Arama

Abdurrahim Karakoç’un Mihriban şiirinin “gerçek” öyküsü

Bazı eserler bir müddet sonra sahiplerine mâl olmaktan çıkıp insanlığın hazinesi haline gelirler. Türk edebiyatının kendine has şairi Abdurrahim Karakoç'un kaleme aldığı "Mihriban" şiiri milletimizin hafızasında yer etmiş, şöhretli bir eserdir. Türk halk edebiyatının en bilinen eserlerinden olan "Mihriban" bestelenmesinin ardından satırdan sadırlara akmıştır. Vefatının 12. yıl dönümünde usta şair Abdurrahim Karakoç'un "Mihriban" şiirinin gerçek öyküsüne yakından bakalım.

  • 11
  • 11

🔹 Oğuz Karakoç, ikilinin tanışma sürecini "Bir turizm alanında tanışmışlar. Her ikisinin de bulunduğu bir ortamda bir aylık süren bir tanışma süreci olmuştur. Şiirleri de takip ettiğimizde zaten görüşmenin ilerleyen zamanlarda da devam ettiği görülüyor. Bunu ben söylemiyorum, amcamın şiirlerini okuyup takip ederseniz gerçek ortaya çıkar." cümleleriyle anlatır.

🔹 Sonuç olarak Oğuz Karakoç, "Ama şunu söyleyebilirim ki, bu aşk bir iki günlük bir aşk değildir. Karşılıklı bir sevgi vardır. Anlatılanların, yerleri farklıdır. Burada güzel olan bu aşk hikayesidir." diyerek şiirin arkasındaki öyküyü her türlü yanlış bilgiden arındırır.

🔹 "Lambada titreyen alevi üşüten" Karakoç'un sevgisi elbette basite indirgenecek ve hakkında yalan yanlış öyküler çıkarılarak geçiştirilecek bir sevgi değildir. Okuyucular da sonsuza kadar bu şiirin arkasında yatan öyküye tam manasıyla vakıf olamasalar da usta şaire böyle bir şiir yazdığı için her daim minnet duyacaklardır… "Çözemedim çözülmüyor Mihriban"

"Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor Mihriban!"

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN