Suriye’yi kana bulayan sürecin başlangıç noktası: Hafız Esad
"Baba Esad" olarak bilinen Hafız Esad, bundan tam 48 yıl önce bugün gerçekleştirdiği darbe ile iktidarı ele geçirdi; Suriye'yi kana bulayan sürecin fitili de, işte o tarihte ateşlendi. Darbeyle dava arkadaşı Salah Cedid'i deviren Hafız Esad, Suriye'ye tapulu mülkü gözü ile baktı ve yönetimi çıkarlarına uygun hale getirdi. Kendisine karşı çıkan ayaklanmaları acımasızca gerçekleştirdiği katliamlarla bastırdı. 1982 yılında gerçekleşen ve "Hama katliamı" olarak tarihe geçen en büyük katliamda, kentte yaşayan her 10 kişiden biri hayatını kaybetti. Ölümünden sonra yönetimi devralan Beşar Esad, ne yazık ki babasının izinden gitti… Peki Hafız Esad kimdir? Beşar Esad kimdir?
Giriş Tarihi: 13.11.2018
17:25
Güncelleme Tarihi: 29.02.2020
12:03
NEDEN BEŞAR ESAD’I TERCİH ETTİ?
En küçük kardeş Mecid, başkanlık için uygun bir aday olarak görülmüyordu. Zira depresyonda ve madde bağımlısı olduğuna ilişkin söylentiler vardı.
Diğer aday ise orduda görev yapan Mahir idi ve söylenenlere göre hırslı bir kişiliğe sahipti. Ancak Mahir'in değişken ruh haline bir de gençliği eklenince , siyasi alanda pek yetenek ve hırs göstermeyen Beşar'ın karşısında aday olması söz konusu değildi. Mecid, 2009 yılında nedeni açıklanamayan "kronik bir hastalık" sonucu 43 yaşında yaşamını yitirdi.
“DOĞRU KİŞİ” OLDUĞUNA İNANDIRMAYA ÇALIŞTILAR
Basil'in ölümünden sonra Britanya'dan Suriye'ye geri dönen Beşar, görevi babasından devralmak için bir eğitime tâbi tutuldu. Halkın Beşar Esad'ın "doğru kişi" olduğuna inanmasını sağlayacağı adımlar atıldı.
Hafız Esad zamanında 40 olan cumhurbaşkanı olma yaşı, Beşar cumhurbaşkanı olabilsin diye anayasada yapılan bir değişiklikle 35 yaşına çekildi.
1971 yılında iktidarı ele geçiren Hafız Esad, 1978, 1985, 1991 ve 1999'da olmak üzere dört kez daha devlet başkanlığına seçildi. Hafız Esad, 10 Haziran 2000'de akciğer kanserinden öldü.
BABASININ İZİNDEN GİTTİ: KATLİAMLARA BAŞLADI
Beşar Esad, babasının ölümünün ardından devlet yönetimi ile beraber katliamları da devralmıştı.
Vatandaşlarının ekonomik istikrarını sağlayamadığı gibi onlara en temel hak ve özgürlükleri de tanımadı. Baskı ve tehdide dayalı dikta rejimi vasıtasıyla ülkeyi idare etmeyi sürdürdü.
Suriye halkı kendi yönetimini seçim yolu ile değiştirmek lüksünden yoksun bırakıldı. Parlamento ve sandık başında aradığı adaleti bulamayan Suriyeliler, sonunda sokağa çıkmaya mecbur bırakıldı.
Ortadoğu coğrafyasında alevlenen Arap Baharı'nın ateşi, 2011 yılı başlarında Suriye'yi de sardı. Peş peşe gelen protestoların ardından Esad, babasının izinden giderek, kendi halkına yönelik katliamlara başladı.
KİMYASAL SİLAHLA HALKINI KATLETTİ
Oğul Esad'ın katliamları, 6 Mayıs 2011 tarihinde başladı. Humus'ta rejime destek vermeyen yüzlerce masum sivil, Mayıs 2014'te imzalanan ateşkese kadar katledildi. Cesetlerin çoğu toplu mezarlarda bulundu.
Dünya kamuoyu Suriye ordusunun adeta haritadan sildiği kasabaları, köyleri burada yaşayan sivillerin katledilişini BM'ye taşıdı, ancak burada Çin ve Rusya'nın veto engeline takıldı.
21 Ağustos 2013 tarihinde, Şam'ın doğusundaki Guta bölgesine yapılan sarin gazı saldırısında 1729 kişi vahşice katledildi. "Kimyasal silah" ın kullanıldığı bu saldırıyı, Esad'a bağlı Suriye Ordusu gerçekleştirdi. Benzer katliamlar, defalarca tekrarlandı.
7 YILDA ÖLENLERİN SAYISI YARIM MİLYONU GEÇTİ
7 yıl önce başlayan isyanlar, önce tüm Suriye'de yıkıma yol açan, yüz binlerce kişinin öldüğü, milyonlarca kişinin evsiz kaldığı bir iç savaşa ; daha sonra ise uluslararası aktörlerin dâhil olduğu bölgesel bir savaşa dönüştü.
Geçtiğimiz Mart ayında yapılan açıklamaya göre, 106 bini sivil, 353 bin 900 kişinin ölümü belgelendi. Bu sayılara kaybolan ve öldüğü sanılan 56 bin 900 kişi dâhil değil. Aynı zamanda, 100 bin kişinin ölümünün belgelenemediği tahmin ediliyor.
119 bin 200'ü sivil olmak üzere, 185 bin 980 kişinin çatışma kaynaklı öldüğü belirtiliyor.
2011'den bu yana 6,1 milyon Suriyeli ülke içinde evlerinden oldu; 5,6 milyon kişi de ülke dışına kaçtı. Bu sayı Suriye için savaştan önce 22 milyon olan nüfusun yarısına tekabül ediyor.
Fikriyat