Mehmet Akif’in Reşat Nuri’ye verdiği büyük ders
Klasikleşmiş eserlere imza atan Reşat Nuri Güntekin, Mehmet Akif'in meşhur talebelerinden biriydi. Darülfünun'daki ilk edebiyat dersinde Mehmet Akif'le tanışan Güntekin, yıllar sonra onun için "Akif'in, cesur ve realist usulünden bugün de çok istifade edebileceğimiz kanaatindeyiz." dedi. Peki, Reşat Nuri ve arkadaşları Mehmet Akif'i neden protesto etti? Güntekin, yıllar sonra pişmanlığını nasıl dile getirdi? Mehmet Akif'in, Reşat Nuri ve arkadaşlarına verdiği büyük ders neydi?
Giriş Tarihi: 27.11.2019
09:06
Güncelleme Tarihi: 27.11.2019
09:36
"Ben zannediyordum ki, ömürlerimizin teknesini istediğimiz sahile götürmek için yalnız onun dümenini ele almak kâfidir... Şimdi anlıyorum ki, değilmiş... Yollar, görünmez kayalarla doluymuş... Onlara çarpmamak lazımmış... Daha fenası gizli cereyanlar varmış ki, insan onlara kapıldığı zaman yolun değiştiğini, gittikçe uzaklaştığını fark edemezmiş... Ta kendisini başka sahillere düşmüş görünceye kadar..."
Yazar, Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişliği sırasında, uzun yıllar boyu Anadolu'da yaptığı gezilerin sağladığı gözlemlerinden bir bölümü bu kitapta topladı. Reşat Nuri Güntekin, Anadolu'nun sosyal ve kültürel hayatıyla ilgili çeşitli gözlemlerine yer verdiği, aydınlar ve genellikle İstanbullular tarafından bilinmeyen hor görülen, ondan sürekli kaçılan, gidilmek istenmeyen Anadolu'yu anlattığı bu kitapta, Anadolu'nun 1930'lu yıllarındaki gerçek durumuna ayna tutmaya çalıştı.
Reşat Nuri'nin Anadolu Notları adlı eseri, Anadolu'yu her yönüyle tanıtan, anlatan ve eleştiren gezi yazısı türünde yazılmış önemli bir yapıttır.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın…
EDEBİYAT SAHNESİNE NASIL ÇIKTI?
Reşat Nuri, yazılarını yayınlayarak edebiyat sahnesine çıkışını şöyle anlatır:
"Mütarekede, üniversitede profesör olmaktan başka bir hırsım olmadığı bir zaman, bir gün, Darülbedayi'de İzmir'in meşhur Buldanlı Veli'si ile karşılaşmıştım. İzmir'den babamın arkadaşıydı. Perde arasında, oynanan piyes hakkında bilmem neler söylüyordum. Veli, bunları enteresan bulmuş olacak ki; ''Söylediklerini bizim gazeteye yaz.'' dedi. Kendisi o zaman, Maarif Nazırı maslup Şükrü Bey'in çıkardığı gazetenin başyazarı idi. ''Olur mu?'' diye tereddüt ettim; ''Olur olur.'' dedi. Sahiydi ve oldu. İki seneye yakın bir zaman, muntazaman her hafta gazeteye tiyatro kritikleri yazdım, sonra kendim de piyesler yazmaya heveslendim. Bunlar pek fena karşılanmadılar. Artık yolumu bulmuştum."
"İnsan, yaşadığı yerlerde beraber bulunduğu insanlara görünmez ince tellerle bağlanırmış; ayrılık vaktinde bu bağlar gerilmeye, kopan keman telleri gibi acı sesler çıkarmaya başlar, her birinin gönlümüzden kopup ayrılması, bir ayrı sızı uyandırırmış."
Yaprak Dökümü eserinde Reşat Nuri Güntekin, bir memur ailesinin gelir darlığı ve ahlâk düşkünlüğü içerisinde parçalanıp çöküşünü, ustalıklı bir dille anlatıyor. Toplumsal yönü ağır basan bir roman olan Yaprak Dökümü, eski görenek ve ahlâk anlayışına bağlı kalan bir küçük bürokratın, değişen sosyoekonomik koşulların belirlediği yeni hayatını yadırgamasını başarıyla sergileniyor.
Defalarda film ve dizilere uyarlanan Reşat Nuri'nin bu yapıtı, Batılı bir yaşam özlemi içinde olan ve onlar gibi yaşamaya çalışan İstanbullu bir ailenin karşılaştığı çıkmazlarla kaçınılmaz sonunu anlatır.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın…