Arama

Divan edebiyatından beyitler ve anlamları

Eski toplumumuzun düşünüş, yaşayış ve sanat sevgisini günümüze taşıyan divan şiiri, edebiyatımızın mihenk taşıdır. 'Kaybolmaya yüz tutan gizli bir bahçe' olarak betimlenen divan edebiyatındaki bazı beyitler var ki insanların hafızasında yer edindi. Sizler için asırlardır dilden dile dolaşan beyitleri ve anlamlarını derledik.

  • 12
  • 20

Biz bülbül-i muhrik-dem-i gülzâr-ı firâkız

Âteş kesilir geçse sabâ gülşenimizden

(Selimî)

Biz, ayrılık bahçesinin öyle yanık yanık ve yakıcı öten bülbülüyüz ki sabah rüzgârı gül bahçemizden geçse, ateş kesilir, yanar.

  • 13
  • 20

Sîneden derd ile bir âh edeyin kim dönsün

Aksine çerh-i felek mihr-i dirahşânı bile

(Neşâtî)

Dert ile bağrımdan öyle ah edeyim ki, gökyüzü, hatta onun parlak güneşi bile tersine dönsün, kıyamet kopsun.

  • 14
  • 20

Mahşer günü görem derem ol serv-kâmeti

Ger anda görünmese gel gör kıyâmeti

(Fuzûlî)

O servi boylu sevgiliyi mahşer günü göreyim derim. Eğer o günde de görünmese gel de kıyameti gör.

  • 15
  • 20

Dest-bûsı ârzûsuyla ölürsem dostlar

Kuze eylen toprağım sunun anınla yâre su

(Fuzulî)

Dostlarım, eğer sevgilinin elini öpme arzusuyla, o ele hasret çeke çeke ölecek olursam; mezarımın toprağından bir kâse yapıp onunla sevgilime su ikram edin.

  • 16
  • 20

Kemiğimi yapsalar tarak

Yar zülfünün tellerine

(Seyrânî)

Keşke ben öldükten sonra kemiğimden bir tarak yapsalar da onu sevgiliye sunsalar. Böylece hasretiyle can verdiğim zülfün tellerine dokunabilir, kokusunu alabilirim.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN