Dünya klasikleri nerede yazıldı?
Klasiklerin en önemli özelliklerinden biri yalnızca bir yaş grubu için olmayışıdır. Yani bir kitabı "klasik" yapan unsurlardan biri onu on sekiz yaşındaki bir gencin de altmış yaşındaki birinin de keyifle okuyabilecek olmasıdır. Peki, klasiklerle ilgili pek ortaya atılmayan detayları hiç merak ettiniz mi? Örneğin, klasiklerin nerede yazıldığını? Goethe'nin Genç Werther'in Acıları adlı eserinin neden Avrupa'da intihar vakalarına sebep olduğunu biliyor musunuz? Sizler için, klasikleri ve yazıldıkları şehirleri derledik.
Giriş Tarihi: 28.07.2019
12:39
Güncelleme Tarihi: 28.07.2019
14:12
Praglı yazar 3 Temmuz 1883 yılında doğdu. Eserlerinde suç, özgürlük, yabancılaşma gibi dönemin edebiyatında sıklıkla işlenen temalara ve konulara değindi. Despot bir babası vardı ve Kafka'nın babasıyla ilişkisinin etkileri eserlerine yansımaktaydı.
Kafka, 3 Haziran 1924'te 40 yaşında öldüğünde ardında birkaç eser bıraktı. Bu eserlerden en çok bilinenleri Dava, Dönüşüm, Şato ve Milena'ya Mektuplar adlı eserleriydi. Kafka, yakın arkadaşı Max Brod'a eserlerinin hepsini yakmasını vasiyet etti. Kafka'nın vasiyetini yerine getirmeyen Max Brod, Kafka'nın dünya edebiyatında önemli bir konuma gelmesini sağladı.
Dönüşüm kitap özeti:
İlk kez 1915'te "Die Weissen Blaetter" adlı aylık dergide yayımlanan Dönüşüm, Kafka'nın en uzun ve en tanınmış öyküsüdür ve yayımlanmasının üzerinden neredeyse bir asır geçmesine rağmen hâlâ tüm dünyada en çok okunan kitaplar arasındadır.
17 Ekim 1912'de Felice Bauer'e gönderdiği mektupta Kafka Amerika romanı üzerinde çalıştığını, ilerleyemediğini görünce sıkıldığını ve yataktan kalkamaz hale geldiğini, bu nedenle bir öykü yazarak ara vermek istediğini yazar. Dönüşüm işte böyle ortaya çıkar.
Kumaş pazarlamacısı olan Gregor Samsa'nın uykusundan kocaman bir böceğe dönüşerek uyanmasıyla başlayan Dönüşüm, giderek gerçeklikle kurmacanın sınırlarını zorlayan müthiş bir anlatıma dönüşür.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Lev Nikolayeviç Tolstoy kimdir?
Gerçekçi kurgu çerçevesinde Rusya'nın ve dünyanın en büyük yazarlarından biri olan Lev Nikolayeviç Tolstoy 1828 yılında Yasnaya Polyana'da soylu bir toprak ağasının oğlu olarak dünyaya geldi. Tolstoy'un halası dinine çok bağlı bir kadındı ve bu, Tolstoy'un hayatında ve eserlerinde önemli bir etki bırakmıştı.
Tolstoy'un Avrupa'ya olan seyahatleri yazarın politik fikirlerini geliştirmesinin yanında onun edebi sanatını da büyük ölçüde etkilemişti. Tolstoy, bu seyahatleri sırasında büyük Fransız roman yazarı Victor Hugo'yla tanıştı. Tolstoy, Victor Hugo'nun Sefiller adlı başyapıtından müthiş derecede etkilenmişti ve bu roman, Tolstoy'un 1869'da tamamladığı Savaş ve Barış adlı başyapıtının oluşmasında çok büyük bir etkiye sahiptir.
1910 yılında hayatını kaybettiğinde çoktan birçok büyük ismi etkilemişti Tolstoy. Bu isimler arasında büyük yazarlar Virginia Woolf, James Joyce, Vladimir Nabokov; felsefi ve politik kişilikler arasında da Gandhi bulunur.
Anna Karenina - Lev Nikolayeviç Tolstoy
Anna Karenina kitap özeti:
Anna Karenina, 19. yüzyıl Rus toplumunun ruhsal dalgalanmalarına çarpıcı bir aşk ve ihanet anlatısıyla ışık tutan bir eserdir. Güzelliği ve nezaketiyle çevresinde hayranlık uyandıran Anna Karenina'nın mutsuz ve monoton bir evliliği vardır. Üst düzey bir devlet memuru olan Aleksey Aleksandroviç ile evliliğinde tek tesellisi oğludur. Ağabeyi ile yengesinin aralarını düzeltmek için gittiği Moskova'da kont Vronski ile tanışması, Anna'nın hayatında dönüm noktası olur. Modern dünya edebiyatının otoritelerince gelmiş geçmiş en iyi romanlardan biri olarak kabul edilen Anna Karenina, güncelliğini daima koruyacak bir eserdir.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Samed Behrengi, Haziran 1939'da Tebriz'de doğdu. Babasının adı İzzet, annesinin adı Sârâ idi. İran'ın Azerbaycan kesiminde on bir yıl köy köy dolaşarak öğretmenlik yaparken, halkının toplumsal, ekonomik ve folklorik yapısını halkının içinde yaşayarak inceledi. Bu arada Azerbaycan ve İran halk edebiyatından derlemeler yaptı, masallar yazdı.
1968 yılında Aras Irmağı'nda ölüsü bulununca, yüzerken boğulduğu söylentisi yayıldıysa da, buna pek inanan olmadı. Özellikle Küçük Kara Balık adlı çocuk kitabı, onun yalnızca İran'da değil, dünyanın pek çok ülkesinde tanınıp sevilmesine yol açtı. Bu küçük kitap, İtalya'da ve Çekoslovakya'da ödüller aldı.