Çağları aşan eser: Kabusname
Bazı eserler asırları aşarak milletin hafızasında yer edinir. Bunlardan biri de Kabusname'dir. Aradan yüzyıllar geçmesine rağmen canlılığını kaybetmeyen eser, tarih boyunca Türkçe, İngilizce, Rusça, Arapça gibi birçok dünya diline çevrildi. Sultanların ve devlet adamlarının sevdiği eserlerden biri olan Kabusname hakkında bilmeniz gerekenleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 04.10.2020
09:24
Güncelleme Tarihi: 04.10.2022
16:13
Sesli dinlemek için tıklayınız.
📌 Fars edebiyatının en seçkin eserleri arasında yer alan Kabusname, Nizâmülmülk'ün Siyasetnamesiyle aynı çağda yazıldı.
▶ Dönemin siyasi, iktisadî, ilmi, hukuki durumunun yanı sıra eğitim-öğretim, sanat ve meslekler hakkında önemli bilgileri okuyucularına sunan Kabusname, Moğol istilasından önceki İslam medeniyetinin bir özetini oluşturur.
Devlet yönetme sanatını kaleme alan siyasetnameler
İnsanların bir âdeti vardır, değerli bir malları olursa, onu değerli birine vermek için saklarlar. İşte benim bu dünyadan elde ettiklerimin en değerlisi bu öğütlerdir ve en değerli kimsem de sensin. İşte son günlerimde, bu öğütleri sana veriyorum, inşallah sana faydası dokunur.
📌 Bu nasihatname, İslami değerleri aktarması, sanat ve ilim gibi konularda geniş bilgi vermesi nedeniyle kendinden sonra gelen yazarları etkiledi. Genceli Nizami'nin Hüsrev ü Şirin'inde, Feridüddin Attar'ın Esrarname ve Mantıku't Tayr'ında Kabusname'den alıntılar yapılır.
▶ İlk olarak Rızâ Kulı Han Hidâyet tarafından neşredilen Kabusname, daha sonra çeşitli tarihlerde yirmiye yakın baskısı yaptı.
📌 Kabusname, kendi coğrafyasının sınırları dışına taşıp ilgi gören eserlerden biridir. Türkçenin yanı sıra İngilizce, Fransızca, Almanca, Japonca ve Rusçaya çevrildi.
▶ Osmanlı döneminde beş kez çevrilen eserin en önemli tercümesi Mercimek Ahmet'e aittir. İkinci Murat'ın "... Hoş kitaptır ve içinde çok faideler ve nasihatler vardır; ama Fârsî dilincedir. Bir kişi Türkiye tercüme etmiş, velî ruşen değil, açık söylememiş. Eyle olsa hikâyetinden halâvet bulmazız. Ve lâkin bir kimse olsa ki bu kitabı açık tercüme etse, ta ki mefhumundan gönüller haz olsa ..." buyruğu üzerine Mercimek Ahmet eseri Türkçeye tercüme etti.
Birden çok dile çevirisi yapılan 10 kitap
📌 Mercimek Ahmet, Kabusname'yi çevirirken oldukça titiz davranıp telif sayılabilecek bir eser meydana getirdi. Tercüme yaparken kendi bilgisini kattı, açıklama ve eklemeler yaptı.
Kitabın nasıl tercüme edildiğini ise eserin ön sözünde anlattı:
"Şöyle bilmek gerektir ki insanlar arasında Allah'ın yarattıklarının en güçsüzü olan ben İlyas oğlu Mercimek Ahmet -Allah o ikisini bağışlasın- bir gün Filibe yolunda padişahın hizmetine vardım, baktım ki cihanın sultam, zamanın galibi sultan soyundan Sultan Murat Han -Allah mülkünü daim, devletini ebedi eylesin- elinde bir kitap tutar. Bu hakir hasta gönüllü, o alicenap padişaha 'Bu, ne kitabıdır?' diye sordum, o tatlı sözüyle "Kabusname'dir diye cevap verdi ve dedi ki, 'Hoş kitaptır, içinde çok yararlı şeyler ve öğütler vardır ama Fars dilincedir, bir kitabı Türkçeye çevirmiş, ama anlaşılır değil, açık söylenmemiş, bundan dolayı hikâyesinden tat bulamayız. Ama bir kimse olsa bu kitabı açık ve anlaşılır bir biçimde çevirse, ta ki anlamından gönüller haz alsa.' İşte bu hakir gayret gösterdim, 'Buyurursanız ben çevireyim' deyince, o temiz görüşlü padişah 'Senin ne haddine' demedi 'Hemen çevir' diye buyurdu.
İşte ben hakir de çalıştım, gerçi bu kadar gücüm yoktu, ama onun himmetinin bereketiyle Kabusnâme'yi Türkçeye çevirdim. Şöyle ki bir sözü aralayıp geçmedim. Aklımın erdiğince kimi anlaşılması güç sözleri de basit olarak açıkladım, tâ ki düşünerek okuyanlar anlamından haz alsınlar ve bu güçsüzü hayır dua ile ansınlar."
1432 yılında tamamlayarak sultana sundu.
Çağları aşan Kabusname eserinden hikmetli öğütlere gelin daha yakından bakalım👇
Ey oğul!
Allah'ın emri gereğince şükredersen, az olan şükrün çok yerine geçer. Nitekim Allah din içinde beş türlü ibadet buyurdu. Eğer gece gündüz çalışsan, acizlikten başka bir şey elde edemezdin, ama o ölçüyle beş türlü ibadet buyurdu. Onun ikisini zenginlere, kalanını da bütün halka verdi.
Bunlardan biri Allah'ın birliğini ve Muhammed Mustafa'nın (sav) peygamberliğini dil ile söylemektir ve gönülle inanmaktır. Diğeri beş vakitte namazdır, öbürü de yılda bir ay oruç tutmaktadır.