Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Dünya
  • İsrail'in inandığı Yaşeya Kehaneti ne? Yahudilikte vadedilmiş topraklar nedir?

İsrail'in inandığı Yaşeya Kehaneti ne? Yahudilikte vadedilmiş topraklar nedir?

İsrail'in uyguladığı soykırımlar özellikle 7 Ekim'den sonra gündemde olsa da esasında 1948'den beri Orta Doğu'da İslam âleminin bağrına sokulmuş bir hançer gibi duruyor. Siyonist Netanyahu da Gazze'de uyguladığı soykırımları çeşitli fanatik söylemlerle meşrulaştırmaya çalışıyor. Peki, Yahudi inançlarına göre, hangi kehanetlerin gerçekleşmesini bekliyorlar? Yahudilikte vadedilmiş topraklar nereleri kapsıyor? İsrail, Mescid-i Aksa'nın altında ne arıyor? Dinler Tarihi Anabilim Başkanı ve Kudüs Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. İsmail Taşpınar ile konuştuk.

Eğer Musa ve Yeşu'nun yapılan ahitlerini esas alırsanız ki bunlar Tanrı'yla yapılan son esaslardır, antlaşmadır. Sonraki gelen peygamberlerle de yine bazı tanımlamalar getirmiş: "bal ve süt akan yurt", ondan sonra yine aynı şekilde "gurbet yurdu", "gurbet diyarı" şeklinde de isimler yer almakta. Ama sınır olarak Musa ve Yeşu da ayaklarının bastığı bütün yeri tanımlayabilmekte. Şimdi Yeşu zamanında özellikle bu vaat edildiğine inanılan toprakların ele geçirilmesi büyük kanlı savaşlarla olacak.

Kendileri bir toprak sahibi olmadıkları için başkalarının topraklarını ele geçirmek istiyorlar. Göçebelikten yerleşik hayata geçmek için başkalarının toprağını ele geçirerek oraya yerleşmek istiyorlar ve orada yaşayan bütün kabileleri düşmanı olarak kabul ediyorlar. Bunlar içerisinde de en büyük kabilelerden bir tanesi olan Amalika denilen Arap kabilesidir. İşte Netenyahu işaret ettiği haliyle aslında şunu demek istiyor: "Biz Yeşu ve o dönemde yapılan savaşların aynısını şu anda yapıyoruz".

"Yeşu hangi emirle vadedilmiş topraklara yerleştiyse savaşarak ben de şu an onun yerinde o savaşı vermekteyim" diyerek yapmış olduğu birtakım siyasi girişimleri bir anlamda kutsal kitaptan referansta meşrulaştırmaya çalışıyor.

Günümüzde kendi yapmış olduğu işgal programlarını kutsal kitaptan destek alarak yapmaya çalışıyor, kutsal kitabı kendisi için kullanıyor. Bundan büyük oranda Yahudi dindar insanlar da rahatsızlar, herkes bunu aynı şekilde anlamıyor. Bunu da kabul edip bilmek lazım. Bir ara da yine Yeşaya'dan atıfta bulunmuştu. Yeşaya'da da dendiği gibi "ben onun kehanetini gerçekleştiriyorum" diye.

◾ Daha önce de işaret ettiğim gibi, Babil'e sürgüne gidildikten sonra birtakım peygamberler, "bir gün gelecek ve tekrar geri mabedi inşa edeceğiz, Kudüs'e gideceğiz ve Yehuda Devleti'ni yeniden kuracağız" diye kehanetlerde bulunuyordu. İşte şu anda, Netenyahu o kehanetten bahsederken o kehaneti gerçekleştiren kişi olarak bir anlamda 2500 yıl öncesine ait olan bir ifadeyi kendisi için kullanmakta.

◾ Oysa şunu biliyoruz ki, Yeşaya kitabındaki bu ifadeler zaten Pers Kralı Sirus'un Babil'i işgal edip ele geçirmesinden sonra Yahudilere "geri dönün memleketinize gidin orada mabedinizi yeniden inşa edin ve memleketinize yerleşin" diye izin vermişti. Yani aslında Yeşaya'nın yapmış olduğu kehanet, daha önceden gerçekleşmiş olan geri dönüşü dillendirmekten ibarettir.

Yani, bir gün gelecek biz oraya tekrar yerleşeceğiz, demesi olay gerçekleştikten sonra söylenmiş olan sözlerdir. Çünkü gerçekleşip oraya yerleşilmiştir, bunun üzerine Yeşaya'ya böyle bir kehanette bulunuyormuş sözünü kendi kitabında geçmektedir.

Netenyahu adeta kendilerinin o dönemde olduğu gibi, sürgünde olduklarını ve vadedilmiş topraklara tekrar dönüşü ve mabedin inşası konusunda -çünkü İşaya ile birlikte mabed o dönemde yapılacak olandır- aslında işaret ettiği kişiler; bir fanatik Yahudiler ikincisi de evanjeliklerdir.

  • 10
  • 17

Evanjelikler, adeta Hristiyan siyonistler olarak da isimlendirebileceğimiz bir yapıdır. Evanjeliklerin hepsi aynı olmasa da geneli bu şekildedir ve farklı mezheplere sahiptiler. Protestandırlar bunlar genellikle ve çok büyük etkileri vardır. Bunların yıllık İsrail'e yaptıkları birtakım yardımlar da vardır. Onlar da Eski Ahit'teki bu vadedilmiş toprağa yerleşmek, orada yeniden mabedin inşasının yapılabilmesi için bu kehanetleri -ahir zaman alametleri olarak görüyorlar- ahir zaman alametlerinin tahakkuku için İsrail'e yardım ediyorlar. Onların inancına göre de İsa Mesih, ahir zamanda tekrar geri gelebilmesi için mabet yeniden inşa edilmesi lazım ve İsraillilerin Kudüs'te devlet kurmaları lazım.

◾ Devleti kurdurdular zaten 1947'de. Daha önceden Teodor Herz'le birlikte başlayan süreç yine evanjeliklerin desteğiyle gelişen bir süreçti. Bu kayıtlar da var, kendi hayat hikayesini anlattığı notlarında da var, günlüklerinde de anlatıyor.

◾ Buraya yerleştikten sonra şimdi ikinci aşama mabedin inşa edilmesi. Evanjelikler bunun da yapılmasını istiyorlar, onun için destekliyorlar. Netenyahu özellikle Amerika'da olan evanjeliklere bir anlamda mesaj gönderiyor. "Arkamda sağlam durun bu yaptığım savaş aslında sizin o istediğiniz, beklediğiniz mabedi yeniden inşa etmek için verdiğim bir savaştır" diyerek bir anlamda yine işlemiş olduğu bu savaş suçunu meşrulaştırarak Amerika'daki dini lobileri arkasına çekme girişimi olduğu bilinmesi gerekiyor.

  • 11
  • 17

Burcu Sandıkçı: Orta Doğu'da bir din savaşı çıkartmak istiyor diyebilir miyiz?

Prof. Dr. İsmail Taşpınar: Bir anlamda Ortadoğu'da siyasi savaşlara dini meşruiyet sağlamak için kullanılıyor ama burada yapılan savaş aslında bölgeyi karıştırmak, bölgede huzursuzluk ortaya çıkartmak. Netenyahu özellikle Amerika'daki evanjeliklerin bunu dini olarak desteklediklerini bildiği için dini bir formda bunu sunmaya çalışıyor. Yoksa şunu da iyi biliyoruz ki, yakın zamanda Suudi Arabistan'la Birleşik Arap Emirlikleri ile Ürdün'le Fas'la Sudan'la yapmış olduğu Abraham Anlaşması var. Güya bunlar, bölgesel kalkınmayı birlikte yapacağız diye anlaşmalar yaptı.

◾ Muhtemelen iç politikada Netanyahu'nun kendi gücünü kaybetmesi ve sonunun, akıbetinin kötü olacağını görünce bir sansasyon, bir olay yaratarak kendisini bir kahramanlaştırma girişiminde bulundu.

◾ Aslında bireysel bir maalesef kendi çıkarlarını düşünen ama beraberinde birçok insanın katledilmesi sonuçlanan bir cinayet ve insanlık suçu işlendiği artık Birleşmiş Milletler tarafından ve ilgili taraflar, müfettişler tarafından bunlar tespit edildi ve kayda geçti.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN