7 Güzel Adam'dan 7 güzel kitap
Yedi güzel adamdan birisi kan görür; birisi aşk görür; biri yar, biri bela, biri dağ; biri de sofra görür. Görüler ve gereğini bellerler. Peki, "Bu insanlar dev midir, yatak görmemiş gövde midir?" Cahit Zarifoğlu'nun anlattığı 'Yedi Güzel Adam'dan yedi güzel kitabı sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 05.02.2019
09:41
Güncelleme Tarihi: 05.02.2019
11:21
Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt ve Alaeddin Özdenören ile güçlü bir bağı olan Zarifoğlu'nun "Yedi Güzel Adam" şiirini kaleme almasının ardından bu isimler "Yedi Güzel Adam" olarak anılmaya başladı.
Yedi adam biri bir gün bir kan gördü gereğini belledi yari asla koynuna Ayırmaz kanı yanından Beyaz haberlerim var kardeşlerim
Bir güzel ince gelin Kabartır göğsünü toz duman içinde gelinliği durur çıkartıp bıraktığı yerde İçerlerden bir taşlı tarladan Kaynayan nehrin gözünde unutmuş gelin alınlığını Avuçları sıcacık yumulu bedenine dayalı Kalın bilekli badem topuklu Seyirtir o ince gelin grevlilere şifalar götürmek için
Mektuplar - Cahit Zarifoğlu kitap özeti:
Cahit Zarifoğlu'nun bu kitapta yer alan mektupları daha çok Mavera dergisinin çıktığı yıllara aittir. Ve hemen hepsi bu dergiyle münasebeti olan kişilere yazılmıştır. Bunlardan bir bölümü onun beraber yola çıktıkları yazar şair dostlarına, bir bölümü de dergiye ürün gönderen yazar şair ve adaylarına yazılmıştır. İçlerinde çok azı da ailesine yazdıklarıdır.
Zarifoğlu'nun mektuplarında onun sanat edebiyat anlayışını da çok özel bir dille anlatılmış görürüz. Sanat ve edebiyata nasıl bakıyor, nasıl bakmamız gerektiğini söylüyor? Bu mektuplardan bütün bu soruların cevabını bulabiliyoruz. Bu bakımdan bu metinler tıpkı açık mektupları gibi onun poetik anlayışını da yansıtırlar ki asıl önemleri de belki burada aranmalıdır. Yine onun yazdıklarında kişiliğine ve dünya görüşüne dair ipuçları da yer alır. Bütün bunları birlikte düşündüğümüzde bu mektuplar onun şahsiyet ve sanat tutumunu anlaşılması konusunda bize önemli imkânlar sunmaktadır.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
"Yıkılmış ve yeniden doğmaya çalışan bir toplumun, bir kültürün, yıkılmış ve yeniden yapılan bir şehrin ve savaşın; siyasi, sosyal, ekonomik yıkıntıları içinden doğrulmaya çalışan bir ailenin ferdi olarak Zülküf Dağı'nın eteğindeki o küçük kasabada dünyaya geldim. İşte bu dört yıkılmışlık içinde 1933 yılı baharında Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde doğdum. Annemin deyişiyle Gülan ayında bir günde.''
İkinci Yeni şiirinin uç beyi, mistik şiirin kıyas kabul etmez şairi , düşünür, siyasetçi olan Sezai Karakoç resmi kayıtlara göre 22 Ocak 1933'de Diyarbakır'da doğdu. Oldukça parlak bir eğitim hayatı geçirdi, çeşitli dergilerde çalıştı, onlarca kitap yazdı, Türkiye'den ve dünyadan çeşitli sanat ödüllerine layık görüldü.
İslam medeniyetinin yeniden dirilişi için aydınların bir araya gelmesi gerektiğini ifade eder. Birlik idealinin önemine dikkat çeker. Durmadan birleşme, durmadan yakınlaşma, durmadan kaynaşma. Afrika'nın bir ucundan, Filipin Adaları'na kadar kesiksiz uzayan bir diriliş.
Birlik Çağrısı
Ey Azerbaycanlılar, Türkistanlılar, Kafkaslılar, Nijeryalılar, Mısırlılar, Suriyeliler, Bağdatlılar, Amerika'daki Müslüman zenciler, Bosnalılar, Malezyalılar ve daha nice ülkelerde bulunan ve her biri kendi içinde suni ayrılıklarla birbirinin boğazına sarılsın diye kışkırtıcılığın her türlüsüyle karşı karşıya gelen can kardeşlerim!
Her türlü doktrin, her türlü baskı, her türlü savaşla kendi öz gerçeğine dönmekten alıkonan gök medeniyetinin çocukları.
Ne zaman birbirimizi anlayacak, birbirimize yaklaşacak ve aynı ilhamın bahar sıcaklığındaki doğurucu soluğunu omzumuzda duyacağız?
Zamana Adanmış Sözler kitap özeti:
Bu kitap, Sezai Karakoç'un 1960-1975 yılları arasında yazdığı şiirlerinden oluşmuştur. 1960'lı yıllarda yazılmış olan Masal şiiri, dergilerde yayınlanmadan doğrudan kitaba girmiştir. Şehzadebaşında Gün Doğmadan, Çocukluğumuz ve Küçük Na't adlı şiirler ikinci kez Diriliş'te 1974-1975 yıllarında yayınlanmışlardır. Zamana Adanmış Sözler, Akrebin Ölümü, Yılan, Denizin Kentini Yaktım, Tören, Akşam, Kış, Sonbahar şiirleri 1971-1972 yıllarında yazıldıkları halde ancak 1974-1975'de yayınlanabilmişlerdir. Sepet şiiri de, yayınlandığı tarihten çok önce, 1960'lı yıllarda aslında Cezayir'in Kurtuluş Savaşı için yazılmış bir şiirdir.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…