Arama
Avrupa'nın görülmeye değer kasabaları
Her biri birbirinden farklı mimarisi, dokusu ve aurası ile ziyaretçilerini hayran bırakıyor!
İçlerinden en az birini yaz rotanıza eklemek isteyeceğiniz Avrupa kasabalarını siz Fikriyat okuyucuları için derledik.
Reine, Norveç'in en güzel köyüne haklı olarak konumlanmış olmasına rağmen, 300'den biraz fazla bir nüfusa sahip olan, resmedilmeye değer olan Moskenesoya adası üzerindeki küçük bir balıkçı köyü.
Kuzey Kutup Dairesi'nin kuzeyini, Lofoten takımadasında yer alan bu uzak vahşi bölge, nefes kesici dağların ve yükselen fiyortların kenarında yer alan cezbedici safir koylara sahip.
Parlak kırmızı balıkçı barakalarının birçoğu Norveç Denizi'ne doğrudan erişime sahip ve herkesin ömründe en az bir kere görmesi gereken müthiş doğa olayı olan kuzey ışıklarına da ev sahipliği yapıyor.
Meuse Nehri ve kalesi arasında yer alan Dinant şehri, muhteşem mimarisi ve dağın tepesinden muhteşem manzaraları ile bilinir.
Grotto of Dinant'ın veya Beauraing Tapınağı'nın şelalelerini ziyaret ederek bir gün geçirin ve ardından Belçika'nın ve Avrupa'nın en güzel küçük şehirlerinden birinin manzarasını izlerken yerel kafelerden herhangi birinde bir masya yerleşip nane aromalı filtre kahvenizi yudumlamanın tadını çıkarın.
"Balıkların küçük kalesi olarak anılan bu şirin kasaba, İrlanda Denizi ve Atlantik Okyanusu'na erişim sağlayan ve doğal olarak bol miktarda liman barındıran kent, M.S. 900 yılında kurulmuş.
İngiltere'nin Norman Fethi'nden sonra Tenby, yerel isyancıları körfezde tutmak için büyük bir duvarla güçlendirildi ve geçtiğimiz birkaç yüzyıl boyunca, bu pitoresk kent, doğal güzelliği ile daha ünlü hale geldi.
Cochem, Almanya'nın efsanesi, folkloru ve her köşe ve köşede bulunan zengin tarihiyle tüm Almanya'nın en büyüleyici şehirlerinden biridir.
Eifel ve Hundsruck arasındaki doğal Mosel nehri vadisinde yer alan tesis, sarp üzüm bağları köyleri ile çevrilidir. Toprak ve iklim koşulları, Mosel Vadisi'ni, Almanya'nın en güzel Riesling üzümlerini yetiştirmek için önemli bir alan haline getirmektedir.
Eğer bir ruh hali yükselticisine ihtiyacınız varsa, Venedik Lagünü'nün aslında küçük bir adası olan bu neşeli renkli kasabası, harika bir tercih olacaktır.
Parlak renkleri, tropik bir his veren bir şekilde ortaya çıkıyor. Buradaki tüm evler, ilk oluşturulduğu zaman adanın "altın çağına" kadar uzanan belirli bir renk desenini izliyor.
Efsaneye göre, yerel balıkçıların evlerini ilk defa bu canlı renklere boyayarak, balık avlarken ortaya çıkabilmelerini sağlamış.
Kasabada konut sakinleri, evlerini boyamak isterlerse hükümete mektup göndermek zorunda. Hükümetin bu talebi onaylaması durumunda renk skalası ile yanıt geliyor; eğer ki kurala uymayıp yanlış boya kullanırsanız, hapis cezası yaptırımı uygulanıyor.