Arama

Mehmet Akif'in ilim ve irfan hocası: Arap Hoca

Âkif'in ilminin beslendiği ilk ve en büyük kaynak, onu Kur'an ahlakıyla ahlaklandıran kişi, yani Arap Hoca'ydı. Müderristi. Seksen senelik hocalığında üstadı Hacı Kadri gibi dersten ve Ta'lim-i Kur'an'dan mezun ettiği binlerce talebeye icazet verdi. Cemaleddin Server Revnakoğlu da, Mehmet Âkif gibi Arap Hoca'ya gelmiş, onu dinlemişti. İşte, Revnakoğlu'nun yazdığı yazıdaki öğretmen ve öğrencisinin güçlü bağları, paylaştıkları kaderleri…

  • 9
  • 13
“SİZE DOYAMADIĞIMA ATFEDİN HOCAM”
SİZE DOYAMADIĞIMA ATFEDİN HOCAM

Derslerim çoğaldı, fazla olduğu için o sıralarda sık sık görüşemez olduk. Fakat haberim yok iken talebe arasına karışır, dersimi dinlermiş, farkında değilim. Nasılsa gördüm, 'Size doyamadığıma atfedin hocam.' dedi, taltifte bulundu. Âkif'in aruza hakim, çok muktedir velûd bir şair olduğu muhakkaktır fakat onun ilmi bakımdan yazdığı manzum tefsir de unutulmamak şartıyla.

Bence en mühim mazhariyeti gündüzleri de edebiyat tarihi ve Sır'at-ı Müstakîm ve Sebîü'r-Reşâd'a harıl harıl fî-sebîlillâh yazı yetiştirirken geceleri de hususi dershanesinde tam dört defa Celâleyn tefsiri okutmasıdır. Son asırda yetişen müellif, mütefekkir, İslâm ulemasından hiçbirine nasip olmamış bir mazhariyet doğrusu…"

  • 10
  • 13
AKİF’İN CENAZESİ FATİH’E GETİRİLMEDİ
AKİF’İN CENAZESİ FATİH’E GETİRİLMEDİ

Âkif tam 28 sene Fatih'te Sarıgüzel'de oturmuş, orada okumuş, oradan yetişmiş; mektebi, meskeni, konservatuvarı her şeyi Fatih'te olan Âkif'e ilk memuriyet hayatı olan hocalığı da yine Fatih'te verilmişti. Hastalığında Fatih'i çok özlediğini, tahammül edemeyecek derecede susadığını dayanamayarak iç yanıklığı ile belki yüzlerce defa tekrar etti. Fakat Âkif'in son isteği son bir defa olsun tahakkuk etmedi, cenazesi Beyazıt'a getirildi.

  • 11
  • 13
ÖĞRENCİSİNİN KADERİNİ TAŞIYAN HOCA
ÖĞRENCİSİNİN KADERİNİ TAŞIYAN HOCA

Hocası da, Âkif gibi aynı akıbete uğramaktan kurtulamadı. Fatih'te okumuş, Fatih'te okutmuş, hayatının 55 senesini vefatından bir ay evveline kadar Fatih'teki hizmetine harcayarak eskitmişti. Onun da cenazesi Fatih'e getirilmedi. Cenaze namazı, arada bir gidip dinlendiği Sarıyer'de kılındı.

  • 12
  • 13

Arap Hoca'nın dünyamızdan ayrıldığı o günde Sarıyer caddeleri hocanın tabutunu kucaklayanlarla doldu. 81 senelik hocalık hayatında edindiği, yetiştirdiği ne kadar talebesi, arkadaşı, hayran ve hürmet karı, meslek dostları, ilim hayranı varsa hepsi gelmiş, onun manevi mihrabında vicdani bir ihtiyaçla diz çöküp ağlamak için elem ve matem ordusu halinde saflara dizilmişlerdi.

  • 13
  • 13

Büyük ölünün mübarek tabutu dört bin elin üstünde ve iki bin başın başında götürüldü. Yatağına sığmayan lavlar gibi caddelerden taşan, kalpleri gözleri sızı yaşlarıyla dolduran bu muazzam kaybın muhteşem kafilesi kaderin emriyle Kara Hafız'ı kabre kadar takip etti. Bu götürüş, ahirete giden bir yolculuğun teşyiinde bulunanlara çok bedbaht, çok acı, çok elemli, unutulmaz bir talihsizlik oldu. 1 Eylül 1937 Perşembe: "Uçtu rûhu kâriü'l-Kur'ân Mehmed Râsim'in" (1356).

(Mustafa Koç - Türk Edebiyatı dergisi)

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN