İtalya'nın kuzeyinde yer alan Bologna, neredeyse 1.5 saatte ulaşabileceğiniz ve iki günde keyifle gezebileceğiniz harika bir Roma dönemi şehri. Bologna, Kızıl Şehir lakabını hem binalara rengini veren kırmızı tuğlalardan, hem de sol siyasi görüşü benimsemesinden dolayı almış. Tarihin en eski üniversitesine de ev sahipliği yapan bu şehir, Bolonez sosuyla, Neptün Çeşmesi'yle, katedralleri ve saraylarıyla adeta bir açık hava müzesi. Bologna, Emilia-Romagna bölgesinin başkenti ve İtalya'nın zengin şehirlerinden biri. Bologna'ya iniş yaptıktan sonra, havalimanından tren istasyonuna kalkan otobüslerle yolculuğunuza başlayabilirsiniz. Tren istasyonunda diğer şehirlere de bilet alarak Venedik yönüne ya da Toskana bölgesine doğru yolculuğunuzu uzatabilirsiniz. Ortaçağdan kalma kulelerle, kemerli sokaklarla bezeli, eski Roma kasabasının yıkıntıları üzerine kurulmuş bir kent Bolonya, İtalya'nın kuzeyiyle güneyini birbirine bağlayan kara ve demiryolları üzerinde bulunuyor. Ortaçağdan kalma kuleleri sebebiyle 'kuleler kenti' olarak da adlandırılan Bolonya, İtalya'nın önemli bir tarım ve sanayi merkezi. Şehir ayrıca Avrupa'nın en eski üniversitelerinden birine de ev sahipliği yapıyor. Bolonya Üniversitesi'nin 11. yüzyılda kurulduğu biliniyor. Kent merkezini yürüyerek kolayca dolaşabileceğiniz İtalya'nın bu büyülü şehri, size unutulmaz bir tatil fırsatı sunuyor. Türk Hava Yolları ile Bolonya'ya aktarmasız uçuşlar mümkün! Dünyanın her yerinden öğrenciler burada eğitim görmek istiyor. Nedeni ise dünyanın en iyi üniversiteleri arasında gösterilen Bologna Üniversitesi'ne sahip olması. 1088 yılında kurulan üniversitenin dünyanın çeşitli yerlerinde kampüsleri bulunuyor. Ancak okulun merkez kampüsü Bologna'da. Bu nedenle şehre yurtdışından da Erasmus için çok sayıda öğrenci geliyor. Sokaklar, restoranlar, kafeler ve gece kulüpleri öğrencilerle dolup taşıyor. La Piella'da yer alan gizemli bir pencere, muhteşem bir Venedik görüntüsü sunuyor. Pencereden kanala baktığınızda kendinizi Venedik'teymiş gibi hissediyorsunuz. Bu nokta turistler tarafından çok ilgi görüyor. Bu şehirde şifreler var! Bologna'yı gezerken bu sırlara dikkat ettiğinizde daha çok keyif alacaksınız; şehrin en kalabalık meydanı olan Piazza Maggiore'nin köşesinde Podesta Sarayı'nda bulunan kemerlerinin esrarı gibi... Buradaki kemerler ilginç bir özelliği sahip. Şöyle ki, kemerlerin dört tarafında yer alan köşelere geçip ve fısıltı halinde konuşmaya başlayınca sesiniz, çaprazda bulunan kemerin altında bekleyen kişiye ulaşıyor. En küçük bir ses bile duyuluyor. Museo Civico Archeologico Bolonya'daki ortaçağ yapısı bir müze olan Museo Civico Archeologico'yu (Arkeoloji Müzesi) gözden kaçırmamanızı tavsiye ediyoruz. Müzede Felsina mezarlıklarından çıkarılan eserlerle Villanova buluntularını oldukça ilginç bulacağınızdan eminiz. Arkeoloji Müzesi'nin ardından motor ve otomobil tutkunuzun canlanacağı Ducati Fabrikası ve Modena civarındaki Ferrari Müzesi'ni görmenizi öneririz. Bolonya gezinize kentin buluşma noktası olan Piazza Maggiore'den başlayabilirsiniz. Burası kentte yaşayanların soluklanma noktası. En güzel kahvelerle kruvasanları için siz de burada bir mola verebilirsiniz. Ayrıca Piazza del Nettuno (Neptün Meydanı) şehir sakinlerinin bir diğer buluşma noktası. Tommaso Lauretti tarafından 1563'te yapılan meydanda su içilebilen bir çeşme de bulunuyor. Bolonya sokaklarında gezerken Bernini ve Guido Reni gibi ünlü sanatçıların eserlerini görebilir, sanatın kalbinin bu şehirde attığını hissedebilirsiniz. Ayrıca Avrupa'nın en önemli resim galerilerinden biri olan Pinacoteca Nazionale'yi de gezebilirsiniz. Yapımı 1803'te tamamlanan bu galeride Reni, Barbireri, Carracci gibi ressamların eserlerini yakından görebilirsiniz. Ayrıca galeride resim okullarının gelişimini de kronolojik olarak izleyebilmeniz mümkün. Bolonya'nın bir diğer adının 'kuleler kenti' olduğunu söylemiştik. Two Towers ise görmeniz gereken en önemli iki kule. İkisi de 12. yüzyılda inşa edilen kuleler Asinelli ve Garisenda adını taşıyor. Kuleleri 3 avro gibi uygun fiyatlarla Bolonya'nın merkezinde ve tüm yolların kesişme noktası olan kuleleri ziyaret edebilirsiniz. Bitmek bilmeyen 498 basamağın sonunda, kızıl renkli kent Bolonya'nın ayaklarınızın altına serildiğini göreceksiniz. Kentte ziyaret edebileceğiniz birbirinden güzel Ortaçağ bazilikaları bulunuyor. Bunlardan ilki San Petronio bazilikası. Sekiz büyük piskoposluk merkezinden biri olan bazilika adını 431-450 yılları arasında burada yaşayan bir azizden alıyor. San Petronio bazilikası İtalyan Rönesans mimarisinin başyapıtı kabul ediliyor. Bir diğer dini yapıysa 1192 yılında Guardia Tepesi'ndeki San Luka bazilikası. Buraya girişin ücretsiz olduğunu da ekleyelim. Mutlaka görmeniz gereken bir diğer katedralse San Francesco bazilikası. Devasa boyutlardaki bu bazilikanın yapımı 1263 yılında tamamlandı. İtalya'da inşa edilen bu ilk gotik yapı, uzun koridorları, kemerli geçişleri ve içindeki mermer atıyla son derece etkileyici. Bologna'nın tarihi güzelliklerini gördükten sonra, muazzam lezzetlerini de keşfe başlayabilirsiniz. Bizce bir şehri yaşamanın en güzel yolu onun yerel pazarlarını keşfetmektir. Piazza Maggiore'ye dönüş yapıp oradan Quadrilatero bölgesine geçtiğinizde, sağlı sollu daracık sokaklarda lezzet turuna başlayabilirsiniz. Buradaki eski yiyecek dükkanları aklınızı başınızdan alabilir, özellikle de peynir düşkünüyseniz... Kentin her bölgesinde pizza ve makarna yiyebilirsiniz. Ayrıca pizza yemek için restorana oturmak zorunda da değilsiniz. Çünkü küçük büfelerde de pizza satılıyor. Özellikle bolonez soslu makarnanın tadına bakmanızı öneriyoruz. Çünkü çok iyi bildiğimiz bolonez sosun tarifi de Bolonya mutfaklarından geliyor! Bologna, İtalya'nın gurme şehri. Bu özelliği ile lezzet düşkünlerinin sıkça ziyaret ettiği bir yer. Napoli pizza konusunda ne kadar meşhursa, Bologna da makarna konusunda öyle. Tam bir makarna üssü. Bologna'nın lokal lezzetlerini bulabileceğiniz atlanmaması gereken üç yerel lezzet çarşısından biri Mercato di Mezzo çeşit çeşit ev yapımı makarnalar, taze meyve sebzeler, Adriyatik denizinden gelen taze balıkları yemeseniz bile görmeye, gezmeye değer. Atti, Tamburini, Simoni ve Eataly ünlü dükkanlarından... Ayrıca şehrin dört bir yanındaki balzamik sirke ve parmesan peyniri üretim yerlerinde bu lezzetlerin mutlaka tadına bakmalısınız