Klasik kitaplardan alıntılar
Kitap okumak, klasikleri okumakla başlar. Çoğu insana okuma aşkını kazandıran bu yapıtlardır. Italo Calvino, klasik eserler için şöyle der: "Klasikler, insanların, hiçbir zaman "okuyorum" demedikleri, genellikle "yeniden okuyorum" dedikleri kitaplardır." Zamana meydan okuyan ve insanların aklından çıkmayan bu eserlerden alıntıları sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 12.12.2019
09:38
Güncelleme Tarihi: 12.12.2019
09:58
Kültür ve sanat dünyamızın önemli bir ismi Ahmet Hamdi Tanpınar, her dönemde kendinden söz ettiren usta bir kalemdir. Tanpınar, kültürümüzü bir "iç âlem medeniyeti"nin tezahürü olarak görür. Bu medeniyeti, belirli bir ahlâkı taşıyan "mânevi vazifelerine inanmış, muayyen bir ruh nizamından geçmiş, nefislerini terbiye etmiş" insanlar meydana getirmiştir. Huzur'un kahramanlarından Mümtaz, roman boyunca kendisini "huzur"a kavuşturacak bir "iç nizam"ı aramaktadır. Eserde hastalık, ölüm, tabiat, kozmik unsurlar, medeniyet, sosyal meseleler, çeşitli ruh halleri ve estetik fikirler iç içe verilir. Ancak bütün bunların üzerinde romana hâkim olan Mümtaz'la Nuran'ın aşklarıdır. İstanbul, bu aşkın yaşandığı çevre olmaktan çıkarak, âdeta bir roman kahramanı gibi ele alınır. Huzur için, belli bir dünya görüşüne, bir hayat nizamına kavuşamamış Cumhuriyet aydınlarının "huzursuzlukları"nı dile getiriyor denebilir.
Zamanı aşan yazar Ahmet Hamdi Tanpınar
Edebiyatımızın mihenk taşlarından Tanpınar'ın en önemli romanlarından birisi olan Huzur'u yazarken ses ve musikiye çok önem verir. Huzur'u okurken insan, kendisini nota okuyor hatta neredeyse uzun bir müzik parçası dinliyor gibi hisseder. Bu yüzden romanın kompozisyonunu anlamak için ses ve musiki unsuru bir anahtar vazifesi görür.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.
Karanlıkları devirmek ve aydınlık bir çağın kapılarını açmak için en mükemmel silâh: Kalem. Sözle, yazıyla kazanılmayacak savaş yok... Kalem sahiplerine düşen ilk vazife: Telaş etmemek, öfkelenmemek, kin kışkırtıcısı olmamak. Halkı okumaya, düşünmeye, sevmeye alıştırmak. Bir kılıcın kazandığı zaferi, başka bir kılıç yok edebilir. Kalemle yapılan fetihler, tarihe mal olur, tarihe, yani ebediyete .
Cemil Meriç
Cemil Meriç'in düşünce dünyamızı aydınlatan kavramları
Bu Ülke, Cemil Meriç'in "aynı kaynaktan fışkırdılar" dediği eserler dizisinin önemli bir halkası. "Bir çağın, daha doğrusu bir ülkenin vicdanı olmak, idrakimize vurulan zincirleri kırmak, yalanları yok etmek, Türk insanını Türk insanından ayıran bütün duvarları yıkmak" isteği Cemil Meriç'in düşünme ve yazma çabasına her zaman yön vermiştir. Bu kitap bu isteğin en fazla berraklaştığı eseri: "Bu sayfalarda, hayatımın bütünü, yani bütün sevgilerim, bütün kinlerim, bütün tecrübelerim var. Bana öyle geliyor ki, hayat denen mülakata bu kitabı yazmak için geldim: Etimin eti, kemiğimin kemiği. " Bu özgün fikir adamının sürekli etrafında, içinde dolandığı Doğu-Batı sorunu yanında, özellikle sol-sağ kutuplaşmasına ve kalıplaşmasına ilişkin önemli tespitlerini ve aforizmalarını içeriyor Bu Ülke.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.
Edebiyatımızın köşe taşlarından olan İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlası, yayımlandığı dönemden bu yana büyük yankı uyandırdı. Tarihi romandan daha fazlası olan Puslu Kıtalar Atlası, ilk baskısını 1995 yılında yaptı. 17. yüzyıl Osmanlısında yaşayan Uzun İhsan Efendi'nin tasarladığı dünya atlasını çizebilmek için rüya halini kullanmasını anlatan kitap, insanları gerçekle hayal arasında bir yolculuğa çıkarıyor.
"Yeniçeriler kapıyı zorlarken" düşler üstüne düşüncelere dalan Uzun İhsan Efendi, kapı kırıldığında klasik ama hep yeni kalabilen sonuca ulaşmak üzeredir: "Dünya bir düştür. Evet, dünya... Ah! Evet, dünya bir masaldır." Geçmiş üzerine, dünya hali üzerine, düşler ve "puslu kıtalar" üzerine bir roman.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.