Eski İstanbul sokaklarında kimleri görürdük?
İmparatorluk başkentleri idare merkezi olmanın yanında aynı zamanda farklı coğrafyadan insanların bir arada yaşadığı yerleşim birimleriydi. Bir başka deyişle bir imparatorlukta hangi unsurların yaşadığını görmek için başkentlerine bakmak yeterliydi. Bu durumun en bariz örneği ise Eski İstanbul'du. Eski İstanbul , nüfus ve yerleşim alanı bakımından şimdiki durumuna göre çok az ve küçük olmakla beraber günümüzün aksine çok renkli bir toplum yapısına ve hayat tarzına sahipti. Peki, eski İstanbul sokaklarında kimler vardı?
Giriş Tarihi: 04.03.2019
12:44
Güncelleme Tarihi: 04.03.2019
12:53
Biçim biçim serpuşlu, etekleri topuklarına, kolları bacaklarına kadar uzun hırkalı Türkistanlılar; açık külâh şeklinde ve mine'l-garâib başlıklı, gözleri çekik, bıyıkları düşük, saçları örgülü Çinliler. Fötr, mölon, silindir, hasır, Panama şapkalı Frenkler, ipek Bursa, yün Trablus kuşaklı mintanafit kopuklar; nalınlı, peştemallı, bıyıklı bıyıksız, sakallı sakalsız, tüylü, tüysüz hamam tellâkları .
Yalandan kör, topal, sağır, abdal, uydurma, çolak, dilsiz, sarsak fakat sırnaşık, bulaşık, cıvık mı cıvık profesyonel dilenciler; bin bir çeşit kavuklu ve bin bir renk şal kuşaklı ahondlar. Siyah sarpuşlu beyaz donlu, gözleri sürmeli, sakalları kınalı Acemler, tatlı su frengi mukallidi soytarı ahbârlar, gündüzleri sırtlarında çuval, ayaklarında eski postal, yedi iklim dört köşe "eskiler alayım!" yaygarasıyla İstanbul'un altını üstüne getiren ve akşamları kürklerine bürünüp Kuzguncuk'ta, Balat'ta, Hasköy'de alafranga piyasalara özenen Yahudiler, iri fesli, koca püsküllü Tunuslular, beyaz harmanîli Faslılar...
Keçe külâhlı, beyaz dizlikli, düz yemenili tulumbacılar, elleriyle, kollarıyla, yumruklarıyla boşlukları döven ve akıllarınca geçtikleri yollara dehşet verdiklerini zanneden acı su kabadayıları.
Zurnalı, gırnatalı, tefli, dünbelekli macuncular; enseleri takkeci kalıbı kürklü, göbekli mahalle imamları, nalınlı müezzinler, takunyalı kayyumlar. Katran urbalı papazlar, keşişler, zangoçlar, diyakoslar.
Başlarında kadife şapka Ermeni papazları, yüzleri örtülü katolik rahipleri, sakalları dizlerinde hahamlar. Omuzlarında çalı süpürgesi, kırık kürek çöpçüler, pırıl pırıl faytonlarda, kupalarda vükelâ-yı izam, sırmalı, yaldızlı, kordonlu, nişanlı yâverân-ı kirâm. İstanbul'da semt semt derebeylikler kurmuş kodaman ve daltaban paşalar, buruşuk, kırış yüzlü akağalar, birbirinden zifirî ve sipsivri harem ağaları, çalımlarından, alımlarından yanlarına varılmaz cehennem kaçkını silâhşörler .