Arama
Dava eri bir şair: Mehmet Akif İnan
Edebiyat tarihimizin meşhur simalarından Mehmet Akif İnan, şiirleri kadar düz yazıları ile de öne çıkar. Yaşantısı boyunca her türlü fikri ve edebi mücadeleden geri duymayan İnan, "Yedi Güzel Adam" içerisinde fikri ve düşünsel yönü ağır basan isimdi. 6 Ocak 2000 tarihinde vefat eden fikir insanı Mehmet Akif İnan, düşünce ve eylemi kendisinde meczetmiş bir şairdi.
Akif İnan'ın "Ölüm" şiiri
Gel anla ve yaşa doğrusal hüznü
Acılar güvence ölümsüzlüğe
Senden her kaçtıkça sana yaklaştım
Göç nasibim özlem kanımdır benim
Bu tenha dünyanın ürküntüsünü
Ekledim gövdeme bir parça gibi
Bir sözdür susuşun bir ince fikir
Bin yorum getirir aklıma birden
Gövdemi kurşunlar sererse yere
Kırgın bakışların değdi bilirim
Ve ölüm konuğum olduğu zaman
Duyduğun vicdanın ayak sesidir.
◾ Hayatın içinde bulunan her gerçeklik Akif İnan şiirinde bir karşılık bulur. Hayatın en hakikatli gerçeği olan ölüm de şiirde kendisini bulmuştur.
Akif İnan'ın "Şehir Gazeli" şiiri
Her eylem yeniden diriltir beni
Nehirler düşlerim göl kenarında
Ey deprem gel yetiş bu şehirlerin
Doğayı çarptıran konumlarına
Doğ ey güneş erit taştan adamı
Ve kurut taşları diken elleri
Babamın gölgesi koruyor beni
Oh ne güzel şehir bu eski şehir
Dönüştür ey kalbim bahçeli eve
Anlamı ezen o makinaları
Kurtuluş haberi olsun dünyaya
Ayırma üstümden bir an gölgeni
◾ Şiir Akif İnan'ın zihin yapısını her manada ortaya koyar. Hayatı boyunca eylem adamlığını en öne alan İnan, geri planda şehir ve içinde yaşayanların türküsünü söyler.
🔺 "O batı ki, bize yâr olmayandır. Yâr olmak ne demek, bizi iflah etmeyendir. Dört milyon şehit pahasına ancak Anadolu'yu kendisinden kurtarabildiğimizdir."
◾ Akif İnan düşünce sahasında meseleleri muhtelif zaviyelerden ele alması ile bilinen, tanınan bir isimdir. Burada İnan, Batı kültürü ile uyuşamayacağımızı anlamış bir münevver portresi çizer. Bu itiraf esasında son iki yüz yılımızın özetidir.
🔺 "Rönesans, batının İslam'dan intikam alma hamlesidir. Rönesans öncesindeki düşmanlık daha çok din ayrılığına dayandırılan duygusal ağırlıklı bir düşmanlıktı. Haçlı Seferlerini Papalığın düzenlemesinden de anlaşılacağı gibi bu düşmanlığın temelinde din ayrılığı vardı ama Papalık, bu seferlerle yalnızca Hıristiyanlığı korumaya değil; din koruyuculuğu adı altında Hıristiyanlık âlemini Papalığın çevresinde kenetleyerek siyasi hâkimiyetini de diri tutmayı amaçlıyordu. Onun için Haçlı Seferlerine dinin alet kılınarak siyasi sultasının devam ettirilmesi çabası gözüyle de bakılabilir."
◾ Kilise'ye karşı başlayan Rönesans hareketleri her zaman İslam'a zarar verme çabası içinde olmuştur. Yazar bu metinde hem bu hakikate dikkat çekmiş hem de bu hakikati "İslam'dan intikam alma hamlesi" olarak tasvir ederek ortaya yeni bir bakış açısı koymuştur.
*İçerikte kullanılan fotoğraflar mehmetakifinan.com başlıklı şahsi siteden alınmıştır.