Arama

Bir hikaye iki şair: Fuzuli ve Sezai Karakoç’un Leyla ile Mecnun’u

Leyla ve Mecnun kıssası, Arap edebiyatının bir mahsulüdür. Onu kaleme alan şairlerce yeni kazanımlar elde eden bu hikâye, gittikçe daha derin manalara bürünmüştür. İran edebiyatından Genceli Nizami ile tertipli bir metin haline gelen kıssa, 16. yüzyılın yetkin isimlerinden biri olan Fuzuli'nin kalemiyle geleneğin en seçkin metinlerinden biri olmuştur. Fuzuli'den yüzyıllar sonra ise Sezai Karakoç, geleneğe yaslanan sanat anlayışının yanında modern anlamda bir Leyla ile Mecnun hikayesi yazmıştır. Peki, farklı çağlara ait her iki metnin birleşen ve ayrışan noktaları nelerdir?

  • 14
  • 17

Günümüz Türk edebiyatının önemli şairlerinden olan üstat Karakoç, gelenekten yararlanma meselesinde Atilla İlhan, Beşir Ayvazoğlu, Enis Batur, Hilmi Yavuz gibi şairlerin yer aldığı anlayıştan öteye gitmiştir. Leyla ile Mecnun adlı aşk hikayesini yeniden yazması dikkate değerdir.

"Arz eyle ki ey vefalı dildar,
Can verdi yolunda Leyla-i zar.

Ya Rab bana cismü can gerekmez,
Cananesiz cihan gerekmez."

Fuzuli

"Mecnun'la aynı anda mı
Biraz önce mi biraz sonra mı
En yeşil vahalar bereketinde
Bir ışığa dönüştü Leyla Ece
Evden yükselen bir ışık sütunu
Yükselip tuttu ışık olan Mecnun'u
Gördü herkes gökte yarıştı iki ışık
Birbirine kavuştu iki ışık"

Sezai Karakoç

  • 15
  • 17
Sezai Karakoç eserinin Fuzuli’nin eseriyle birleşen ve ayrışan noktaları nelerdi?
Sezai Karakoç eserinin Fuzuli’nin eseriyle birleşen ve ayrışan noktaları nelerdi?

Karakoç, malzemesini edebi gelenekten seçmiştir. Bu gelenek Fuzuli'nin yazdığı Leyla ile Mecnun ve öncesinde yazılmış tüm Leyla ile Mecnunları kapsar. Okura tanıdık gelen olguları sunan Karakoç, bir yandan yeni anlamlar ürettiği gibi bir yandan da hikayenin kökenindeki eski göstergeleri okuyucuya sunmuştur. Karakoç'un Leyla ile Mecnun eseri, geçmiş ile gelecek arasında bir yerde durmaktadır. Mecnun eski bir kahramandır, ama modern toplumların kahramanı olarak yeni bir bağlamda durarak bir yandan eskiyi hatırlatır, bir yandan da farklı söylem noktasında "yepyeni bir Mecnun" imgesiyle karşımıza çıkar.

  • 16
  • 17

Karakoç, eserinde Leyla ile Mecnun'un yazıldığı mesnevi şeklini ve mesnevinin içinde yer alan, gazel, münacat, na't, miraciye gibi türleri tercih etmemiş bunun yerine çağdaş edebi türlere başvurmuştur. Fuzuli ve onun gibi meşhur şairlerce tasarlanarak gelen ve adeta kalıplaşan metin, Karakoç tarafından yeniden tasarlanmış ve devrin koşullarına göre parçalara verilen önem, değişikliklere tabi tutulmuştur. Söz gelimi, Fuzuli'nin hikayesinde 1500'lü yılların Bağdat merkezli hayat ön plandayken, Karakoç'un hikayesindeki ana unsur 1900'lü yılların sonundaki İstanbul merkezli hayattır.

  • 17
  • 17

Her edebi metnin temel anlatım örgüsünü o metnin yazıldığı dönemin tarihi ve kültürel ortamı belirler. Fuzuli ve Karakoç'un tarihi ve edebi ortamında farklılıklar bulunması, elbette hikayeye ve hikaye kahramanına yüklenen misyonu da değiştirmiştir.

Sezai Karakoç'un da ifade ettiği gibi Leyla ile Mecnun hikayesi "herkes için değişik ve ayrı dozda bir otobiyografyadır, herkesin yüreğinden geçen bir coğrafya , herkesin yaşadığı bir iç tarih, bir panorama, topografyadır." Bu sebeple de Fuzuli ve Karakoç'un Leyla ile Mecnun'u iki ayrı şaheser olarak karşımızda durur…

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN