Fıkıh alimi şair Nevizade Atai
Nevizade Atai, on yedinci yüzyıl divan edebiyatı şairi, tarihçi ve Hanefi mezhebi fıkıh alimiydi. Tanınmış bir aileden gelen Atai, hamse sahibi en önemli mesnevi şairlerinden. Şair, yaşamı boyunca müderrislikten kadılığa kadar pek çok görevde bulundu. Aynı zamanda tasavvufi bir kişiliğe sahip olan Atai, değişik konularda manzum ve mensur pek çok eser verdi. Peki, eserlerinde yerli unsurlar kullanarak mesnevideki İran geleneğini yıkmaya çalışan Nevizade Atai kimdi, nasıl bir tahsil gördü ve en meşhur şiirleri hangisiydi? İşte hayatına ve eserlerine dair ayrıntılarla Nevizade Atai...
Giriş Tarihi: 22.03.2020
16:46
Güncelleme Tarihi: 22.03.2021
09:39
Edebiyatımızda hamse sahibi şairlerden biridir
Atai, bilhassa Nizami Gencevi, Fuzuli ve Baki tesiri altındadır. Mesnevi sahasında bir hamse meydana getirmiş şairlerimizden birisidir. Mesnevi tarzını İranlı şairlerin kuralları dışın çıkarmaya çalışmış, divan şiirinde mesnevi alanında mahalli bir tarz yaratmaya gayret etmiştir.
Mesnevilerinde Nizami etkisinde olduğu pek kabul edilebilecek bir iddia değildir. Mesnevilerinde Nizaminin eserlerinin adını kullanmışsa da içerik olarak etkisinde kaldığına dair önemli belirtiler bulunmamaktadır. Gazellerinde ise Baki ve babası Nev'i nin etkileri görülür. Bazı mesnevilerinde konu İstanbul'da geçer. Bazı mesnevilerinin Kahramanları İstanbul'da yaşayan kişilerdir. Mesnevileri mahalli hayattan sahneler sunması bakımından önemlidir.
Osmanlı'da mahalle yapısı nasıldı?
Nevizade Atai’nin eserlerinden bazıları
1. Hadaik-ül-Hakayık fi Tekmilet-iş Şakayık: Eserlerinin en önemlisi ve en meşhur olanıdır. Kanuni Sultan Süleyman Handan yaşadığı zamana kadar yetişen ulema ve meşayihin hal tercümelerini anlatır. Hadaikü'l–hakaik biyografik bir eserdir. Taşköprüzade'nin (1495–1561) Eş-Şakayıku'n-Numaniyye'sine ek olarak hazırladığı bu eser, 1558–1634 yılları arasında yaşamış Osmanlı sultanlarının, vezirlerinin, âlimlerinin ve şeyhlerinin biyografilerini içermektedir. Bu eserde 1575–1580 yılları arasında İstanbul'da faaliyet gösteren gözlemevinin kurucusu Takiyyüddin'in de biyografisi bulunmaktadır. Bu eser Atai'nin en önemli eseridir. Türk ilim tarihinin en önemli ana kaynaklarından biri kabul edilmektedir. Eser Taşköprîzâde'nin Şerhü Ahlâkı Adudiyye adlı eserinin zeylini de içererek yetmiş yılda yetişen Osmanlı aydınları, alimleri ve sadrazamları hakkında bilgiler vermektedir.
2. El-Kavl-ül-Hasen fi Cevab-il Kavl li-Men: Fıkıh kitabıdır.
3. Divan: Yahya Efendiye ithaf etmiş olduğu bu eserinde, kaside, gazel ve diğer nazım türlerinde şiirleri vardır. Orta büyüklükte bir divandır. Mensur bir dibaçeden sonra 31 kaside, 303 gazel, iki mersiye, dört muhammes, dört müseddes, bir muaşşer, elli kıta, on üç rubai, yirmi sekiz tarih ve yetmiş beyit görülür.
HAMSE
Nizami'yi örnek alarak yazdığı eseridir. Bilinen konulu mesnevilerden ziyade pek kullanılmamış konulara yönelmiştir. Hamsesini oluşturan mesnevilerinde mahalli unsurları kullanmaya çalışmış, Farisilerin mesnevide hala önde olduklarına dair tartışmalardan sonra mesnevide İranlı şairlerin üstün olduklarına dair kanıları ortadan kaldırmak için bu hamseyi yazmaya koyulduğunu ifade etmiştir. Hamsesinin sadece İstanbul kütüphanelerinde kırktan fazla nüshası vardır.
1) Alemnüma (Saki-name): En sevilen mesnevisidir. Sadece İstanbul'da kırktan fazla nüshası bulunmuştur. Nizami'nin Mahzen'ül Esrar adlı mesnevisine nazire olarak yazılmıştır. 3200 beyitten oluşur.
2) Nefhatü'l Ezhar: Dini ahlaki öğretici bir eserdir. Arasına bazı küçük hikâyeler de serpiştirilmiştir.
3) Sohbet-ül-Ebkar: 3450 beyittir. Kırk sohbet halinde düzenlenmiştir. 28. sohbette Nasrettin Hoca Hikayeleri bulunur.
4) Heft Han: 2784 beyitlik bir eserdir. Hamsenin en tanınmış eseridir. İstanbul'da bir periye aşık olan bir maşuğun derdini hafifletmek amacıyla dostları tarafından teselli maksatlı anlatılan yedi ayrı hikayeden oluşur. Eseri Prof. Turgut Karacan günümüz Türkçesine çevirmiştir.
5) Hilyetü'l-Efkar: Adında beş eseri vardır ve bunlar bir hamse meydana getirirler. Bu kayıp eseri A. Sırrı Levent bulmuş sonradan başka nüshaları da ortaya çıkmıştır. Bu mesnevide Hüsrev ü Şirin'in konu edildiği söylenmektedir.
VIDEO
Alaylı bir dille kaleme alınmış nazım türüdür. Kaba şakalara, taşlamalara ve sövgülere de yer verilebilen Divan edebiyatında Nefi'nin meşhur olduğu hicivlerle benzerlikler gösteren bir şiir türü olan Hezeliyat adlı tür ile hiciv türünün her ikisinde de alay ve yergi söz konusudur. Nevizade Atai'nin Bahayi-i Küfri adlı eseri divan edebiyatımız açısından hezeliyat türünde önemli bir eserdir.
Bu eserlerinden başka yarım kalmış bir siyer kitabı ile mektuplarından oluşan Münşeat adlı bir eseri daha vardır.
Kaçup gamdan diyar-ı aşk sergerdanıyuz cânâ, Anınçün her gice bir tekyenin mihmanıyuz cana.
Gamdan kaçıp aşk diyarının serserisi olmuşuz ey can, onun için her gece bir tekkenin misafiriyiz ey can. Dem olmaz kim dil-i nâlânımız kalmaya azürde, Gam-ı aşkın egerçi eskiden yârânıyuz cânâ.
Ey can! Gönlümüzün kırılmadığı bir an yok, gerçi eskiden beri aşk gamının dostuyuz. Gelenler bizden evvel bunda bulmuş alemi, biz de, Geda-yı kûy-ı aşkız âlemin sultanıyuz cânâ.
Ey can, bizden evvel gelenler âlemi, (mutluluğu) bunda bulmuş, biz de aşk köyünün dilencisi ama âlemin sultanıyız.