Cahit Zarifoğlu'nun Motorlukuş kitabından alıntılar
Zarifoğlu'na göre yaşama çocukların baktığı yerden bakmak ve bu duyarlılıkla eserler yazmak, ayrı bir sanattı. Şair, çocuk yazarlığından duyduğu keyfin ifadesini şu cümlesiyle hafızalarımıza kazımıştı: "İtiraf etmeliyim, aşk şiirleri yazarken nasıl heyecanlanabiliyorsa bir yazar, çocuklar için yazarken de öylesine dolu dolu heyecanlanabiliyor." Çocuklara verilen nasihatin en zarif dili, Cahit Zarifoğlu'nun Motorlukuş kitabından alıntılar derledik.
Giriş Tarihi: 31.05.2020
08:17
Güncelleme Tarihi: 31.05.2020
09:03
"Evet, doğru, vahşi alçakça ama gerçek, biz aslanlar ihtiyacımız kadar öldürür ve asla kan kokusu alıp canavarlaşan kurtlar gibi boğup boğup atmayız koyunları, insanları."
Bir süre kağıt ve otomobil firmalarında da çalışan Zarifoğlu, 1972-1973'te, İstanbul'daki bir kolejde Almanca öğretmenliği yaptı. Kısa süreliğine iki kez Almanya'ya giderek dil eğitimi alan şair, Almanya seyahatlerinde otostop yaparak Avrupa'yı dolaştı.
Askerlik görevine 1973'te yedek subay olarak İstanbul Tuzla'da başlayan Cahit Zarifoğlu, 1975'de Kars Sarıkamış ve Kıbrıs'ta askerliğini tamamlamasının ardından, aynı yıl Makine Kimya Endüstrisinde memuriyete başladı.
"Eğer tahtımda varsa benden başka bir layık olan, otursun güle güle, ben de su dökeyim onun ellerine. Ama yok zalimse, gaddarsa, akıldan yoksun, nimete nankörse, vururum başını alırım koltuğumu."
Şair, edebiyat çevrelerinde ilgiyle karşılanan ilk kitabını, İnsan Yayınevi adını verdiği bir yayınevinden kendi parasıyla çıkardı ve kitabı yeterince dağıtamadığı için büyük bir kısmı elinde kaldı. Zarifoğlu'nun Eylül 1973'te çıkan ikinci kitabı "Yedi Güzel Adam ", en bilinen eserleri arasına girdi.
Zarifoğlu, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt ve Alaaddin Özdenören'i "Yedi Güzel Adam" şiirinde anlatmış ve bu gurubun adı artık, "Yedi Güzel Adam" olmuştu.
"Onların "yılan" kelimesini duyar duymaz acele toparlanışlarını ve ellerine taşlar ve sopalar alarak öldürmeye gelişlerini unutmadı. Ve girdikleri kovuğa sopalarını sokup karıştırdıklarını hiç unutmadı."
Zarifoğlu, mütercim sekreter olarak 1976'da TRT'ye geçti ve aynı yıl Necip Fazıl Kısakürek'in aracılığıyla, Abdülhakim Arvasi'nin soyundan gelen Van müftüsü Kasım Arvas'ın kızı Beraat Hanım'la tanıştı ve 19 Ağustos'ta Necip Fazıl Kısakürek'in nikah şahitliğinde evlendi.
İçine kapanık bir karakteri olan Zarifoğlu, amatör çizimler de yaptı ve Kısakürek'in bir gün ona "artist" diye seslenmesiyle, liseden bu yana "Aristo" olan lakabı, "Artist" oldu.
"Varsa içlerinde bir aç, varsa bir belada olan muhakkak oturmuş beni bekler… Ondan da haberli olmalıyım. Eğer yoksa böylelerinden haberim, neyse yarar benim krallığım."
Fatma Betül, Ayşe Hicret, Ahmet ve Arife adında 4 çocuğu dünyaya gelen şair, 1983'te TRT İstanbul Radyosuna atandı.
Şiirini temelde "İkinci Yeni"nin kazanımları üzerine kuran ve bu akımda kendi yeniliğinin peşine düşen Zarifoğlu, alışılmadık söz dizimiyle, imge ve bütünlüğe verdiği önemle, Türk şiirine kendi orijinalliğini getirebilen şairlerden biri oldu.
Cahit Zarifoğlu'ndan hayata dair 20 etkileyici alıntı
"Acele işe şeytan bulaşır. Bakalım ne diyecek, zaman denen öğretmen?"
Şiirleri İngilizce ve Arapçaya çevrilen Cahit Zarifoğlu, "Yeni Devir", "Milli Gazete" ve "Zaman" gazetelerinde Ahmet Sağlam, Abdurrahman Cem ve Vedat Can gibi takma adlarla günlük yazılar yazdı.
Son yıllarında çocuk edebiyatına yönelen Zarifoğlu, çocuklar için yazdığı kitaplardan "Yürekdede ile Padişah" adlı eseriyle, 1984'te Türkiye Yazarlar Birliği Çocuk Edebiyatı Ödülünü kazandı.
Şair, pankreas kanseri nedeniyle, 7 Haziran 1987'de İstanbul'da vefat etti.