Nazım Hikmet kimdir? Nazım Hikmet Ran hakkında bilgiler...
Şair, yazar Nazım Hikmet, hayatının büyük bir bölümünü hapis ve sürgünde geçirdi. 1913'te ilk şiiri Feryad- ı Vatan'ı kaleme aldı. CHP sürgüne gönderdiği Nazım Hikmet'e, sağlığında dilekçe hakkı bile tanımadı. Hikmet'e iade-i itibar ve tekrar Türk vatandaşlığı, 2009'da AK Parti hükümeti tarafından verildi. Ölüm yıl dönümünde Nazım Hikmet'in hayatına dair bilgileri derledik.
Giriş Tarihi: 15.01.2020
15:02
Güncelleme Tarihi: 09.06.2022
11:41
"Sevgilim yalan söylersem sana Kopsun ve mahrum kalsın dilim Seni seviyorum demek bahtiyarlığından"
Nazım Hikmet Ran'ın; "Dağların Havası" (Osmanlıca), "Güneşi İçenlerin Türküsü", "835 Satır", "Sesini Kaybeden Şehir", "Benerci Kendini Niçin Öldürdü?", "Taranta Babu'ya Mektuplar" isimli eserleri yaşamı sırasında, "Kurtuluş Savaşı Destanı", "Rubailer", "Memleketimden İnsan Manzaraları", "Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar", "Kemal Tahir'e Mapushaneden Mektuplar", "Kuvayi Milliye", "Sevdalı Bulut", "Nazım ile Piraye", "Hikayeler", "Piraye'ye Mektuplar", "Henüz Vakit Varken Gülüm"ün de aralarında bulunduğu çok sayıda eseri vefatından sonra yayımlandı.
Eserleri 50'den fazla dile çevrilen şair, cezaevindeyken, İbrahim Sabri ve Mazhar Lütfi takma adlarının yanında imzasız olarak bazı şiirlerini okuyucuyla buluşturdu, 1949'da ise Ahmet Oğuz Saruhan adıyla "La Fontaine'den Masallar" isimli kitabını çıkarttı. Akşam, Son Posta ve Tan gazetelerinde "Orhan Selim" takma adıyla fıkra yazarlığı ve başyazarlık yapan Ran'ın yine Orhan Selim imzalı "İt Ürür Kervan Yürür" adlı bir kitabı da bulunuyor.
Nazım Hikmet'in fetih şiiri
"İslam'ın beklediği en şerefli gündür bu; Rum Konstantiniyye'si oldu Türk İstanbul'u! Cihana karşı koyan bir ordunun sahibi, Türk'ün padişahı, bir gök yarılır gibi Girdi, "Eğrikapı"dan kır atının üstünde Fethetti İstanbul'u sekiz hafta üç günde! O ne mutlu, mübarek bir kuluymuş Allah'ın... "Belde-i Tayyibe"yi fetheden padişahın Hak yerine getirdi en büyük niyazını; Kıldı Ayasofya'da ikindi namazını. İşte o günden beri Türk'ün malı İstanbul, Başkasının olursa yıkılmalı İstanbul."
İstanbul'un fethine ilişkin birçok yazı ve şiir kaleme alındı. Hikmet'in de bu dönemde kaleme aldığı "Sekiz Yüz Elli Yedi" adlı şiirde, İstanbul'un fethi anlatılır.
"Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak."
Nazım Hikmet'in şiir damarlarını besleyen ana kaynaklardan biri de tasavvuf kültürüydü. Arapça'ya, Farsça'ya ve Mevlevî kültürüne hakim olan bir dedenin torunu olan ve böyle bir ailede büyümesi bu durumda büyük etkendi.
2002 "Nazım Yılı" ilan edildi
Oyun yazarı olarak da tanınan Nazım Hikmet'in aralarında "Kafatası", "Bir Ölü Evi" ve "Unutulan Adam", "Ferhat İle Şirin"in de bulunduğu 22 tiyatro eseri, Türkiye'nin yanı sıra Rusya, Almanya, Macaristan, Polonya ve Çekoslovakya gibi ülkelerde sahnelendi. Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı olan Nazım Hikmet'in şiirleri, Ahmet Kaya, Ruhi Su, Edip Akbayram , Fikret Kızılok , Cem Karaca, Fuat Saka, Zülfü Livaneli ve Yunan besteci Manos Loizos tarafından seslendirildi.
Nazım Hikmet Ran'ın doğumunun 100. yılı dolayısıyla 2002 yılı UNESCO tarafından "Nazım Yılı" ilan edildi.