Arama
Rasim Özdenören vefat etti
"Yedi Güzel Adam"ın müstesna öykücüsü Rasim Özdenören, ömrü boyunca Müslümanların bilinçlenmesi, var olan sistemi sorgulaması ve bir düşünce sistematiği oluşturması için çalıştı. Eserleri ile Müslüman kuşakların kitap okumalarında ve düşünmelerinde ciddi bir pay sahibi oldu. Usta yazar 22 Temmuz gecesi yoğun bakıma alındı. Bugün itibari ile rahmet-i rahmana kavuştu. Yedi Güzel Adam'ın yaşayan son temsilcisi olan Özdenören'in vefat etmesi ile edebiyat ve sanat dünyamızda bir pencere kapandı. Rasim Özdenören kimdir? Rasim Özdenören hayatı, eserleri...
➡1985'de yayınlanan eser, deneme türünde kaleme alınmış bir "Müslüman el rehberi" hüviyetidir. Rasim Özdenören, değişen ve gelişen bir dünyada düşüncenin Müslümanlıktan ayrı ilerlemeyen bir yol olduğunu bu kitap ile dile getirir. Seksen sonrası Türkiye, diğer İslam ülkeleri gibi muhtelif fikirlerle harmanlanmış bir durumda olduğu için Özdenören, bu eseri kaleme alıp ortaya yılları aşan bir rehber kitap koyar. Kitap Müslümanlara, çağ ne kadar değişse de İslam'ın baki kalacağını haykırır.
(X) 🔍 Bilgi Notu: İslam düşüncesi Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şerifleri temel alan ulemanın yıllar içinde ortaya koyduğu bir düşünce yapısıdır.
Eserden alıntı
↪ "Artık kimseden hasbi davranışlar bekleyemez hale getirildik. Kimseye " Allah rızasından" bahsederek ricada bulunamaz olundu. Komşuluk, dostluk ilişkileri bile ucunda bir çıkar olup olmadığına göre bir değer kazanmakta ya da kaybetmektedir. Hatır gönül, Allah rızası, hasbilik çoğumuz için unutulmuş, uzaklarda kalmış bir hatıradır sanki."
↪ "İslâm'da marifetin en üstünü, ihlas ve takva ile hayatını sünnete uyarlayabilmekte görülür. Böyle yapmaya gayret eden Müslümansa hayatında bunun dışında bir beklentiye yer vermez olur."
"Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler"den alıntılar okumak için tıklayın
➡ Rasim Özdenören denemeleri ile insanları tefekkür etmeye davet eder. Bu denemeler içerisinde ayrı bir yere sahip olan "Müslümanca Yaşamak" ise, bir Müslümanın hayata bakışı ve fiillerini yönlendirme açısından mühim bir noktadadır. Müslümanların dağınık bir vaziyette olduğu seksenlerde yazılan yazılar, 1988'de "Müslümanca Yaşamak"ı oluşturur. Bu yazıları Müslüman hayatına bir bakış yahut istikamet yazıları olarak da görmek mümkündür. Yazar eserde, sorular yoluyla Müslümanları düşünmeye sevk etmeyi amaç edinerek Müslümanlara birlik çağrısında bulunur.
(X) 🔍 Bilgi Notu: Altı bölümden oluşan eser, bir modern çağ eleştirisi olduğu gibi 20. yüzyıl Müslümanları için bir uyarı işlevi de taşır.
Eserden alıntı
↪ "İçimizde, sürekli yaşayacakmışız gibi bir duyguya sahip oluşumuz, kuşkusuz, Allah'ın lütfudur. Yoksa yaşadığımızın tadını almazdık. İçimizden bir şeyler yapma isteği gelmezdi. Belki hayata karşı kötürümleşirdik."
↪ "Arınmış kafa yapısı, İslâm'ı, kendi zatında düşünebilme yeteneğine ulaşmaktır. Kafa karıştırıcı yabancı unsurları, deyim yerindeyse cahiliye dönemi zihnî ve amelî alışkanlıkları bir kenara koyarak düşünebilme yetisi: insanların kafa yapısı bugün cahiliye dönemine ait verilerle düşünmeye şartlanmış bulunuyor."
➡ Rasim Özdenören sanatçılığının yanında İslami ve ilmi meseleler hakkında derin okumalar yaparak bu hususlara dair fikir üreten müstesna bir kaleme sahip. Özdenören'in 1996'da kaleme aldığı eser, deneme türünün en güzel örneklerinden biri olmasıyla öne çıkar. Kitabın ana fikri; İslam'ın sahip olduğu müesses nizam ve Batı ideolojilerinin bu nizam karşısında yetersiz kalmalarıdır. Özdenören eserin genelinde, İslam'ın insanlığa sunduğu güzellikleri dile getirerek Batı düzeninin insanlara müstahak gördüğü sefaleti 20. yüzyıl üzerinden anlatır.
(X) 🔍 Bilgi Notu: Özdenören eserde, "Demokrasi, Laiklik, Liberalizm ve İnsan Hakları" konularını Müslümanca ele alarak, yorumlamıştır.
Eserden alıntı
↪ "İslâm'da köleler için sahibine "yediğinden yedirmek, giydiğinden giydirmek" mükellefiyeti getirilirken, Batı kültüründe kölenin insan sayılmaması gibi bir özellik ortaya çıkmaktadır. Köleliğin kaldırılması için sürdürülen mücadelenin böylesine sıkıntılı süreçlerden geçmesinin sebebi bu kültürün geçmişinde aranmalıdır. Nitekim ABD'de köleci zihniyet halen bile bütün şiddetiyle ve canlılığıyla devam etmektedir."
↪ "Eğer Batılı ülkeler insan haklarına saygılı idiyseler, bu ülkede sırf şapka giymeyi reddettiği için asılmış, sürgüne gönderilmiş insanlar yaşamışken, acaba Batı ülkelerini harekete geçirecek insan hakları ihlallerinin sözü niçin edilmemişti?"
"Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti"nden alıntı okumak için tıklayın
➡ Aşk, dünya üzerinde hakkında en çok kanıya varılan hususlardan biridir. Herkesin konuda bir sözü vardır. Rasim Özdenören eserde, her insan kadar tanımı olan bu kavram hakkında tez ve sentez üreterek, kimsenin fark etmediği pencerelerden meseleye bakıyor. Muhtelif alıntılarla meseleyi derinleştiren Özdenören, ortaya dört başı mamur bir "Aşk" denemesi koyuyor. 2002 senesinde yayınlanan deneme kitabı bugün hala yazarın en çok okunan eserleri arasında.
(X) 🔍 Bilgi Notu: Kitapta, "Aşk nedir?" sorusundan ziyade, "Aşk ne değildir?" sorusunun cevabı üzerinde durulur.
Eserden alıntı
↪ "Sevilenin sevene ilettiği bildiri, "beni ve yalnız beni sev; başkasını sevmekten kaçın!" demeye geliyor."
↪ "Kendini sevdirmek isteyenin, kendi sevgisini peşin peşin ödemesi gerektiği açık ve belli bir şey değil mi?"
➡ Kitap, nefsini yenme yolunda yola çıkan bir gencin kuyuya düşerek kendi içindeki kuyu ile yüzleşmesinin hikâyesini anlatıyor. Rasim Özdenören'in alt metin anlamında ne denli usta bir öykücü olduğunu ortaya koyan eser, 1999'da yayınlanır. Hikâye, yayınlandığı dönemde çok ses getirerek insanların kişisel sorgulama yaşamalarına sebep olur. Sahici bir öykü, sarsan bir gerçeklik isteyen her okurun yolu bir gün "Kuyu"dan geçer.
(X) 🔍 Bilgi Notu: Az sayıda sayfaya sahip olması, eseri daha hızlı okunan bir kitap kılmaz. Aksine "Kuyu" sindire sindire okunması gereken bir eserdir.
Eserden alıntı
↪ "Gençlik demek ateş demek olmalıydı, ateş, yani aşk. Aşk, yani ıstırap. Bu pörsümüş sözcükler, şimdi ona ne anlatıyordu? Evet, sevmişti o da... Ama sevmek, sevgilinin üstüne üstüne gitmeyi içeriyorsa, o, hem seviyor, hem bundan kaçınıyordu."
↪ "Gökyüzünü boyamak, gerektiğinde, vurduğu boyayı beğenmemeyi de içerir: o boyayı başkasıyla değiştirmeyi de. Bütün bunlar iştir. Bir mavinin niçin sonsuz tonlarının bulunduğu böyle durumda daha iyi anlaşılır olur."
Rasim Özdenören'in "Yeniden İnanmak" kitabından alıntılar okumak için tıklayın