Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Edebiyat
  • Muazzez Akkaya konuştu: "Sezai Karakoç'u vefatından bir ay önce Fenerbahçe'de gördüm"

Muazzez Akkaya konuştu: "Sezai Karakoç'u vefatından bir ay önce Fenerbahçe'de gördüm"

O, edebiyatımızın en merak edilen isimlerinden birisiydi. Cemal Süreya'nın uğruna soyadından bir harf eksilttiği, Sezai Karakoç'un en çok okunan şiirlerden olan "Monna Rosa"yı yazdığı Muazzez Akkaya 70 yıllık suskunluğunu bozdu. Kendi hayat öyküsüne odaklanan eser için AA'ya bir mülakat veren Akkaya, "Sezai Karakoç'u vefatından bir ay önce Fenerbahçe'de gördüm, beyaz saçları, sakalları olunca tanıyamadım. Bir süre sonra gazetede vefat ilanını görünce o olduğunu anladım." dedi.

"Sezai Karakoç'u vefatından bir ay önce sahilde gördüm"

Muazzez Akkaya, ömrü boyunca evlenmemeyi tercih eden Karakoç'a ilişkin, şunları kaydetti:

"Böyle bir duruma sebep verdiysem diye üzülüyorum ama bir yerden de teselli oluyorum çünkü hiçbir yakınlık göstermedim, umut vermedim. Ancak üzüldüğüm bir şey var, Sezai Karakoç'u vefatından bir ay kadar önce Fenerbahçe sahilinde gördüm. Karşıdan yürüyordu ve o kadar dikkatli bana bakıyordu ki... Ama beyaz saçları, sakalları olunca tanıyamadım. Bir süre sonra gazetede vefat ilanını görünce onun Sezai Karakoç olduğunu anladım. Eğer o olduğunu bilseydim, bir kafede oturup beraber bir kahve içmek isterdim."

"Eşimin bana yazdığı şiir hep hatırımda"

Sezai Karakoç ve Cemal Süreya'nın kendisine olan sevgisini eşi Orhan Giray'ın hiç dile getirmediğini anlatan Akkaya,

"Rahmetli eşimle çok mutlu günler geçirdik, iyi ki de onu seçmişim. Eşimle bu konuları hiç konuşmadık ama belki de haberi vardı. Çünkü bana küçük bir şiir de yazmıştı. Dizeleri hatırımda, ezberimde, 'İsterim ömrümce, buldum ben gönlümce/Gözlerimde yaş, arzuyla demlenince' böyle bir şiirdi. Belki çok küçük bir şiir ama emek verip, buna uğraşması benim için çok kıymetliydi." sözleriyle eşine karşı duyduğu sevgiyi dile getirdi.

  • 10
  • 12

"Genç Cumhuriyet'in çocukları, gururlu bir nesildik"

Geyve'de 1930'da dünyaya gelen, yakın zamanda yaşamı Emine Öte tarafından "Mahrem Şiir: Mona Rosa" ismiyle kitaplaştırılan Akkaya, babası Hamit Akkaya'nın Kurtuluş Savaşı'nda görev aldığını, İstiklal Madalyası'nın bulunduğunu belirterek, ailesinin Cumhuriyet'in kıymetini bildiğini ve okumak isteyen kız evlatlarına hep destek olduğunu vurguladı.

Ciddi yokluk ve zorluklarla mücadele etmiş bir aile olduklarını söyleyen Akkaya, "Bizler İstiklal Harbi'nden yeni çıkmış genç Cumhuriyet'in çocukları, gururlu bir nesildik. Genç kızlara, kadınlara değer veren Cumhuriyet'le birlikte çok mutluyduk." dedi.

  • 11
  • 12

"Hayatımın kitaplaştırılmasından onur duydum"

Hayatının Emine Öte tarafından kaleme alınan, "Mahrem Şiir: Mona Rosa" isimli kitapta bir araya getirilmesinden mutluluk ve onur duyduğunu ifade eden Akkaya, "Emine Hanım, torunlarımdan birinin edebiyat öğretmeniydi. Torunum benden bahsedince o da hayatımı kitaplaştırmak istedi. Bu vesileyle tanıştık, sağ olsun güzel bir kitap yazdı." diye konuştu.

Mülkiye'nin ardından hukuk okuduğunu, 30 yıl boyunca Hazine avukatlığı yaptığını ve bir yandan da dört çocuk büyüttüğünü belirten Akkaya, tüm zorluklarına karşın işini bırakmayı hiç düşünmediğini söyledi.

  • 12
  • 12

🔸 Yanına aldığı, maddi zorluklar içerisindeki bir genç kızın desteğiyle çocuklarını büyüttüğünü vurgulayan Akkaya, bugünün kız çocuklarına da "Kız çocuklarının muhakkak eğitimlerini alması, çalışmaları ve kendi ayakları üzerinde durmaları lazım." önerisinde bulundu.

🔸 Son olarak zaman içerisinde dört evladından birini kaybettiğini, İstanbul'da yaşadığını, torunlarıyla vakit geçirmeyi ve kitap okumayı çok sevdiğini aktaran Akkaya, aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarında görev aldığını, sosyal yaşamdan hiç kopmadığını ve hayatını renklendirmek için çabaladığını sözlerine ekledi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN