Edebiyat kahvehanelerinde yetişen yazarlar
Bir dönemin akademisi olan edebiyat kahvehaneleri, Necip Fazıl, Sezai Karakoç gibi önemli yazarın bir araya geldiği mekanlardı. Şairler burada şiirlerini yazar, yazarlar da buradaki atmosferden ilham alırdı. Ünlü edebiyatçıların tanışmalarına vesile olan edebiyat kahvehanelerinin usta kalemlerin yazarlık kariyerlerinde ve anılarında büyük önemi vardı. Peki, hangi yazar hangi edebiyat kahvehanesine giderdi?
Giriş Tarihi: 03.11.2019
16:22
Güncelleme Tarihi: 09.06.2023
20:48
Marmara Kıraathanesi Laleli'den Beyazıt'a çıkan yokuşun düzlüğe ulaştığı yerde, ön cephesi Beyazıt Meydanı'na, arka cephesi denize bakan, eskiden Marmara Sineması'nın bitişiğinde bulunan, günümüzde ise Özdemir Marmara Çarşısı'nın bulunduğu yerde kurulmuştu.
Türkiye'nin önde gelen isimlerinin buluşma noktası olan Marmara Kıraathanesi'nin müdavimlerine marmaratör denilirdi. 1957 ile 1983 yılları arasında devre damgasını vurmuştu.
Marmaratör lakabının ortaya çıkmasıyla ilgili haberimize ulaşmak için tıklayın.
Sezai Karakoç, bazen yazılarını Marmara Kıraathanesi'nde yazardı. Cahit Zarifoğlu genelde şiir yazmakla meşgul olduğu için Karakoç'un masasında yaşanırdı edebiyat sohbetleri. Sezai Karakoç, Marmara için "İstanbul Üniversitesi'nin karşısında. Arkadaşlarla buluşma. Sohbetler. Sağ-sol kavgalarının kızıştığı ortamda yazdığımız yazılar. Gelenler gidenler, Anadolu'dan gelenler de bizi orada arıyor. Kitaplarımız orada, gazete yazılarımız ilkin orada ortaya çıkıyor. Dostluklar, nadiren de olsa kırgınlıklar. Sanki ikinci ev, ikinci yazıhane orası " der.
Sezai Karakoç'un mutlaka okunması gereken kitapları için tıklayın.
Küllük'te hakkında en fazla konuşulanlardan bir tanesi Necip Fazıl'dı. Tanpınar'ın usta yazar hakkında konuştuğu söylenir. 1930'da Son Telgraf Gazetesi'nde Necip Fazıl'ın bu dedikodulardan söz ettiği Küllük Akademiyası diye bir yazısı bulunur. Bu yazısında Necip Fazıl, Tanpınar hakkında şöyle der: "Soldan üçüncü masada şıklığından ziyade şıklığa gayreti görünen, kavruk saçlı, buruşuk alınlı, zoraki gülüşlü kamburca bir zat var. Masasındaki iki kişinin on misli kadar bir zümrece tanınmış ve tan yeli ağarırken pınar başında doğmuş bir şairciktir. Lütfen ona Mısır Çarşısı'na uğrayıp kıskançlık derdine iyi gelecek bir ot aramasını tavsiye edin. Yoksa günde dokuz saat aleyhinde bulunduğu şair tarafından haset çektiği şöhrete nihayet kavuşturulacaktır ." Necip Fazıl, "tan" ve "pınar"ı kullanıp kelime oyunu yaparak Tanpınar'ı kastediyor.
Necip Fazıl, Marmara Kıraathanesi'nin Esafili Şark olarak adlandırırdı. Necip Fazıl, "en uç fikirlerin at koşturduğu" Marmara Kıraathanesi'nin müdavimlerinden olsa da burada adım adım izlenmekten ve her yaptığı rapor edilmesinden kurtulamamıştı.
Bir dava adamı Necip Fazıl'ın görüşleri ve şiirleri ile ilgili haberimizi okumak için tıklayın.