Arama
Mevlana’nın gönüllerde yer edinen rubaileri
Düşünceleriyle asırlardır insanlığa ışık tutan Mevlana, 66 yıllık ömründe "mutlak aşk"ın izini sürdü. Aldığı örnek eğitim, edindiği sağlam ilim topluma büyük bir sevgi, engin bir dünya görüşü olarak yansıdı. Batı dünyasında "Anadolulu" anlamına gelen "Rumi" olarak anıldı. Sözleriyle, şiirleriyle insanın kendisiyle, yaratıcısıyla ve dış dünyadaki bütün varlıklarla barışık, huzurlu ve mutlu olmasını öğütlerdi. Sizler için Mevlana'nın gönüllerde yer edinen rubailerini derledik.
Gönlümün içinde ve dışında var olan hep O'dur.
Tenimdeki can, kan ve damar hep odur.
Buraya nasıl olur da şirk ve iman sığar?
Varlığımın "neden"i, "niçin"i kalmadı; çünkü vücudum da ondandır ve hep O'dur.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
Ey can, haberin var mı ki cananın kimdir?
Ey gönül farkında mısın ki mihmanın kimdir?
Ey ten, türlü hile ile kaçmak yolunu arıyorsun;
Hâlbuki o seni çekiyor. Dikkat et, seni arayan kimdir?
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
Bu mevsim, bahar değildir; başka bir devirdir.
Her gözün mahmurluğu ayrı bir visalden olduğu gibi...
Her ne kadar bütün dallar ihtizaz ederse de her birinin sallanmasının başka başka sebepleri vardır.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
Bu zulüm sana kimden geldi, kelimesiz ve dilsiz, böyle feryat ve figan nedendir; ey ney?
O cevap verdi: "Beni bir şeker dudaklıdan kesip aldılar, onun için nale ve feryatsız yaşamak nedir bilmiyorum!"
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
Sayısız hikâyeler anlattılar, yokluğa, varlığa dair birçok sözler söylediler ve gaflet içinde akıllarınca mana gevherini deldiler.
Kâinatın esrarına vakıf olmadıkları için evvela uzun uzun çene çaldılar, sonra uyuyup kaldılar.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî