Sadece sanatın sözü geçen sohbet meclisi 'Baykara'
Otuz yedi yıl saltanat süren Hüseyin Baykara, Timur soyundan gelen hükümdarlardan biriydi. Devlet işlerinden artakalan zamanını sanat ve edebiyat adamlarıyla sohbete ayırırdı. Öyle ki bu sohbetler zamanla "Baykara meclisi" olarak adlandırılmaya başladı. Peki, "Baykara meclisi"nin kuralları neydi?
Giriş Tarihi: 20.11.2019
15:15
Güncelleme Tarihi: 29.10.2022
15:18
FATİH SULTAN MEHMED’İN BAYKARA’YA GÖNDERDİĞİ MEKTUP
◾ Hüseyin Baykara, Osmanlı ile dostane ilişkiler içerisindeydi. Aynı zamanda ortak hasımları bulunuyordu: Akkoyunlular. Öyle ki bu beylik, Haçlılarla ittifak kurmaktan bile sakınmıyordu.
◾ Bu durumdan oldukça müteessir olan Fatih Sultan Mehmet , Otuklukbeli Zaferi'nden sonra Hüseyin Baykara'ya gönderdiği fetihnamesi nde şunları yazar:
"…Asıl maksat onun gururunu ve kibrini kırmaktı. O sırada bilgiç, faziletkâr bir zatı bizden şefaat istemek için gönderdi. Biz de onun yemin ve ahitlerine inanarak ve "Eğer onlar sulha meyl ederlerse sen de ona karşı temayül göster. Allah'a tevekkül et " ayeti kerimesine uyarak bu ahdin tahakkukuna rıza gösterdik. Bir şartla ki; bu ahdin ahkâmına riayetten dışarı çıkmasın. Biz de onun iki bin askerini esir almıştık, azat edip, memleketine gönderdik. Bu gün malum olan bir hakikat var ki; Onun ahdi peymanı dilindedir, kalbinde değil. Her diyarın kâfirlerine - Allah onları kahretsin – elçiler ve mektuplar göndererek onları İslam diyarına taarruza teşvik ediyordu. Mektupları ele geçti ve merkez-i saltanata getirildi."
◾ Fatih Sultan Mehmet, aynı zamanda Hüseyin Baykara döneminin önemli edebiyatçılarından olan Molla Cami, Ali Şir Nevai ile mektuplaşmış hatta Ali Şir Nevai'yi İstanbul'a davet etmişti.
◾ Osmanlı ile Timur arasındaki bu olumlu ilişki II. Bayezid döneminde de devam etti. Bunun en önemli delili, Molla Cami'nin II. Bayezid için yazdığı kasidedir. Buna karşılık Sultan Bayezid, Molla Cami'ye her yıl beş bin akçe gönderiyordu.
◾ Hatta şair Behişti'nin Baykara'nın ricası üzerine Sultan Bayezid tarafından affedildiği dönemin tezkirelerinde yazılıdır.
◾ 1506 yılında vefat eden Hüseyin Baykara'nın Meclisü'l-Uşşâk adlı bir eseri ile bir divanı bulunur.
◾ Hüseyin Baykara, Hz. Ali'ye ait olduğu söylenen bir makamın üzerine türbe yaptırdı. Burada daha sonra çarşı ve hamamlarıyla yeni bir köy kurulup vakıflar tahsis edildi.
◾ Bu köy, 19. yüzyılda büyüyerek Mezârışerif adıyla Afganistan'ın en büyük şehirlerinden biri haline geldi.
◾ Cami, medrese, kervansaray gibi dini müesseselerin yapımına önem veren Hüseyin Baykara, zengin gelirleri olan toprak ve binaları buralara vakfederdi.
◾ Kendinden önceki sultanlar gibi şehrin imarına önem veren Baykara, Şifahane adlı tıp okulunun yanında Nimatabat Medresesi, Hoca Ali Muvaffak imareti, Sultan Hüseyin'in Hiyaban'daki Ziyaratgah Cami'ni yaptırdı.
◾ Bağ-ı Sebz, Bağ-ı Sefid, Bağ-ı Zağan gibi eski saraylara ek olarak Bağ-ı Cihanara sarayını yaptırdı. Dönemin tarihçileri burada her türlü ağaç ve çiçeğin yetiştiği bilgisini verdiler.