10 maddede Edip Cansever hakkında her şey
Sonsuz bir düşünce gücüne sahip, İkinci Yeni'nin kuyumcu şairi, yalnızlığın ve imgenin insanı Edip Cansever'in şiirlerinde Orta Doğu ve Afrika'yı kendi kişisel intibaları, hatıra ve hayalleriyle bu coğrafyalar arasında imgesel bağlar kurarak ele aldığını biliyor muydunuz? Sizler için satırlarıyla ruhumuza dokunan Edip Cansever'in doğum yıl dönümünde hakkındaki tüm detayları derledik.
Giriş Tarihi: 28.05.2019
09:10
Güncelleme Tarihi: 08.08.2019
09:41
BİLİNÇALTINI KUSURSUZCA İŞLEDİ
Bireyin psikolojik yapısını şiirlerinin karakteristik özelliklerine yansıtan Cansever , "Umutsuzlar Parkı", "Otel", "Mendilimde Kan Sesleri", "Ben Ruhi Bey Nasılım", "Manastırlı Hilmi Bey‟e Mektup(lar)", "Cemal‟in İç Konuşmaları", "Seniha‟nın Günlüğünden" ve "Ester‟in Söyledikleri" isimli eserlerinde bu özelliğini kullandı.
FAZLA ŞİİRDEN ÖLDÜ EDİP CANSEVER
Hayatını imge dünyasında ve dizelerin içinde yaşayan Edip Cansever, 28 Mayıs 1986 tarihinde İstanbul'da yaşamını yitiriyor. Bize de Edip Cansever'in ardından bu dizeler kalıyor. Edip Cansever için belki de söylenebilecek en güzel dizeyi Cemal Süreya söylüyor:
"Yeşil ipek gömleğinin yakası Büyük zamana düşer Her şeyin fazlası zararlıdır ya Fazla şiirden öldü Edip Cansever."
TOMRİS UYAR'LA KIRGINLIKLARI
Yıllar geçer, Tomris Gedik artık Tomris Uyar olmuştur. Edip Cansever'in subay arkadaşı Turgut'un eşidir Tomris. Cansever'in eşi, Mefharet Hanım'ın da dâhili olduğu görüşmeler başlar; Çin ruleti, Çiçek Pasajı, Karaköy'de enginar… İki aile arasında müthiş bir dostluk başlamıştır ki bir gün Turgut'la Tomris ayrılacaklarını söylerler. Katiyen karşı çıkar Cansever, maddi sebeplerden olacağını düşünmüş olacak ki maddi yardımda bile bulunmayı teklif eder ama aralarında o bağ çoktan kopmuştur. Süleymaniye Adliyesi'nde boşanma davası görülür ve tek celsede boşanırlar. Davadan sonra üçü birlikte ayrılırlar adliyeden ve Kadıköy vapuruna binip gider Tomris. "Nereye" diye sorar Cansever ama yanıt alamaz. Aslında gittiği yer, Cemal Süreya'dır. Cansever o günler için şöyle söyler: "Tomris, Cemal Süreya'ya aslında iki sene evvel Çiçek Pasajı'ndaki bakışlarıyla gitmişti."
11 Mart 1983'de Tomris, Sandal Bedesteni'ndeki dükkâna gelir. Aslında Cansever, kendi için yok dedirtir ama sorgusuzca çıkar Tomris asma kata. Kapalıçarşı kapanana kadar konuşurlar. Bir ara daktilonun mürekkebini ister Mustafa'dan. Mustafa, hemen yukarı çıkıp mürekkebi götürür, Cansever alelacele değiştirir ve biriken müsveddeleri de atar çöpe. En aşağı altı saattir asma katta bulunan Cansever'in neler yazdığını merak edip çöpten alıp bakar Mustafa. Yazılanların üzerinde çokça düzeltilmiş, çalışılmış bir şiir vardır. Anlam veremez önce. Çok sonradan anlar ki, Tomris Hanımın Cansever'e doğum günü için zorla yazdırdığı; "Ben buradayken bu şiiri yazmazsan ikimiz de buradan çıkamayız" dediği "Yaş Değiştirme Törenine Yetişen Öyle Bir Şiir" isimli şiirdir.
1994 yılında bir radyo programında Radyocu Nigâr Hanım, Tomris Uyar'a Edip Bey ile ilgili bir şeyler sorar. Tomris Uyar ise "bir şiir yazılırken yara olmuştur Edip" diyebilir sadece.
ŞİİR : İkindi Üstü (1947), Dirlik Düzenlik (1954), Yerçekimli Karanfil (1957), Umutsuzlar Parkı (1958), Petrol (1959), Nerde Antigone (1961),Tragedyalar (1964), Çağrılmayan Yakup (1969), Kirli Ağustos (1970), Sonrası Kalır (1974), Ben Ruhi Bey Nasılım (1977), Sevda ile Sevgi (1977), Şairin Seyir Defteri (1980), Yeniden (bütün şiirleri, 1981), Bezik Oynayan Kadınlar (1982), İlkyaz Şikâyetçileri (1984), Oteller Kenti (1985).
DÜZYAZI: Gül Dönüyor Avucumda (Ölümünden sonra 1987) Şiiri Şiirle Ölçmek.