde Abdullah Bey'in, bir harfin tarif edilmesi arzusunu kıramayarak yeniden yazıya başlamıştır. Bu hâdisenin tarihi bilinmemekle beraber, imametten ayrılmasıyla bir bağlantı kurulabilir. Bundan sonra, Adliye Meclisi Azalığı, fiilen Rumeli Kazaskerliği vazifelerinde bulundu.
BÜYÜK BİR BESTEKÂR VE NEYZENDİ
💠 Klasik tarzda büyük bir bestekâr olan Kazasker Efendi, bu sahada nedense velûd değildir. 75 yıllık ömrüne göre, bestelediği eser sayısı çok azdır: 4 durak, 2 ilahi, kendi buluşu olan tarz-ı cedîd makamında bir peşrev, muhtelif makamlarda 20 şarkı...
💠 Dönemin bestekâr ve hocaları yeni bestelerini önce Mustafa İzzet Efendi'ye okuyup onun onayını alır, başka birinin bir nağmenin değiştirilmesi teklifine "Yok, ben bu besteyi Efendi'ye okudum, beğendi. Artık o değiştirilemez!" cevabı verilirmiş. Mustafa İzzet Efendi'nin müzik konusundaki mahareti buradan anlaşılmaktadır.