20 romanla İstanbul'u okumak
İstanbul sonu henüz tamamlanmamış bir roman gibidir. Zira her köşesinden, her penceresinden, her tepesinden başka bir şehir görülür. Her roman ayrı bir sokağa, ayrı bir döneme, ayrı bir İstanbul'a kapı açar. Sizler için, seçtiğimiz bu 20 romanla edebiyatta kısa bir İstanbul turu derledik.
Giriş Tarihi: 20.07.2019
08:48
Güncelleme Tarihi: 20.07.2019
11:54
Sodom ve Gomore - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
İşgal yıllarının İstanbul'unu konu edinen Sodom ve Gomore, Yakup Kadri'nin romanları arasında zaman bakımından Hüküm Gecesi'nin devamı sayılır. akup Kadri Karaosmanoğlu bu kitapta Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul'da yaşayan bir zümreyi ve bu zümre içindeki insanların ilişkileri anlatarak ahlak ve toplum değerlerini anlatır ve sorgular. Batı hayranı Türkler'i, alafrangalığa özenen züppelerin, emperyalistlerle işbirliği içinde olan kesimlerin, işbirlikçi burjuvazinin yer aldığı geniş bir panorama olan Sodom ve Gomore sizleri bekliyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat - Şemseddin Sami
On dokuzuncu yüzyılın en seçkin aydınlarından Şemsettin Sami'nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı eserinin yayımlanışını, 18 Kasım 1872 tarihli Basiret gazetesi şöyle duyurur: "Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adıyla, bir zatın düzenlediği hikâye, çok güzel ve eğlenceli olduğu gibi, evlenme ve ahlâka ait pek çok ibret ve öğüdü de içinde bulundurmaktadır." Bugün ise, roman türünün edebiyatımızdaki ilk örneklerinden biri olan bu eser, bizim için bundan çok daha fazlasını ifade eder: Talat ve Fitnat'ın aşklarının hikâyesi, aynı zamanda dönemin edebiyat anlayışına, konuşma diline, kadın-erkek ilişkilerine ve toplumsal yaşamına dair değerli ipuçları elde etmemize imkân sağlar.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
İstanbul - Friedrich Schrader
1891-1918 yılları arasında İstanbul'da yaşamış olan Alman gazeteci Friedrich Schrader, İstanbul'u adım adım gezer ve izlenimlerini İstanbul'da çıkan Osmanischer Lloyd gazetesinde, semt röportajları, insan portreleri şeklinde yayınlar. Yazılarında suriçi semtlerini, camileri, türbeleri kendine özgü bir üslupla betimleyen Schrader, Haliç çevresinden fetih döneminin söylencelerini yansıtırken Bizans'ın izlerini de keşfeder. Gerçek bir İstanbul âşığı olan Schrader'in bu yazılarının derlendiği İstanbul kitabı, I. Dünya Savaşı yıllarının çalkantısı içinde günümüze kadar tarihin karanlık sayfalarında kalmıştır.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Araba Sevdası - Recaizade Mahmut Ekrem
"Pek az Türk romanı Araba Sevdası kadar adına bağlıdır. Kitap, bir modanın ve muayyen iktisadi şartlar etrafında hemen bir lahzada teşekkül etmiş köksüz bir kalabalığın romanıdır." Ahmet Hamdi Tanpınar
Tanzimat edebiyatının birinci döneminde temelleri atılan modern edebiyatımızın duvarlarını örmeye başlayan isimlerden biri de Recaizade Mahmut Ekrem'dir. Gençleri yazmaya, yazdıklarını yayımlatmaya teşvik ederek bir neslin önünü açan üstad Recaizade'nin Araba Sevdası romanı, Türkçede roman türünün başarılı ilk örneklerinden biri olarak kabul edilir.
Edebiyatımızda sıkça işlenen mirasyedi, zengin tiplerin öncülerinden olan Bihruz Bey'in hayatı, düşünceleri ve aşkı, Araba Sevdası'nda yer yer komedileştirilerek anlatılırken okura o dönemi ve ülkenin Batılılaşma macerasını enine boyuna düşünme imkânı sunar.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Huzur - Ahmet Hamdi Tanpınar
Tanpınar, kültürümüzü bir "iç âlem medeniyeti"nin tezahürü olarak görür. Bu medeniyeti, belirli bir ahlâkı taşıyan "mânevi vazifelerine inanmış, muayyen bir ruh nizamından geçmiş, nefislerini terbiye etmiş" insanlar meydana getirmiştir. Huzur'un kahramanlarından Mümtaz, roman boyunca kendisini "huzur"a kavuşturacak bir "iç nizam"ı aramaktadır.
Eserde hastalık, ölüm, tabiat, kozmik unsurlar, medeniyet, sosyal meseleler, çeşitli ruh halleri ve estetik fikirler iç içe verilir. Ancak bütün bunların üzerinde romana hâkim olan Mümtaz'la Nuran'ın sevdalarıdır. İstanbul, bu aşkın yaşandığı çevre olmaktan çıkarak, âdeta bir roman kahramanı gibi ele alınır. Huzur için, belli bir dünya görüşüne, bir hayat nizamına kavuşamamış kişilerin "huzursuzlukları"nı dile getiriyor denebilir.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…