Fuzuli'nin Şikayetname'si
Divan şiirinin köşe taşlarından biri olan Fuzulî Arapça, Farsça ve Azeri Türkçesi ile verdiği eserlerle 16. yüzyıldan itibaren adını duyurmuş büyük bir şairdir. Şairin, bilinen eserlerinden biri olan Şikayetname, emekli maaşını alamaması üzerine vakıfta gördüğü yozlaşmayı Celalzâde Mustafa Çelebi'ye ilettiği mektubun adıdır. Peki, dönemi için önemli bir çıkış olan Şikayetname'nin içeriği nedir, Fuzuli neyden ve niçin şikayet etmiştir?
Giriş Tarihi: 10.01.2020
09:50
Güncelleme Tarihi: 10.01.2020
10:21
Alamadığı hakkını kalemiyle savunan şair
Fuzuli evkaftaki memurların kibirli hallerini, ukala ve işgüzarlıklarını kalemiyle onlardan intikam alırcasına eleştirir.
Fuzuli'nin nüktedan ve iğneleyici mizah yeteneği
Devrin ahvalini, zarif ve alaycı bir üslupla ifade ettiği bu eserde, Fuzûlî'nin nüktedan ve iğneleyici mizah yeteneğini çok açık bir şekilde aksettirir. Fuzuli'nin eserde ifade ettiği şikayetlerden de ön planda olan şairin hiciv ve mizah yeteneğidir.
Şikayetname’nin edebi değeri
"Gördüm ki sualime cevaptan gayri nesne vermezler" ifadesi bunun en güzel örneğidir. Edebi değeri her türlü tenkidin üstünde olan Eser üzerinde çalışması olan Albülkadir Karahan'a göre Şikayetnâme'yi mensur şaheserlerimizin başında saymak isabetlidir. Eser aynı zamanda ilk edebi mektup örnekleri arasında yer alır. Mektup türüne klasik edebiyatta "münşeat" adı verilir.
Gerçek adı Mehmet Bin Süleyman olan şairin Akkoyunlular zamanında 1483'te doğduğu tahmin edilmektedir. Doğum yerinin Hille, Necef ve Kerbela olduğuna dair çeşitli rivayetler olsa da bu konu net değildir. Küçük yaşlarında tahsile başlayan Fuzulî, tefsir ve hadis ilimlerinin yanında hikemî (felsefi söz ya da düşünce) ve hendesî (geometri) ilimlerle de ilgilenmiştir.
Kusursuz Arapça ve Farsça bilgisi
İlk edebî zevkini Âzerî edebiyatının ünlü ismi Habîbî'den aldığı tahmin edilmektedir. Fuzûlî tahsil hayatı sırasında, muhitin de uygun oluşu sayesinde Arapça ve Farsça'yı bu dillerde kusursuz eser yazabilecek ve şiir söyleyebilecek derecede öğrenmiştir. Tasavvuf da onun şiirlerinin ana unsurudur. Mecazî aşk ve ilahi aşkın terennümleri, şiirlerde kendisini neşe ve zevkten ziyade acı şeklinde göstermektedir.