Divan edebiyatında aşina olmadığınız terimler
Edebiyat kendi devrinin düşüncesinden, yaşayışından izler taşır. Bu izlerle divan edebiyatı, eski toplumumuzun düşünüş, yaşayış ve sanat sevgisini günümüze taşıyarak klasikleşmiştir. Beyitlerde, nesirlerde kullanılan her kelime, ince düşünüş ve derin bir manayı barındırır. Bu devirde kaleme alınmış eserlerin anlaşılması da bu terimlerin bilinmesinden geçer. Gelin, divan edebiyatında aşina olmadığınız terimlere yakından bakalım.
Giriş Tarihi: 13.02.2022
13:26
Güncelleme Tarihi: 30.03.2022
11:49
📚 Mekes: Sinek.
◾Divan edebiyatında sevgilinin beni, karasinek olarak ele alınır. Bazen rakip olarak nitelendirilen aşığın düşmanı sinek olabilmektedir. Hatta bu yönüyle peşşe (sivrisinek) olarak zikredilirler.
🔸
Sihirle bir mekes olsam konardım ol sanemin Lebinde hâli gibi yer idim şeker güstâh Ahmed Paşa
📚 Mıstar: Satır yapacak aletin adı, mastar.
◾ Eskiden kâğıtlara modern tarzda çizgi çizilemezdi. Yazıyı bir satıra dizmek için mıstar kullanılırdı.
◾ Bir mukavva üzerine eşit aralıklarla bağlanmış ipler sayfa üzerine konur, elle bastırılırdı. Kağıt üzerinde iz bırakan ipler satır olarak kullanılırdı.
◾ Mıstara bağlı olan iplerin eşit aralıklı ve sayfanın tam ortasına gelecek şekilde yerleştirilmesi gerekirdi.
🔸
Mıstarlı kağıd üzre yazıp nazmı gûyiyâ Teşyi' eder edâyı kalem nerdübâne dek Nedim
📚 Saff-i ni'âl: Ayakkabıların konulduğu yere denilse de divan şiirinde bir meclisin en aşağı bölmesine, kapı eşiğiyle de tabir olunur.
◾ Mecliste herkesin mertebesine göre oturacağı yer teşrifata tabi idi. Camilerden son cemaat yerine bu adın verildiği de bilinir.
🔸
Saff-i ni'âli mesken-i âli tasavvur et Doğrulma yerlerin yücesine duhân gibi
Yahya Bey
📚 Mikat : Mekke yolu üzerinde hacıların ihrama girdikleri yer.
◾ Peygamber Efendimiz (sav) tarafından tayin edilen milat yerleri Medine yoluyla gelenler için Zülhuleyfe, Suriye yolundan gelenler için Cuhfe, Irak yolundan Zatü'l Irak Necid yolundan Karen, Yemen yolundan Yelemlem'di.
Osmanlı'da şeyhülislamlara hac hakkında sorulan ilginç sorular
◾Ayrıca Kur'an-ı Kerim'de, Tur Dağı'nda Hz. Musa'nın Allah ile konuşması anlatılırken bu kelime kullanılmıştır.
"Mûsâ, tayin ettiğimiz vakitte (Tûr'a) gelip de rabbi onunla konuştuğunda o, "Rabbim! Bana görün; sana bakayım" dedi. Rabbi, "Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak; eğer o yerinde durabilirse sen de beni görebilirsin" buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti; Mûsâ da bayılıp düştü. Kendine gelince dedi ki: "Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tövbe ettim; ben inananların ilkiyim." (A'râf suresi - 143 . ayet)
Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulamasından A'râf suresi 143. ayetin tefsirini okumak için tıklayın
🔸
Tavrın oldu şeha çü Musavar Kalb Turundan eyledin mikat
Nesimi
📚 Seb'a'l-mesâni: Yedi ayetten meydana gelen ve Kur'ân-ı Kerîm'in ilk suresi olan Fatiha'ya verilen ad
◾ Seb'a'l-mesâni, kelime olarak "tekrarlanan yedi (âyet)" anlamına gelir. Kur'ân-ı Kerîm'de Fatiha için bu ad kullanılmıştır (Hicr/87). Bu hususta tefsirlerde çeşitli rivayetler vardır. Önce Mekke, sonra Medine'de indirilmesi, Allah ile kul arasında tekrar edilmesi, her namazda okunması bunlardandır. Hatta yedi kat göğe karşılık Fatiha'da yedi ayet olduğunu söyleyen âlimler de vardır.
🔸
Zülf ü ruhsârını görmeklik için leyl ü nehâr Okurum Seb'a'l-mesânî ile Kur'ân beri gel Nesîmî