Arama

Cahit Zarifoğlu'nun Motorlukuş kitabından alıntılar

Zarifoğlu'na göre yaşama çocukların baktığı yerden bakmak ve bu duyarlılıkla eserler yazmak, ayrı bir sanattı. Şair, çocuk yazarlığından duyduğu keyfin ifadesini şu cümlesiyle hafızalarımıza kazımıştı: "İtiraf etmeliyim, aşk şiirleri yazarken nasıl heyecanlanabiliyorsa bir yazar, çocuklar için yazarken de öylesine dolu dolu heyecanlanabiliyor." Çocuklara verilen nasihatin en zarif dili, Cahit Zarifoğlu'nun Motorlukuş kitabından alıntılar derledik.

"-Dinle yavrum dedi anne kırlangıç, bu anlattıkların, yani sürat, insanlar için olabilir, ama bizim için değil. Biz zaten hiç zaman öldürmeyiz. Her şey binlerce binlerce yıldır hepimiz için aynı hızla, aynı zamanda yapılır çatılır. Geriye bir şey kalmaz ki fazla zamana ihtiyacımız olsun."

Cahit Zarifoğlu, 1961'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümüne girdi ama üniversite yılları maddi imkansızlıklar içinde geçti.

Üniversite öğrenimi için gittiği İstanbul'da Necip Fazıl Kısakürek ve Sezai Karakoç'la tanışan Cahit Zarifoğlu, yazı hayatı boyunca lisedeki arkadaş grubuyla birlikte hareket etti. Mart 1966'da yeniden çıkmaya başlayan "Diriliş" dergisi, Cemal Süreya'nın "Papirüs" dergisi, Memet Fuat'ın "Yeni Dergi"si ile "Türk Dili" ve "Soyut" gibi dergilerde şiirleri yayımlanan Cahit Zarifoğlu, asıl başlangıcını 1965'te, haftalık "Yeni İstiklal" gazetesinde, Rasim Özdenören'in yönettiği sanat sayfasında yaptı. Burada Abdurrahman Cem ve Cahit Zarifoğlu imzalarıyla peş peşe 13 şiiri çıkan şair, bu şiirlerin tümünü 1967'de yayımladığı ilk kitabı "İşaret Çocukları"na aldı.

"Dört yaşındaki bir çocuğun bütün attığı taş ne olacak! Elbette kırılmadı ayna ama Mekki büyüyünce zalimleri göstermeyen bütün aynaları kıracak tuz buz edecek."

Kısa bir süre tercümanlık da yapan Zarifoğlu, 1969-1970'te ise "Hakimiyet" gazetesinde teknik sekreterlik yaptı ve yoğun çalışması nedeniyle üniversiteyi de 10 yılda tamamlayabildi.

Zarifoğlu'nun Alman şairi Rilke üzerine hazırladığı mezuniyet tezi bilimsel bulunmayarak reddedilince, arkadaşlarının önerisiyle, tezinde ileri sürdüğü görüşleri bazı tanınmış kişilerden alıntılar gibi göstererek kabul ettirdi.

Cahit Zarifoğlu'nun 'Yaşamak' kitabından hayata dokunan 35 alıntı

"Evet, doğru, vahşi alçakça ama gerçek, biz aslanlar ihtiyacımız kadar öldürür ve asla kan kokusu alıp canavarlaşan kurtlar gibi boğup boğup atmayız koyunları, insanları."

Bir süre kağıt ve otomobil firmalarında da çalışan Zarifoğlu, 1972-1973'te, İstanbul'daki bir kolejde Almanca öğretmenliği yaptı. Kısa süreliğine iki kez Almanya'ya giderek dil eğitimi alan şair, Almanya seyahatlerinde otostop yaparak Avrupa'yı dolaştı.

Askerlik görevine 1973'te yedek subay olarak İstanbul Tuzla'da başlayan Cahit Zarifoğlu, 1975'de Kars Sarıkamış ve Kıbrıs'ta askerliğini tamamlamasının ardından, aynı yıl Makine Kimya Endüstrisinde memuriyete başladı.

  • 10
  • 15

"Eğer tahtımda varsa benden başka bir layık olan, otursun güle güle, ben de su dökeyim onun ellerine. Ama yok zalimse, gaddarsa, akıldan yoksun, nimete nankörse, vururum başını alırım koltuğumu."

Şair, edebiyat çevrelerinde ilgiyle karşılanan ilk kitabını, İnsan Yayınevi adını verdiği bir yayınevinden kendi parasıyla çıkardı ve kitabı yeterince dağıtamadığı için büyük bir kısmı elinde kaldı. Zarifoğlu'nun Eylül 1973'te çıkan ikinci kitabı "Yedi Güzel Adam", en bilinen eserleri arasına girdi.

Zarifoğlu, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt ve Alaaddin Özdenören'i "Yedi Güzel Adam" şiirinde anlatmış ve bu gurubun adı artık, "Yedi Güzel Adam" olmuştu.

  • 11
  • 15

"Onların "yılan" kelimesini duyar duymaz acele toparlanışlarını ve ellerine taşlar ve sopalar alarak öldürmeye gelişlerini unutmadı. Ve girdikleri kovuğa sopalarını sokup karıştırdıklarını hiç unutmadı."

Zarifoğlu, mütercim sekreter olarak 1976'da TRT'ye geçti ve aynı yıl Necip Fazıl Kısakürek'in aracılığıyla, Abdülhakim Arvasi'nin soyundan gelen Van müftüsü Kasım Arvas'ın kızı Beraat Hanım'la tanıştı ve 19 Ağustos'ta Necip Fazıl Kısakürek'in nikah şahitliğinde evlendi.

İçine kapanık bir karakteri olan Zarifoğlu, amatör çizimler de yaptı ve Kısakürek'in bir gün ona "artist" diye seslenmesiyle, liseden bu yana "Aristo" olan lakabı, "Artist" oldu.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN