İsmet Özel'in en sevilen 15 şiiri
Edebiyatımızın kendine has kalemi İsmet Özel, şair ve düşünür kimliğiyle ön plana çıkmıştır. Düşüncesinde, varoluşunda devamlılık olan ender yazarlardan biri olmuştur. O, yaşamı adeta mısraların derinliklerine sığdırır. Öyle ki "Şiirin yüzünü hiç kimsenin hatırlamadığı bir dünyada birinin kalkıp, şiirin tanınmaya değer bir yüzü olduğunu, ortalıkta dolaşan renkli ve solgun yüzlerce hayaletin yalnızca maskeler olduğunu söylemesi lazım" der. Sizler için İsmet Özel'in en sevilen 15 şiirini derledik.
Giriş Tarihi: 31.10.2021
17:05
Güncelleme Tarihi: 31.10.2021
17:35
Uzak nedir? Kendinin bile ücrasında yaşayan benim için gidecek yer ne kadar uzak olabilir? Başım açık, saçlarımı ikiye ortadan ayırdım kimin ülkesinden geçsem şakaklarımda dövmeler beni ele verecek cesur ve onurlu diyecekler halbuki suskun ve kederliyim
...
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında. Aşklarım, inançlarım işgal altındadır tabutumun üstünde zar atıyorlar cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır toprağa sokulduğum zaman çapa vuran adamlar denize yaklaşınca kumlar ve çakıl taşları geçmiş günlerimi aşağılamaktadır.
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında. Ve rüzgar buruşturuyor polis raporlarını kadınlar fazlasıyla günaha giriyorlar bazı solgun gömleklerin çözük düğmelerinden çelik tırpan gibi silkiniyor çocuklar denizin satırları arasında. Gece arsızca kükrüyor paslı beyninde şehrin küfre yaklaştıkça inancım artıyor.
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim. Ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın başından başlayabilirim.
....
Ölüm gelir, ölüm duygusuna karşı saygısız ve zekâ babacan tavrıyla tiksinti verir söz yavan, kardeşlik şarkıları gayetle tıkız öcalınmazsa çocuklar bile birden büyüyebilir
Yargı kesin: Acı duymak ruhun fiyakasıdır kin, susturur insanı; adına çıdam denir susulunca tutulan çetele simsiyahtır o siyah öcalmakcasına gür ve bereketlidir
Vandal yürek! Görün ki alkışlanasın ez bütün çiçekleri kendine canavar dedir haksızlık et, haksız olduğun anlaşılsın yaşamak bir sanrı değilse öcalınmak gerektir.
Elbet bir hinlik vardır seni sevişimde ey kanıma çakıllar karıştıran isyan
saçlarıma bin küsür yalnızlığı takıp girdiğim şehre insan varlığımızdan tuhaf tohumlar bıraksam günü geçmiş bir gazete, toprak bir çanak bir daha gelmem belki diye bir not bakır maşrapanın yanında şeytanlar da yürür benimle herhal ıslık çaldığım için bir şahan tüylerini döker ardımsıra artık bırakılmaktan yapılma bir adam sayılırım böğrümde kambur çocuklardan bir payanda. ...
Şaşılacak bir dünyada yaşamaktı; öğrendik şimdi külçeler yüklüyüz şaşılacak bir biçimde külçeler yüklüyüz ve çıkmak istiyoruz yokuşu Sokaklar gittikçe katı bizim adımlarımıza peşimizde bütün bahçeleri boşaltan ter kokusu yankımız soyunup sevap rahatlığı alınan yataklarda yürek elbet acıyor esvap değiştirirken bizden artık akması beklenilen kan da katı kovulduk ölümün geniş resimlerinden. Efsanelerden kovulduk kan ve demir kelimeleri söyleyince elbiseler içindeyiz, şehrin içinde önümüz iliklenmiş, ayakkaplarımız bağlı kimsenin uykusunun fesleğen koktuğu yok altıkırkbeşte vapur ve sancı geç saatlerde eski savaşçılar vesair geçmiyor bulutlardan çiçek alıp eve götürüyoruz bunun bir delilik olduğunu bile bile