Arama

Ahmet Semih Mümtaz'ın Eski İstanbul Konakları kitabından alıntılar

Ahmet Semih Mümtaz'ın çeşitli gazete ve dergilerde kaleme aldığı yazılar genelde, yakın tarihle ilgili birçok bilgi ve hatırayı içerir. Bu eseri ise eski İstanbul'un konak yaşantısına ait yazılarının derlenmesinden oluşur. Bugün artık tarihe karışıp hayal olmuş eski konaklardaki üç kuşağı bir arada tutan gelenekler, kadın ve çocukların dünyası, eski İstanbul'daki ünlü paşa konaklarıyla ilgili bilinmeyen anılar, akıcı ve hoş bir anlatımla okuyucuya sunulur. Sizler için Ahmet Semih Mümtaz'ın Eski İstanbul Konakları kitabından alıntıları derledik.

  • 10
  • 16

"Konaklarda selamlık daireleri derecelerine göre hizmetlere ayrılan ağalara, uşaklara teslim olunarak bunlara başağa ve hepsine kâhya efendi nezaret ederdi. Bu böyle olduğu gibi, küçük konaklar ve orta halli evlerde dahi eğer bir uşak ve bir ayvaz varsa, selamlığın bütün işlerini görürlerdi. Aşçılar mutlaka erkekti. Haremde yapılan yemekler fevkalade faslından ma'dud ve muhteremdiler. Halayıkları, uşakları var olmayan hanelerde de bu hizmetleri evin hanımı yapardı ve zevcinden eve yalnız erzak getirmesini isterdi. Pazarlardan sebzeleri, etleri efendileri alır getirirlerdi ve her ay kilerlerini doldurarak, kolayca halli dava ederlerdi. Bunların hepsi demekti ki evvel zaman içinde bir aile meşgalesi vardı ve bu herkesi evine sımsıkı bağlardı. Amma istisnası yok muydu? Elbette vardı. Fakat bunlar o bağların aralarından birer kaçamak mahiyetinde kalırlardı. Ekseriyetle işin ucu kaçırılmazdı."

  • 11
  • 16

"Bizim çocukluğumuzda oturduğumuz, gördüğümüz, misafirliklerinde bulunduğumuz evlerde evvela zaman taksim edilmişti; kronometre gibi işlerdi. Kalkmak, yatmak, kahvaltı etmek, yemek yemek vakitleri muayyendi."

  • 12
  • 16

"Okumak zevki ve gururu haremde de vardı. Hanımefendiler, evdeki yaşlı kadınlar, hatta bacılar Kur'an-ı Kerim okurlardı. Okuttukları kızlara namazın erkânını ve surelerini öğretir; ezberletirler; masal gibi yazılmış kitapları okurlardı. Ve sıra ile nöbetle okurlardı; ötekiler de dinlerlerdi."

  • 13
  • 16

"Eski evlerdeki topluluklarda böyle şiir okumaklar, biz çocuklara da ezberletmekler vardı. Ve muvaffak olursak aferinler vardı."

  • 14
  • 16

"Konakların şahı bence Çapa'daki Derviş Paşa Konağı'ydı. Hele bahçesi, bahçe meraklılarını imrendirecek derecede tertipli idi. Havuzlar, fıskiyeler, şelaleler, laleler, serler, ufak mandıra; inekler, koyunlar, atlar, arabalar, ahırlar dolu bu konakta bahçenin geniş bir bostanı da vardı. Müteaddit kuyu ve çeşme ayrıca çilek tarlaları vardı. Koca konak bunlar sayesinde kendi yağıyla kavrulurdu, kendi sütünü içerdi. Sözün kısası çiftlik gibi bir şeydi. Bugün [1946] yalnız selamlık dairesi yerinde duruyor ve Çapa'da Selçuk Enstitüsü'nün binası olarak kullanılmaktadır."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN