Hz. Osman kimdir? Hz. Osman’ın hayatı…
Hz. Osman, İslam tarihinin üçüncü halifesi; hilafet sancağının Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'den sonra gelen taşıyıcısıdır. Peygamber Efendimiz tarafından cennetle müjdelenen sahabelerden biri olan Hz. Osman, dört büyük halife içinden en uzun süre halifelik yapan kişidir. Hz. Osman'ın halifelik yılları, bazı kesimlerce halifeliğinin kabul edilmediği, büyük fitnelerin yaşandığı bir dönemdir. Hilafet makamını bırakmazsa öldürüleceği yönünde tehdit edilen Hz. Osman, Kur'an-ı Kerim okurken şehit edilmiş; bu elim olayı gerçekleştirenler cenazesinin kaldırılmasına dahi izin vermemişlerdi. Peki, Hz. Osman kimdir? Hz. Osman nasıl halife oldu? Hz. Osman döneminde gerçekleşen fetihler nelerdir? Hz. Osman döneminde yaşanan fitneler nelerdir? Hz. Osman'ın hayatı…
Giriş Tarihi: 19.03.2020
09:40
Güncelleme Tarihi: 17.06.2022
11:25
KUZEY AFRİKA’DA FETİHLERE DEVAM ETTİ
📌Öte yandan Kuzey Afrika fetihlerine devam edildi. 24 (645) yılında Vali Amr bin Âs'ın Medine'de bulunduğu bir sırada Bizanslılar'ın işgal ettiği İskenderiye onun tarafından geri alındı (25/646). Amr'ın yerine Mısır'a vali tayin edilen Abdullah bin Sa'd bin Ebû Serh, Trablusgarp'tan İfrîkıye'ye (Tunus ve civarı) kadar ilerledi ve bölgenin önemli merkezlerinden Sübeytıla civarında yapılan savaşta büyük bir zafer kazandı.
📍Daha sonra fetihlerini Nil vadisi doğrultusunda güneye kaydıran Abdullah, Nûbe üzerine yürüdü ve bugün Sudan topraklarında bulunan Dongola'ya kadar ilerledi. Makarra (Makuria) Krallığı ile bir antlaşma imzalayıp bu devleti egemenliği altına aldı (Nisan-Mayıs 652).
KIBRIS’I KUŞATTI; AKDENİZ’DE BİZANS HÂKİMİYETİNE SON VERDİ
📌Suriye ve Mısır valilerinin sahil şehirlerindeki Bizans'tan kalma tersanelerden yararlanarak oluşturdukları deniz gücü sayesinde önemli deniz zaferleri kazanıldı. Kıbrıs'ın fethi hususunda Hz. Ömer'i ikna edemeyen Suriye Valisi Muâviye bin Ebû Süfyân, Hz. Osman'dan aldığı izinle 28 (648-49) yılında Kıbrıs'a bir sefer düzenleyerek adayı barış yoluyla vergiye bağladı. Ertesi yıl Suriye sahillerine yakın Ervâd (Cyzikus) adası alındı. 32'de (652-53) Sicilya ve Rodos üzerine seferler düzenlendi. Aynı yıl içinde İskenderiye'ye saldıran Bizans donanması geri püskürtüldü.
📍33 (653-54) yılında Kıbrıs idarecilerinin vergiyi ödememeleri sebebiyle 500 gemilik donanmayla ikinci Kıbrıs seferi gerçekleştirildi ve savaş yoluyla fethedilen adaya 12 bin asker yerleştirildi. Yine bu yıllarda Hulefâ-yi Râşidîn döneminin en büyük deniz savaşı yapıldı. 200 gemilik İslâm donanması, İskenderiye açıklarında (bazı rivayetlere göre Antalya'nın Finike ilçesi açıklarında) II. Konstans kumandasındaki 500 parçalık Bizans donanmasına karşı "Zâtüssavârî" adıyla bilinen büyük bir zafer kazanarak Bizans'ın Doğu Akdeniz'deki hâkimiyetine son verdi (31/652 veya 34/655).
İslam tarihinin üç büyük aliminden yaşama dair öğütler
HZ. OSMAN’IN HALİFELİK DÖNEMİ İKİ SAFHAYA AYRILIR
📌Fetihler neticesinde gerçekleşen zenginleşmeyle birlikte toplumda lüks ve refahın arttığı Hz. Osman'ın halifelik dönemi, başarılı geçen sükûnet devri (644-649) ve halifenin öldürülmesiyle sonuçlanan İslâm tarihinin ilk büyük fitnesinin yaşandığı karışıklık dönemi (650-656) olarak iki safhaya ayrılır.
📍İlk altı yıl içinde yönetimden bazı şikâyetler görülse de bunlar probleme dönüşmemiştir. Hz. Osman'ın bu yıllarda halk tarafından sertliğiyle bilinen Hz. Ömer'den daha çok sevildiği söylenmektedir. Fakat ikinci dönemin başlarından itibaren yönetimden ciddi şikâyetler başladı ve önceki olumsuzluklar da bunlara eklendi. Etkileri günümüze kadar gelen kanlı fitne hareketi bu şikâyetlerle başlayıp Hz. Osman'ın öldürülmesi ve ardından Cemel ve Sıffîn savaşlarıyla devam etmiştir.
HZ. OSMAN’A KARŞI YÜRÜTÜLEN FİTNE HAREKETLERİ
📌Kaynaklar, Hz. Osman'ı hedef alan ve iç savaşlar dönemini başlatan isyanı çok ayrıntılı biçimde, ancak birbiriyle çelişen ve neredeyse içinden çıkılmaz bir yığın rivayetle aktarmıştır. Müslümanların fırkalara bölünmesinin temelini teşkil eden bu ilk fitne aynı zamanda İslâm tarihinin en ihtilâflı meselesi olma özelliğini taşımaktadır. Bu konudaki rivayetlerin büyük kısmı ilk İslâm tarihçilerinden Ebû Mihnef, Vâkıdî ve Seyf b. Ömer'e ulaşır. Şîî olan Ebû Mihnef'in haberlerinde Osman açıkça suçlanmış, Talha isyancılar arasında gösterilmiş, Ali ise bazı icraatları dolayısıyla Osman'ı eleştirmekle birlikte ona yardım etmeye çalışan ve onu savunan bir durumda gösterilmiştir.
📍Vâkıdî'nin rivayetlerinde de Hz. Osman'a çok ağır hakaretler yöneltilmiş ve ashabın büyükleri Osman'a karşı yürütülen hareketle doğrudan ilişkilendirilmiştir. Belâzürî onun rivayetlerinin şiddetini daha da arttırmıştır. Bu iki rivayet zincirine karşılık Seyf bin Ömer'e dayanan rivayetlerin ortak özelliği fitne olayında Hz. Osman'ın ve diğer sahâbîlerin suçsuz kabul edilmesidir. Fitneyi körükleyen gizli el Müslümanları bölmeye çalışan İbn Sebe'dir. Seyf'in rivayetleri aynı zamanda olaya şahit olan ve güvenilir râviler yoluyla aktarılan en eski üç rivayetle büyük ölçüde uyum göstermektedir.
Abdullah İbn-i Mesud'tan yol gösterici 12 öğüt
BU OLAYLAR HZ. OSMAN’IN ÖLDÜRÜLMESİNE YOL AÇTI
📌Hz. Osman'ın öldürülmesiyle sonuçlanan olayların seyri şöylece özetlenebilir: Halifeliğinin ilk yıllarından itibaren Hz. Osman'ın veya valilerinin bazı uygulamaları çeşitli grupların şikâyetlerine sebep olmuş, bu şikâyetler halifeliğinin ikinci yarısında daha da artmış ve bilhassa halifeliğinin son yıllarında, âni zenginleşmenin ardından yaşanan ekonomik krizden en fazla etkilenen garnizon şehirleri Kûfe, Basra ve Fustat'ta (Mısır) uygun bir ortam bulmuştur.
📍Hz. Osman'ın ve valilerinin bazı icraatlarını propaganda amacıyla kullanan muhaliflerin tenkitlerinin başında Hz. Osman'ın önemli devlet görevlerine akrabalarını tayin etmesi geliyordu. Hz. Osman, muhtemelen idarede birlik ve beraberliği daha kolay sağlama arzusuyla önemli valiliklere ve devlet kâtipliği görevine yakın akrabalarını tayin etmişti. Muâviye b. Ebû Süfyân'ı Suriye genel valisi yapmış, Humus, Kınnesrîn ve Filistin vilâyetlerini de ona bağlayarak yetkilerini genişletmişti.