Eski şiirin zirvesi: Fuzuli
İslami edebiyatın zaman içerisinde farklı dallardan beslenerek büyümesi ortaya pek çok güzel sanat alanında yetkin isimler çıkarmasına vesile oldu. Edebiyat tarihi içerisinde en çok tercih edilen tür olan şiir ise bundan en fazla payı alan tür oldu. Klasik şiirimizin zirvesi olarak kabul edilen Fuzuli, üç ayrı dilde "Divan" yazabilecek denli büyük bir isimdi. Şiirle kurduğu bağ vesilesiyle diğer şairlerden ayrılan Fuzuli, İslam edebiyatının adeta çatısı oldu.
Giriş Tarihi: 07.11.2022
10:29
Güncelleme Tarihi: 05.11.2023
09:01
Nice bir nefs temennasiyle
Yemeki-i içmek ola dil-hâhın
Eyleyip zühd ü vera'dan nefret
Tâ'at-i Hak'dan ola ikrâhın
Ma'bedin matbah ola şâm ü seher
Müsterâh ola ziyâret-gâhın
Bunun için mi olupsan mahlûk
Bu mudur emri sana Allah'ın
◾ Fuzûlî bu mukattaatında çok yemek yemenin felaketi üzerinde durur. İnsanoğlunu yemek ve içmekle meşgul olup Allah'ın (CC) emirlerini göz ardı edip ibadetlerini yapmamaları hususunda eleştirir.
Mukattaat ne demek?
Tamamlanmamış şiir parçaları anlamına gelir. Gazel ve kasidelerden alınmış mukattaat adı verilen bu çeşitli beyitlere divanda ayrı bir yer verilir.
Fuzuli'nin Leyla ile Mecnun'undan 25 alıntı
◾ Fuzûlî'nin infak etmek konusundaki hassasiyeti Yunan mitolojisindeki bir âdetle de açıklanabilir. Bu âdete göre Antik Yunan'da ölüler dilinin altında bir altınla gömülürlermiş. Sebebi ölen kişilerin bir ırmağın kenarında dirilip cennet olarak tasavvur edilen yere gitmek için ırmağı geçiren kayıkçıya emeğinin karşılığında bu altının verilmesidir. Kısacası insan cenneti arzu ediyorsa malından infak etmelidir. İnsan elindekinden infak etmedikçe elindekinden daha fazlasına erişemez.
◾ Fuzûlî beyitlerinde cimriliği de işleyerek insanların cömertlik yapmadıkları takdirde hiç çiçek açmayıp meyve vermeyen bir ağaç misali olacaklarını dile getirir.
◾ Kuşlara yuva olmayıp, insanlara meyve sunmayan ağaçların kesilerek yakılacağından bahseder. Ne de olsa asıl fakir paradan başka hiçbir şeyi olmayan insandır. Ayrıca ellerindeki mallardan nifak etmeyenler kendileri ihtiyaç sahibi bir hâle geldiklerinde bir yardım göremeyeceklerdir.
Fuzuli'nin Şikayetname'si
◾ Peygamberler kâmildir, asla şiire ihtiyaçları yoktur; onlar vahiy beklerler. Biz insanlar ise bu olgunluktan noksan kaldığımızdan şiir bizim için bir süs hâline gelmiştir.
🔹 Bu durum Yâsîn Sûresi'nin 69. ayetinde şöyle geçmektedir:
"Biz ona (peygambere) şiir öğretmedik, zaten ona yakışmazdı da. Ona vahyedilen ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır."
◾ Fuzûlî'nin çok dertli, gözleri yaşlı bir adam düşünülür. Ancak "ağlamak" fiili Türkçede aynı zamanda "aramak" anlamına da gelir. Buradan ağlamayan yani gayret göstermeyen insanların varmak istedikleri yere ulaşılamayacağı yargısı çıkarılabilir.
◾ Öte yandan derdi olmayan insan Allah'ın ülfetinden yani dostluğundan mahrum kalmıştır. Dert insanın işinin üstesinden gelebilmesi için gereken motivasyonu sağlar.
"Fuzûlî dehrden kâm almak olmaz olmadan giryân
Sadef su almayınca ebr-i nîsâdan güher vermez"
▶
Çinli Jack Ma'nın "Bugün zordur. Yarın daha da zordur. Ama ertesi gün güzel olacaktır. Ve çoğu insan yarının akşamında ölür." sözleri Fuzûlî'nin sabrı tavsiye eden bu beytinin şerhi gibidir.
Fuzuli'nin hafızalarda yer edinen Su Kasidesi'nden beyitler ve anlamları