Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Dünya
  • İsrail'in inandığı Yaşeya Kehaneti ne? Yahudilikte vadedilmiş topraklar nedir?

İsrail'in inandığı Yaşeya Kehaneti ne? Yahudilikte vadedilmiş topraklar nedir?

İsrail'in uyguladığı soykırımlar özellikle 7 Ekim'den sonra gündemde olsa da esasında 1948'den beri Orta Doğu'da İslam âleminin bağrına sokulmuş bir hançer gibi duruyor. Siyonist Netanyahu da Gazze'de uyguladığı soykırımları çeşitli fanatik söylemlerle meşrulaştırmaya çalışıyor. Peki, Yahudi inançlarına göre, hangi kehanetlerin gerçekleşmesini bekliyorlar? Yahudilikte vadedilmiş topraklar nereleri kapsıyor? İsrail, Mescid-i Aksa'nın altında ne arıyor? Dinler Tarihi Anabilim Başkanı ve Kudüs Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. İsmail Taşpınar ile konuştuk.

Yani, bir gün gelecek biz oraya tekrar yerleşeceğiz, demesi olay gerçekleştikten sonra söylenmiş olan sözlerdir. Çünkü gerçekleşip oraya yerleşilmiştir, bunun üzerine Yeşaya'ya böyle bir kehanette bulunuyormuş sözünü kendi kitabında geçmektedir.

Netenyahu adeta kendilerinin o dönemde olduğu gibi, sürgünde olduklarını ve vadedilmiş topraklara tekrar dönüşü ve mabedin inşası konusunda -çünkü İşaya ile birlikte mabed o dönemde yapılacak olandır- aslında işaret ettiği kişiler; bir fanatik Yahudiler ikincisi de evanjeliklerdir.

  • 10
  • 17

Evanjelikler, adeta Hristiyan siyonistler olarak da isimlendirebileceğimiz bir yapıdır. Evanjeliklerin hepsi aynı olmasa da geneli bu şekildedir ve farklı mezheplere sahiptiler. Protestandırlar bunlar genellikle ve çok büyük etkileri vardır. Bunların yıllık İsrail'e yaptıkları birtakım yardımlar da vardır. Onlar da Eski Ahit'teki bu vadedilmiş toprağa yerleşmek, orada yeniden mabedin inşasının yapılabilmesi için bu kehanetleri -ahir zaman alametleri olarak görüyorlar- ahir zaman alametlerinin tahakkuku için İsrail'e yardım ediyorlar. Onların inancına göre de İsa Mesih, ahir zamanda tekrar geri gelebilmesi için mabet yeniden inşa edilmesi lazım ve İsraillilerin Kudüs'te devlet kurmaları lazım.

◾ Devleti kurdurdular zaten 1947'de. Daha önceden Teodor Herz'le birlikte başlayan süreç yine evanjeliklerin desteğiyle gelişen bir süreçti. Bu kayıtlar da var, kendi hayat hikayesini anlattığı notlarında da var, günlüklerinde de anlatıyor.

◾ Buraya yerleştikten sonra şimdi ikinci aşama mabedin inşa edilmesi. Evanjelikler bunun da yapılmasını istiyorlar, onun için destekliyorlar. Netenyahu özellikle Amerika'da olan evanjeliklere bir anlamda mesaj gönderiyor. "Arkamda sağlam durun bu yaptığım savaş aslında sizin o istediğiniz, beklediğiniz mabedi yeniden inşa etmek için verdiğim bir savaştır" diyerek bir anlamda yine işlemiş olduğu bu savaş suçunu meşrulaştırarak Amerika'daki dini lobileri arkasına çekme girişimi olduğu bilinmesi gerekiyor.

  • 11
  • 17

Burcu Sandıkçı: Orta Doğu'da bir din savaşı çıkartmak istiyor diyebilir miyiz?

Prof. Dr. İsmail Taşpınar: Bir anlamda Ortadoğu'da siyasi savaşlara dini meşruiyet sağlamak için kullanılıyor ama burada yapılan savaş aslında bölgeyi karıştırmak, bölgede huzursuzluk ortaya çıkartmak. Netenyahu özellikle Amerika'daki evanjeliklerin bunu dini olarak desteklediklerini bildiği için dini bir formda bunu sunmaya çalışıyor. Yoksa şunu da iyi biliyoruz ki, yakın zamanda Suudi Arabistan'la Birleşik Arap Emirlikleri ile Ürdün'le Fas'la Sudan'la yapmış olduğu Abraham Anlaşması var. Güya bunlar, bölgesel kalkınmayı birlikte yapacağız diye anlaşmalar yaptı.

◾ Muhtemelen iç politikada Netanyahu'nun kendi gücünü kaybetmesi ve sonunun, akıbetinin kötü olacağını görünce bir sansasyon, bir olay yaratarak kendisini bir kahramanlaştırma girişiminde bulundu.

◾ Aslında bireysel bir maalesef kendi çıkarlarını düşünen ama beraberinde birçok insanın katledilmesi sonuçlanan bir cinayet ve insanlık suçu işlendiği artık Birleşmiş Milletler tarafından ve ilgili taraflar, müfettişler tarafından bunlar tespit edildi ve kayda geçti.

  • 12
  • 17

Burcu Sandıkçı: Neden sürekli Mescid-i Aksa'nın altını kazıyorlar?

Prof. Dr. İsmail Taşpınar: Mescid-i Aksa'nın altında kazı yapılması uzun bir zaman önce başlanıldı. Aşağı yukarı 2000 yılları civarında böyle bir karar alındı. Sebep, Mescid-i Aksa'nın altında arkeolojik olarak eski mabede ait kalıntı var mı diye onları ortaya çıkartmaktı. Tabii bu aynı zamanda mabedin altında bu kazıları yaptığınız zaman Mescid-i Aksa'nın dayanma gücü ve sarsıntılarda bir şekilde yıkılmaya sebebiyet verecek birtakım çalışmalarda anlamına geliyor.

  • 13
  • 17

◾ Yahudi geleneğine göre Hz. Süleyman'ın mabedi en kutsal yer olarak bilinmekte. Kutsallar kutsalı olarak kabul edilen yere baş kahinden başka kimsenin yerine yetkisi yoktu. Oraya girecek olan kişi de çarpılabilir ve ölebileceği gibi inançlar var. Yani oraya gerekli bir hazırlık olmadan girilmesi yasak olan bir yerdir. Bu nedenle buranın yeniden mabet yapılabilmesi için buranın yıkılması gerektiğine inanıyorlar.

◾ Denir ki Kubbetü's Sahra'nın altında yapılan kazı çalışmaları nedeniyle herhangi bir deprem esnasında veya sismik olay sırasında her an yıkılabilir. Yıkıldıktan sonra da Yahudiler kolayca kendi eski prototip mabetlerini inşa edebileceklerine dair görüşler var. Evet, bugün Mescid-i Aksa'nın altında yoğun bir arkeolojik faaliyet yapılmakta.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN