Arama

Divan şairlerinin gözünden aşk

Klasik şiir, edebiyatımızın kaybolmaya yüz tutan gizli bahçesi gibidir. Toplumumuzun eski düşünüş, yaşayış ve sanat sevgisini günümüze taşır. Asırların biriktirdiği kültür ile harmanlanan bu şiirlerde, her insan kendinden bir parça bulur. Bunun bir nedeni, insanlığın en eski meselesi olan aşk üzerinde kurulmuş olmasıdır. Klasik edebiyatımız, kadim aşkların asaletini yansıtır. Gelin, divan şairlerinin gözünden aşkın ne olduğuna bakalım.

  • 13
  • 16

Aşk odu evvel düşer ma'şuka andan âşıka
Şem'i gör kim yanmadan yandırmadı pervâneyi

Fuzuli
(Aşk ateşi önce sevilene düşer, ondan da âşıka sıçrar. Muma bak da gör, önce kendisi yandı, sonra pervaneyi yaktı.)

Divan şiirinde aşık pervaneye benzer, sevgili de nurlu yüzü ile onu kendine çeken muma benzetilir. Pervane, ateşin etrafında döne döne can veren küçücük kelebeğin adıdır.

➡ Işığın etrafında dönen pervane, yanacağını bilse de canı pahasına kendine ateşe atar.

🔎 Bilinmeyen kelimeler sözlüğü

Od: Ateş
Ma'şuk: Sevgili
Şem: Mum

  • 14
  • 16
EN ÇOK İŞLENEN AŞK HİKAYESİ
EN ÇOK İŞLENEN AŞK HİKAYESİ

➡ Divan edebiyatında aşkın temsili olarak işlenen, bu uğurda sevenlerin başına gelen maceraların anlatıldığı pek çok mesnevi yer alır. Bunlardan Yûsuf u Züleyhâ, Leyla vü Mecnun, Hüsrev ü Şirin, Ferhad ü Şirin, Varaka ve Gülşah, Cemşîd ü Hurşîd, Vâmık u Azrâ, Süheyl ü Nevbahar en çok işlenen hikâyelerdir.

🔎YUSUF U ZÜLEYHA HİKÂYESİ NASILDIR?

➡ Kur'an'da "ahsenü'l-kasas" yani kıssaların en güzeli olarak adlandırılan Yusuf u Züleyhâ mesnevisi, çokça sevilen ve birçok kez işlenen hikâyelerdendir.

➡ Kur'an-ı Kerim'deki ayetler ve müfessirlerin rivayetlerinden hareketle şairler tarafından kaleme alınmıştır. Yusuf ile Züleyha mesnevisi kısaca şöyledir:

Ken'an ilinde yaşayan Hz. Yakub'un on iki oğlu vardı. Bunlardan biri olan Hz. Yusuf, bir gece rüyasında on bir yıldız ile ayın ve güneşin kendisine secde ettiğini gördü. Rüyasını babasına anlattığında, bundan kardeşlerine söz etmemesini tembihledi. Çünkü diğer kardeşleri Yusuf'u kıskanıyordu. Kardeşleri bir gün onu kırlarda gezdirme bahanesiyle dışarıya çıkardı ve bir kuyuya attı. Dönüşte de Yusuf'un gömleğini kana bulayarak babalarına onun kurt tarafından parçalandığını söylediler. Hz. Yakub, o kadar üzüldü ki, ağlamaktan gözlerine perde indi.

Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulamasından Yusuf suresini dinlemek için tıklayın

  • 15
  • 16

Mısır'a giden bir kervan, kuyunun içindeki Yusuf'u buldu ve onu yanlarına alarak köle olarak satılığa çıkardılar. Güzelliği bütün şehre yayılan Yusuf'u Mısır azizinin karısı Züleyhâ satın aldı ve ergenlik yaşına gelince de ona âşık oldu. Fakat Yusuf, Allah korkusundan kendisine karşılık vermedi.

Züleyha'nın kölesine aşık olduğu duyulunca şehrin asil kadınları tarafından kınanıp ayıplandı. Bunun üzerine Züleyha, bu kadınları evine davet etti. Önlerine meyve tabakları yanında keskin birer bıçak koydurduktan sonra Yusuf'u içeriye çağırdı. Yusuf'un güzelliği karşısında şaşkına dönen kadınlar meyve yerine ellerini kestiler.

Bir gün Züleyha, kendisinden kaçan Yusuf'un peşine düştü ve tam yakalayacağı sırada gömleğini arkadan yırttı. Gerçek suçlu ortaya çıktığı halde, kocası dedikodulardan çekinerek Yusuf'u zindana attırdı. Burada iken kendisine peygamberlik geldi.

Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulamasından Hz. Yusuf kıssasının tefsirini okumak için tıklayın

  • 16
  • 16
AŞKIN SEMBOLÜ LEYLA İLE MECNUN MESNEVİSİ
AŞKIN SEMBOLÜ LEYLA İLE MECNUN MESNEVİSİ

➡ Yusuf ile Züleyha'dan sonra en çok rağbet edilen hikâye, Leyla ile Mecnun'dur. Edebiyatımızda yirmi dokuz divan şairi tarafından ele alındı. Bunlar içerisinde kuşkusuz, hafızalardan silinmeyen ve bir şaheser olarak kabul edilen Fuzuli'dir.

➡ Şairler, aşkının büyüklüğünü göstermek için kendilerini Mecnun ile kıyaslardı.

Bende Mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var
Âşık-ı sâdık benim Mecnûn'un ancak adı var

Fuzulî

(Bende Mecnûn'dan fazla âşıklık kabiliyeti var; asıl sadık âşık benim ama ne yaparsın bir kere Mecnûn'un adı çıkmış.)

🔎 Bilinmeyen kelimeler sözlüğü

İsti'dâd: Kabiliyet

🔎 LEYLA İLE MECNUN HİKAYESİ NASILDIR?

Kültürümüzde bir taşıyıcı görevinde bulunan Leyla ile Mecnun mesnevisi, aşkın sembolü oldu. Öyle ki, edebiyatımızda Doğu'nun gönül coğrafyasına açılan kapısı olarak adlandırıldı. İskender Pala, mesnevi için şöyle der: "Leyla ile Mecnun nesilleri birbirine bağlayan kuşaklar arasında bizim bir millet olduğumuzu hissettiren, fark ettiren ve bunu sonraki kuşaklara durmadan tekrarlayan, öğreten kitaptır." Leyla ile Mecnun'un hikayesi kısaca şöyledir:

Beni Amir kabilesine mensup Kays isimli genç Necid'de yaşamaktadır. Aynı kabileye mensup olan Leyla isimli genç kız ile hayvanlarını otlatırken birbirlerine aşık olan bu iki genç, türlü engelle karşılaşır. Leyla çadırda alıkonur, Kays ise maşukunun sevdasından daha fazla dayanamaz ve babasına Leyla'yı istemesini söyler. Fakat Leyla'nın bu aşk yüzünden dillere düştüğü için isminin lekelendiği düşünülür ve bu sebeple başka biriyle evlendirilir.

Kays, sevdiği kadının bir başkasıyla evlenmesine daha fazla tahammül edemez ve büsbütün aklını yitirir. Babası türlü şekillerde oğlunu bu dertten kurtarmaya çalışsa da Kays, Allah'a derdini arttırması için yalvarır. Çöllere düşen ve dünyayla bütün bağlantısını koparan Kays, artık maddi varlıklarla ilişkisini kesmiştir. Hatta öyle ki aşk konusunda kemale eren ve Allah aşkına ulaşan Kays, yıllar sonra Leyla ile karşılaştığında onu tanıyamaz hale gelir. Mecnun, hikayenin sonunda Leyla ile bir olma mertebesine erişir.

Doğu'nun dillere destan 4 aşk hikayesi

Divan şairlerinin aşk üzerine söylenecekleri hiçbir zaman tükenmez.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN