Dünyanın en çok okunan üçüncü ozanı: Halil Cibran
Halil Cibran, ressam, şair ve filozof olarak dünyada geniş yankı uyandıran bir isim. Çağının dâhisi olarak kabul edilen Cibran'ın dizeleri ve düşünceleri pek çok insanı etkiledi; şiirleri yirmiden fazla dile çevrildi. Halil Cibran, geçtiğimiz yüzyılın dünyasında Shakespeare ve Lao Tzu ile beraber en çok okunan üçüncü ozan olarak anıldı. Ardında sekizi İngilizce, sekizi Arapça olarak kaleme aldığı eserleri bırakan Halil Cibran'ın yaşamını derledik.
Giriş Tarihi: 07.01.2020
09:13
Güncelleme Tarihi: 06.01.2021
08:59
HAYATININ GERİ KALANINI NEW YORK’TA GEÇİRDİ
"Mertâ el-Bâniyye" adlı hikâyesini Mişel el-Baytâr Fransızca'ya çevirdi. Bu arada mehcer edebiyatının önemli isimlerinden Emîn er-Reyhânî ile Avrupa seyahatine çıktı, İngiltere'deki sanat galerilerini inceledi.
1910 Ekiminde Boston'a kardeşi Mariana'nın yanına döndü, kardeşinin ve Haskell'in itirazlarına rağmen Reyhânî'nin teklifi üzerine 1911 Nisan'ında New York'a gitti ve hayatının geri kalan kısmını burada geçirdi.
NIETZSCHE VE FELSEFESİ İLE BU DÖNEMDE TANIŞTI
Alman filozofu Nietzsche ve özellikle Böyle Buyurdu Zerdüşt adlı kitabıyla tanışması bu döneme rastlar. Bu sırada 1912'de, Arap âleminde şöhret kazanmasına sebep olan el-Ecniḥatü'l-mütekessire adlı romanını yayımladı, Mey Ziyâde ile bu roman sayesinde tanıştı, 1904-1914 yılları arasında yazdığı yazılarını kapsayan Demʿa ve ibtisâme 'yi neşretti.
Yakın dostu olacak Mîhâîl Nuayme ile 1916'da tanıştı. Bu arada New York'ta açtığı resim sergileri Amerika'daki ününü arttırdı. Aynı şehirde metafizik konularına yoğun ilgi duydu, Sigmund Freud, Carl Jung gibi önemli isimlerin eserlerinden etkilendi, Hintli şair Rabindranath Tagor ile tanıştı ve ondan da faydalandı.
CİBRAN’IN DÜNYADA TANINMASINI SAĞLAYAN ESERİ
1916'dan itibaren Doğu dünyasını ve özellikle Hristiyan âlemini eleştiren The Madman, el-Mevâkib, el-ʿAvâṣıf, el-Bedâʾiʿ ve'ṭ-ṭarâʾif 'i yayımladı. 27 Nisan 1920'de Amerika'daki mehcer edip ve şairleriyle birlikte, Mîhâîl Nuayme ve Abdülmesîh el-Haddâd'ın yardımıyla er-Râbıtatü'l-kalemiyye derneğini kurdu.
1923'te bütün dünyada tanınmasını sağlayan en önemli eseri The Prophet 'i yayımladı. Bu arada çeşitli sergiler açtı. Sağlığının bozulmaya başladığı 1925 yılından itibaren Barbara Young ve Mary Haskell'in yardımıyla İngilizce eserlerini neşretmeye başladı. 10 Nisan 1931'de tüberkülozdan öldü, Beyrut'a götürülerek Bişerrî'de Mar Sarkis Manastırı'nın bahçesine gömüldü.
CİBRAN’IN EDEBİ HAYATI ÜÇ DÖNEMDE ELE ALINIR
Halil Cibran'ın edebî hayatı üç devrede ele alınabilir: 1905-1908 yılları arasında sosyal sorunlarla ilgilendiği dönem, 1908-1918 yılları arasında başkaldırı, şüphecilik ve güç konularına eğildiği dönem, 1918-1931 yılları arasında barış, sevgi, zarafet, zihin berraklığı ve iç dinginliğinin hâkim olduğu dönem.
BATI UYGARLIĞI VE MATERYALİZME KARŞI ÇIKTI
Cibran edebi kimliğinde kör taklitten uzak durmuş, insanı toplumun kurbanı haline getiren Doğu gelenekleriyle özden çok kabuğa önem veren Batı uygarlığı ve materyalizmine karşı çıkmış, cahil erkekler, israfa ve ahlaki çözülmeye maruz kalmış kadınlar, Makyavelist politikacılar, bilimde ilerlemiş, insanlıkta geri kalmış uygarlıklar karşısında ilkeli bir duruş ortaya koymuştur.