Nazım Hikmet kimdir? Nazım Hikmet Ran hakkında bilgiler...
Şair, yazar Nazım Hikmet, hayatının büyük bir bölümünü hapis ve sürgünde geçirdi. 1913'te ilk şiiri Feryad- ı Vatan'ı kaleme aldı. CHP sürgüne gönderdiği Nazım Hikmet'e, sağlığında dilekçe hakkı bile tanımadı. Hikmet'e iade-i itibar ve tekrar Türk vatandaşlığı, 2009'da AK Parti hükümeti tarafından verildi. Ölüm yıl dönümünde Nazım Hikmet'in hayatına dair bilgileri derledik.
Giriş Tarihi: 15.01.2020
15:02
Güncelleme Tarihi: 09.06.2022
11:41
Moskova'dan 1924'te Türkiye'ye dönen Nazım Hikmet, yayımlanan şiir ve yazılarından dolayı 15 yıl hapsi istenince tekrar Moskova'ya gitti. 1928'de aftan yararlanarak Türkiye'ye geri döndü. 10 yıl sonra 1938'de 28 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve 4 şehirde 12 sene boyunca hapiste kaldı. Hapisten sonra Türk vatandaşlığından çıkarıldı ve sonraki yıllarını Sofya, Varşova ve Moskova'da geçirdi.
"Gözlerine bakarken, güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma. bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde, kayboluyorum…"
Nazım Hikmet'in hapis yattığı yıllara ilişkin kayıt ve karar defterlerde, bu dönemde cezaevlerinden gelen binlerce dilekçenin kayda geçirildiği ancak Nazım'ın dilekçesinin kayıtlarda olmadığı görüldü. Yaşamı boyunca sayısız esere imza atan ve birçok ödüle değer görülen usta edebiyatçı, 3 Haziran 1963'te kalp krizi sonucu yaşama veda ederek, Moskova'da toprağa verildi.
"Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi ta içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin"
CHP , Nazım Hikmet'e sağlığında dilekçe hakkı bile tanımamıştı. Hikmet'i cezaevinden, Adnan Menderes'in 15 Temmuz 1950'deki genel af kanunu çıkardı. CHP'nin sürgünü Nazım Hikmet'e iade-i itibar ve tekrar Türk vatandaşlığı , 2009'da dönemin Başbakanı Erdoğan'ın talimatıyla, AK Parti hükümeti tarafından verildi.
Nazım Hikmet'in İstanbul'da 1929'da basılan "835 Satır " şiiri, edebiyat çevrelerinde geniş bir yankı uyandırdı. 1939'da, 17 bin mısradan oluşan "Memleketimde İnsan Manzaraları" adlı eserini yazdı. Genel Af Yasası'ndan yararlanarak, 1950'de serbest kalan şaire, Dünya Barış Konseyi tarafından Picasso, Paui Rubeson, Wanda Jakubuurska ve Pablo Neruda'yla birlikte "Uluslararası Barış Ödülü" verildi. Eserleri uluslararası barış kongrelerine katılması ve bu doğrultuda mücadele etmesi nedeniyle de birçok dile çevrilen Ran, dünyada çapında büyük bir üne ulaştı.
"Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey Dünyanın en güzel sesinden En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey…"
Ünlü Fransız yazar ve düşünür Jean Paul Sartre, Nazım Hikmet'in vefatının ardından şu ifadeleri kullanmıştı:
"Vefalı dost, yiğit savaşçı, insan düşmanlarının amansız düşmanı, her yerde insana hizmet etmek ama hiçbir şeye kayıtsız kalmak istemiyordu. Bilirdi ki insan yaratılmış bir mahlûktur ve asla dünyaya hazır gelmiyor. İnsanın durmadan düşmanla savaşarak kendi kendini yaratması gerekmektedir. Sözün kısası, Nazım Hikmet'in dediği gibi asla uyumamak lazımdır. O asla uyumadı. Önemli olan odur ki, ölüm onun ilk ve son uykusu oldu."