Fikirleriyle tarihe yön veren isimlerden İslam’a dair alıntılar
Düşünce tarihinde kimi isimler var ki İslam'a dair fikirleriyle, Müslümanlığa dair telakkileriyle ön plana çıkmışlardır. İslam ve Müslümanlığa dair görüşleriyle kitlelere yön vermişler ve gelecek nesillere ışık tutmuşlardır. Ömer Muhtar'dan Aliya İzzetbegoviç'e, Necip Fazıl'dan Cemil Meriç'e, Nurettin Topçu'dan Nietzsche'ye fikirleriyle tarihe yön veren isimlerden İslam'a dair alıntıları derledik.
Giriş Tarihi: 16.09.2020
09:36
Güncelleme Tarihi: 24.07.2021
09:12
Sesli dinlemek için tıklayınız.
Gençler! İmanınızı yenileyin. Gayenizi, hedefinizi bilin. En güçlü kuvvet imandır, imanın neticesi birliktir. Birliğin sonu ise tam bir zaferdir. Öyle ise gelin iman edin. Kardeşçe birbirinize sarılın. Durmadan çalışın, mücadele edin. Bundan sonra da zaferi bekleyin.
Bugün bütün dünya şaşkın bir halde ve ızdırap içindedir. Hâkim olan düzenler insanlığın dertlerine çare bulamamamdadır. Bu dertlerin çaresi ancak İslam'dadır. Öyle ise 'Bismillah' deyip bu dünyayı kurtarmaya koşun. Çünkü herkes bir kurtarıcı bekliyor. O da meşalesini taşıdığınız bu İslam dini ile olacaktır.
Hasan el Benna
İslam'ın en karakteristik özelliği kendine bağlananların kalbine kibirden uzak büyüklük hissini, gururdan temizlenmiş güven ruhunu ve bencillikten arınmış emin olma şuurunu sokan, bir üstünlük akidesidir.
Ebu'l Hasen Nedvi
Bugün İslam'a neler borçlu olduğumuzu bilmek, kesinlikle tarihçinin uzmanlık alanı, meraklının hobisi veya hayalperestin zevki meselesi değil aksine mutlu bir geleceğin kurulması için çırpınan, çabalayan ve fikirler üreten herkesin görevidir.
Roger Garaudy
Düşünmek... Bu, insanoğlunun en değerli özelliklerinden biri olan kabiliyetini geliştirmek... İşte, bu tarihi dönemde, İslam aydınına düşen büyük ödev. İslam, düşünmeyi, insana süreli olarak ödev bilmiştir. Kur'an, yüzlerce ayette, bu ödev üzerinde durur. Düşünmeye çağırır. Işığa koşan bir kelebeğin o telaşlı halinden, geceyi, bir dalgayı yararcasına aşan yarasadaki o radarlı yürüyüşten, baharda bir gülün birdenbire açılışından, sonbaharda bütün bir tabiatın ölüşünden, evrensel bir kefen gibi varlığı bürüyen kıştan, peygamberleri dinlemediği için zamanın kılıcıyla toza ve küle çevrilen medeniyetlerden, ölümden ve ölüm ötesinden, mezardan, doğumdan ve çocuktan, yeraltından, ayın üstündeki altın tozlara kadar düşünmek, insana, Yaratıcı tarafından bağışlanan en soylu bir özellik değil midir? İslam, düşünmenin yolunu kesmemiştir. Asıl biz, düşünmeyi durdurduğumuzdan İslamla olan ilişkimizi gevşettik, hatta yer yer kopardık. İslama olan aşkımızı yitirdik. Düşünme bağımsızlığımızı yitirdik. Zekâmızı kör bir ezbercilik batağına sapladık.
Sezai Karakoç
Eğer İslam, Hristiyanlığı küçük ve hakir görüyor idiyse, böyle görmekte bin kez haklıydı: Çünkü İslam, insanı yüceltir ama putlaştırmaz... Hristiyanlık, bizi, kadim dünyanın kültürünün mahsulünden mahrum bırakmıştı. Üstelik bununla da yetinmemiş, daha sonraları, bizi İslam kültürünün mahsulünden de mahrum etmişti. Aslında bize, Grek kültüründen de, Roma kültüründe de, esasta temel meseleler açısından daha yakın olan, bizim duygularımıza, zevklerimize ve seçimlerimize daha doğrudan hitap eden İspanya'daki o harikulâde İslam kültürü ve İslam kültürünün eşsiz birikimi ayaklar altına alınarak çiğnenmiş ve yok edilmişti.
Nietzsche
(x) Nietzsche İslam hakkında ne söylemişti?