Edebiyatımızın önemli şairlerinden çocuk ve çocukluk üzerine yazılmış şiirler
Yaşam zincirinin doğal ve değişmez halkalarından biri olarak algılanan çocukluk, hem zorlu bir mücadele hem de renkli anılarla süslenmiş bir serüvenin bütünüdür. Edip Cansever çocukluğu gökyüzüne benzetir; Dostoyevski ise dünyanın en büyük mutluluğu olarak tanımlar. Peki, sizce nedir çocukluk? Dünya Çocuk Şiirleri gününde, çocuk ve çocukluk üzerine yazılmış şiirleri derledik.
Giriş Tarihi: 22.03.2020
08:51
Güncelleme Tarihi: 22.03.2020
09:10
Behçet Necatigil – Dünya Çocuk Yılında – 1
Bütün çocuklar Yokluk bilmesinler Et, şeker, süt bulsunlar Giyimli, tok ve rahat Gitsinler okullara Sınıflarını geçsinler. Büyükler biraz daha yorulsun Onlar da büyüsünler Onlar da mesut olsunlar Geçti, kaç savaş ezikliği Çocukları düşünsünler Çocuklar iyi gün görsünler.
Edebiyatın derinliklerinden gelen 1 şiir 1 şarkı listesi
Nazım Hikmet – Dünyayı Verelim Çocuklara
Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında dünyayı çocuklara verelim kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi hiç değilse bir günlüğüne doysunlar dünyayı çocuklara verelim bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı çocuklar dünyayı alacak elimizden ölümsüz ağaçlar dikecekler
Şiir türleri nelerdir? Şiir türü örnekleri
Orhan Veli Kanık – Bayram
Kargalar, sakın anneme söylemeyin! Bugün toplar atılırken evden kaçıp Harbiye nezaretine gideceğim. Söylemezseniz size macun alırım, Simit alırım, horoz şekeri alırım; Sizi kayık salıncağına bindiririm kargalar, Bütün zıpzıplarımı size veririm. Kargalar, ne olur anneme söylemeyin!
Türk şiiri denilince akla ilk gelen şair ve şiirler
Kitabın yanında defter Defterin yanında bardak Bardağın yanında çocuk Çocuğun yanında kedi Ve uzakta yıldızlar yıldızlar
Arif Nihat Asya - Masallarla
Benim de bir annem olsa, annemin Beşiğini seve seve sallardım; Gülse güller açılırdı içimde Ve ağlasa inci inci ağlardım. Işılda ey mavi saray ışılda: Pırıl pırıl şehnişinler, kapılar… Senin kırk gün, kırk gecelik düğünün, Benim kırk gün, kırk gecelik yasım var. Sesler gelir sarnıçların dibinden: Çıkayım mı, çıkayım mı? Çık da gör! Bir yıkılmış, bir yıkılmış yerdeyiz… Daha neler yıkacaksın yık da gör! Çağlar yüksük dolusuymuş ve hayat İki iğne bir çuvaldız boyu yol… Söyle anne: Neye yarar niçindir Demir çarık, demir âsâ, demir kol? Oğlun oldum ey anneler annesi… Türküce de masalca da bilirim Şehnişinden sarkıtırsan saçını Saçlarına tırmanarak gelirim.