Yazma eserler, kültürel kimliğin hem bir parçası hem de kadim geçmişin en yakın tanıkları. Tarihi yüzyıllar öncesine dayanan medeniyetler ülkesi Irak'ta da nadir yazma eserler, kadim Kur'an-ı Kerim nüshaları, siyerler ve ulemaya ait tarihi yazma eserler bulunuyor. Irak'taki el yazmaları sadece bunlar sınırlı değil elbette; İslamiyet öncesine ait el yazmaları, sanat kitapları ve edebi yazmalar da bu engin arşivin nadide üyeleri. Özellikle ülkenin başkenti Bağdat'ta Abbasi ve Osmanlı İmparatorluğu dönemine ait yazma eserlerin değerli nüshaları mevcut. Kadim ülke Irak'ta yazma eserler evvela Dâru'l-Kütüb ve'l Vesâik'te muhafaza ediliyordu, merkezin yılar içerisinde değişime uğrayıp gelişmesi sayesinde, döneminin en büyük ve en kapsamlı el yazmaları merkezlerinden birisi haline geldi. Zaman ilerledikçe el yazması eserleri bünyesinde barındıran başka merkezler inşa edildi; dar Saddam el Mahtutat ve Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'e ait şahsi kütüphane bunlardan yalnızca ikisi. Bir dönem, ülkedeki Irak Milli Kütüphanesi içerisinde de kıymetli el yazmalarının muhafaza edildiği bir oda mevcuttu ve şehirdeki en güvenli ve merkezî yerlerden biri olduğu için bazı el yazması eserler burada saklanıyordu. Devletin güçlü olduğu dönemlerde birçok yazma eser kayıt altına alındı ancak kimi köklü ailelerce bu eserler saklandı. Bu denli kıymetli eserleri evlerinde saklamalarının iki açıklaması olabilir; ya çalınmasından endişe ettikleri için kimseye konusunu dahi açmıyorlar, ya da tarihe tanıklık etmiş bu eserlerin ehemmiyetinin farkında bile değiller. Amerikan işgalinden sonra Irak'taki yazma eserleri koruma konusundaki katı kurallar ve ihlali söz konusu olduğunda verilen ağır cezalar değişime uğradı; el yazmalarının kültür mirası olarak addedildiği ülkede dışarı kaçırılan eserler için idam cezası ve hapis cezası uygulanıyordu. Amerikan işgalinden sonra ülkede bu yazma eserler, korunduğu merkezlerden güvenlik endişesi sebebiyle istihbarat binasına taşındı. Başlarda, bu eserlerin mahzene taşındığından haberi olmayan Amerikan işgalci güçler, ilerleyen zamanlarda içeriden aldıkları destek ile bu yazmalara erişmeyi maalesef başardılar. Irak Savaşı'ndan sonra bu el yazması nadide eserler yağmalandı, bertaraf edildi, yurt dışına kaçırıldı ve kastî olarak imha edildi. İşgalci Amerikan güçleri bu eserlerin tahrip edilmesi ve kaçırılmasına asla karşı koymadı. Kaçırılan ve tahrip edilen yazma eserlerin restorasyonu ve iadesi konusunda Irak idaresi ve NARA arasında anlaşma imzalandı ve bu anlaşmaya göre eserler iki yıl içerisinde iade edilecekti ancak hiç biri Irak hükümetine teslim edilmedi. Başka ülkelere gönderildiği konusunda kuvvetli ihtimaller mevcut ve bu tarih kokan yazma eserlerin akıbeti konusunda hiçbir bilgi yok. Amerikan yönetimi altında bu eserler yağmalanmadan önce; Bağdat'taki Evkaf Kütüphanesi'nde 5 bin 147, Naji Mahfuz Koleksiyonu'nda 662, Qadiriya Kütüphanesi'nde ise 1544 el yazması korunuyordu. Öte yandan Basra'daki 3 ayrı kütüphanede 10'u Türkçe olmak üzere 2 bin 114 eser yer alırken, Dohuk'daki bir kütüphanede 16, El Divaniye'de 2 ayrı kütüphanede 236, El Hilla'da 4 ayrı kütüphanede 86, Erbil'deki 2 kütüphanede 10'u Türkçe 50, Nasıriye'deki 3 kütüphanede 304, Samarra'daki 2 kütüphanede ise 41 el yazması bulunuyordu. Kerbela'daki 19 kütüphanede ise çoğunluğu fıkıh, kelam, Kuran, mantık, felsefe, edebiyat, dil ve gezi konularında yazılmış Farsça ve Arapça 2 bin 337 el yazması yer alıyordu. Kerkük'teki 5 kütüphanede 23'ü Türkçe toplam 117 yazma eser korunurken, Musul'daki 9 ayrı kütüphanede ise 135'i Türkçe olmak üzere toplam 6 bin 810 yazma eser bulunuyordu. Necef'deki 17 kütüphanede ise 20'si Türkçe toplam 12 bin 159 el yazması korunurken, Süleymaniye'deki 2 kütüphanede 17'si Türkçe toplam 4 bin 430 el yazması, El Samava'da 11, Saddam'ın doğduğu kent olan Tıkrit'te 28, El Zubayir'de ise 25 el yazması yer alıyordu. Türkçe el yazmalarının 1279'u Bağdat ve 4 bin 412'si ise Irak Ulusal Kütüphanesi'nde korunuyordu. Savaşın ardından yağmalanan Irak'ın 113 kütüphanesinde bulunan toplam 82 bin 258 el yazmasının son durumu bilinmiyor. Savaştan önce 4 bin 412 nadir eserin korunduğu Irak Ulusal Kütüphanesi'nde ayrıca 417 bin cilt kitap da yer alıyordu. Yazma eserlerin ülke dışına çıkarılmasına bilerek göz yumulmasından sonra yanan Daru'l-Kütüb ve'l-Vesaiki'l-Irakıyye'de el yazmalarının %50'si, kitaplarında %32'si yok edildi. Yahudilerin Filistin'i işgaline dair birtakım tarihi vesikalar Irak Milli Müzesi'ndeyken yok edildi, mahzenlerde muhafaza edilen yazmalardan bir kısmı ise kaçırıldı. İsrail Millî Kütüphanesi, İslam dünyasına ait çok sayıda nadir eserlere sahip... Ancak İsrail Millî Kütüphanesi'nde bulunan nadir eserlerin buraya nasıl getirildiği ile ilgili tartışmalar devam ediyor; Mescid-i Aksa el Yazmaları Bölümü Başkanı Barikat ise İsrail kütüphanelerinde bulunan eserlerden bazılarının Irak işgali sonrası Irak Millî Kütüphanesi'nden çalınarak getirilmiş olabileceği ifadesi de bu ihtimallerin gerçek olabileceği kuşkusunu kuvvetlendiriyor. 1982 yılında kurulan ve 5 milyondan fazla kitabın bulunduğu İsrail Milli Kütüphanesi'nde, İslam ve İslam tarihine ilişkin 100 bin kitap ve 2 bin el yazması eser bulunuyor. İsrail'deki kütüphane, 600 yıl önce yazılmış ve Sultan I. Selim'in mührünün bulunduğu şahsi mushafı da bünyesinde barındırıyor. İsrail Millî Kütüphanesi'nde, saf altınla bezenmiş ve İslamî nakışlarla süslü, tarihi 1200 yıl öncesine dayanan Kûfî hattıyla yazılmış bir Kuran-ı Kerim mushafı da bulunuyor. İsrailliler bu eserleri satın aldıklarını iddia ederken, Filistinliler bu eserlerin bazılarının ABD işgali sonrası Bağdat'tan yağmalanarak İsrail'e getirildiğini söylüyor. Irak'ın işgal döneminde, eserlerin tam anlamıyla kayıt altına alınmış olmaması ve bölgenin Amerikan himayesine geçmiş olması büyük talihsizlik; zira Amerikan kontrolü altında yağmalanan bu eserler sıkı kontrol altındaydı ve halk onların bilgisi dışında kat'i surette eserlere erişemiyordu. Bu durum, Amerika güçlerinin yağmayı gerçekleştirdiği ve bu eyleme yardım ettiği ihtimallerini kuvvetlendiriyor çünkü yerli halkın bu sıkıyönetim altında bunu gerçekleştirme ihtimali yok. Devrik liderin özel kütüphanesindeki eserler korundu; dönemin kütüphane müdürü, Usame bey tarafından Amerikan işgalci güçlerin bu gizli mahzene erişmeleri engellendi ve buradaki eserler kaçırılmaktan kurtuldu. İşgal sonrası kaçırılan yazma eserlerin ülkeye geri çağrılması konusunda ciddi gayretler söz konusu ancak henüz bu tarihi eserlerin yer tespiti çalışmaları sürüyor. Bu süreçte Japonya ve İsviçre iade hususunda ciddiyetle yardımcı olurken, ABD ve İngiltere bu konuda işbirliğine yanaşmamakta ısrarcı tavrını sürdürüyor. El yazmaları, tarihin yalan söylemeyen tanıklarıdır, tarihi eserler, bir toplumun geçmişinin izleri ve geleceğinin güvencesidir. Amerika gibi köklü bir geçmişe asla sahip olamamış ve kültür hazinesinden yoksun bir milletin, Irak gibi kadim bir geçmişe sahip, medeniyetlerin beşiği sayılan bu toprakların paha biçilemez vesikalarını çalarak kendilerine mal etmeye çalışması da, tarihe duyduğu saygının bir ölçütü olarak sayılabilir.