12 maddede Kanuni'nin son seferi ve ölümü
Türk tarihinin en önemli padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman'ın, yürüyecek hali yokken 72 yaşında çıktığı 13'üncü seferi olan Sigetvar Kuşatması oldukça önemlidir. Çünkü Sigetvar'da kazanılan bu galibiyetin hüzünlü bir tarafı vardır. Peki, neden sefer sırasında Kanuni'nin ölümü askerlerden gizlendi? Padişah sefere çıkmadan önce neler yaptı? Yaşlılık günlerinde neden sefere çıktı? Sizler için, maddeler halinde Sigetvar Kuşatması'nı derledik.
Giriş Tarihi: 27.07.2019
13:24
Güncelleme Tarihi: 27.07.2019
14:23
Padişahın yakın maiyetini teşkil eden peykler, solaklar bu merasim esnasında göz alıcı kıyafetler giymişti. İstanbullular da bu töreni seyre çıkmışlardı. Rengârenk kıyafetler içerisinde, bayrakları ve silahları ile çeşitli askeri kıtaların geçiş töreni seyreden herkesi kendisine hayran bırakmıştı.
Padişah beyaz elbiseleriyle at üzerinde muhteşem maiyeti eşliğinde İstanbul'dan ayrılmıştı. Devrin tarihçeleri padişahın beyaz sakallı ve beyaz elbiseli halinin nurdan bir minareye benzediğini söylerler. Kanuni'nin yanında başta veziriazam olmak üzere bütün vezirler, yeniçeri ağası, defterdarlar ve önde gelen bürokratlar da vardı.
KANUNİ SEFERDE RAHATSIZLANINCA NE YAPTI?
Törenle şehirden ayrılan Osmanlı birlikleri İstanbul'un dışında kurulmuş olan otağ-ı hümayunun bulunduğu yerde ilk konaklamayı yaptılar. Tekrar yola çıkıldığında rahatsızlığı artınca Sokollu Mehmed Paşa'nın yardımı ile arabaya geçti. Padişahın rahat bir şekilde seyahat edebilmesi için arabanın geçeceği yollar düzeltiliyordu. Sigetvar'a kadar araba ile giden Kanuni Sultan Süleyman, şehir merkezlerine gelindiğinde padişahlığın şanını ayağa düşürmemek için bütün rahatsızlığına rağmen ata binmişti.
SİGETVAR MUHASARASI NASIL BAŞLADI?
Belgrad'da durum değerlendirmesi yapıldı. Sefere çıkılırken asıl niyet Eğri Kalesi'nin fethiyken serhatlardan gelen bilgiler Sigetvar'ın Osmanlı topraklarına büyük zarar verdiği yönündeydi. Bunun üzerine ordu Sigetvar'a yöneldi.
Sigetvar ele geçirilmesi çok zor bir kale zinciriydi. Sigetvar, her taraftan Alman Nehri ile bazı göller ve bataklıklarla çevriliydi. Kaleler birbirlerine tahta köprülerle bağlantılıydı. Zaten adalar şehri manasına gelen Sigetvar ismi de kalenin bu konumundan dolayı verilmişti.
Sigetvar'a gelindiğinde askere moral vermek için ata binen Kanuni, atından inip çadırına yürüyerek gitti. Kuşatmanın başlangıcından Osmanlı ordusuna hoş geldin güllesi gönderen kale komutanı Nicolas Zriny, elinde esir olarak bulunan ileri gelen bir Türk'ü de öldürmüştü. Zriny, kendisine ve kalesine o kadar güveniyordu ki kale istihkâmlarının bir kısmını kırmızı kumaşlarla kaplatmış, kale surlarına da madeni levhalar koydurtmuştu.
Hastalığından dolayı dışarı çıkamayan sultan kuşatmayı çadırından takip ediyordu. Padişahın otağı, kuşatmaya hâkim bir yer olan Sigetvar'ın kuzeyindeki Smilehov Tepesi'ne kurulmuştu.
SİGETVAR MUHASARASI NASIL CERAYAN ETTİ?
Padişahın hastalığı iyice artmıştı, ancak kale de bir türlü alınamıyordu. Dört kaleden oluşan ve çevresi su hendekleri ile çevrili oldukça büyü bir kale olan Sigetvar iyi tahkim edilmişti. Yeterli yiyecek, içecek ve savaş malzemesi mevcuttu. 3-4 bin askeri ve 60 civarında topu vardı. Kanuni kuşatmanın uzaması üzerine "Bu kale benim yüreğimi yaktı. Dilerim Hak'tan ateşlere yana" demişti.
İlk olarak eski Sigetvar denilen yer fethedilmişti burada dayanamayan Avusturyalılar şehri ateşe vererek asıl kaleye çekilmişlerdi. Sokullu Mehmed Paşa, kalenin bir an önce fethedilmesi için büyük çaba gösteriyordu. Bazı geceler, siperlerde askerlerle beraber yatıyordu. Kuşatmanın son günlerinde padişahın hastalığı iyice arttı. Asker arasında şayialar dalga dalga yayılmaktaydı.