Mütefekkir şair Nabi kimdir? Nabi'den alıntı ve öğütler...
Edebiyata tefekkür anlayışını getiren Nabi, Osmanlı'nın en önemli şairlerindendi. Onun şiirlerinde mevcut dünya ve hayat görüşü, kendisinden sonra gelen şairleri etkileyerek Nabi okulu diye adlandırılabilecek hikemi bir şiir okulunun doğmasını sağladı. Peki, Nabi'nin şiiri neden minarelerden okundu? Ölmeden önce yazdığı şiirdeki gizem neydi?
Giriş Tarihi: 13.04.2020
09:08
Güncelleme Tarihi: 21.10.2020
08:43
Burada oğlu Ebulhayr nazarında, dönemin gençlerine öğütlerini kapsayan üçüncü eseri "Hayriyye" adlı ünlü mesneviyi yayınladı. Hayriyye, sekiz yaşındaki bir çocuğun anlayabileceği üsluptan ve içerikten oldukça uzak, sosyal eleştiriler barındıran bir kitaptı. Mesnevide oğluna, hayatta karşılaşacağı hemen her konuda öğütler veren Nâbî, aile konusunda da tavsiyelerde bulundu; evlilik, eş seçimi, aile hayatı ve çocuk sahibi olmak gibi meselelere oldukça geniş bir yer ayırdı.
ÇOCUK EĞİTİMİ HAKKINDA İLK ESER
Nabi'nin, Hayriyye adlı mesneviyi yazmasının nedeni oğlunun hayata hazır olması, mutluluğu yakalayabilmesi ve sıkıntılardan uzak kalabilmesi için ona birtakım öğütler vermekti. Bu eserde aynı zamanda döneminin çok ciddi ve sert bir sosyal eleştiri yer alır.
Taşranın cahilliği, ekonominin bozulması, liyakat ilkesinin çiğnenmesi, ilim adamının hak ettiği değeri görmemesi gibi konularda yaptığı eleştirilerle Nâbî, toplum ve devlet hakkında düşünen ve fikir sancısı çeken, kötüye giden topluma uyarıda bulunma sorumluluğunu üstlenmek ihtiyacı içinde olan bir münevver olduğunu gösterir.
Kazım Karabekir'in çocuk eğitimi ile ilgili kitapları
NASİHATNAMESİNDE NELER ANLATIR?
Hayriyye, kültür tarihimizde çocuk edebiyatı ve eğitimi alanında yazılan ilk eserlerden biridir. Nabi devrinin göze batan kusurlarını ve toplumdaki aksaklıkları da eleştirdi. Ülkedeki genel çöküş üzerinde durduğu gibi insanlardaki ahlak düşüklüğünü, idarecilerin zayıflığı, mahkemelerin bozulması, halkın ezilmişliği ve ulemanın cahilliği hakkında da tenkitte bulundu.
Nasihat hakkında kitaplar
ZAMANIN ŞEYHÜ’Ş-ŞUARÂSI KABUL EDİLDİ
Halep Valisi Baltacı Mehmet Paşa sadrazam olunca Nabi'yi de yanına aldı. Bu dönemlerde şair Nabi, darphane eminliği, baş eğitmenlik gibi görevlerde bulundu. Nabi, son İstanbul devresinde özellikle şiir ve kültür çevrelerince zamanın şeyhü'ş-şuarâsı olarak kabul edildi ve büyük bir takdir gördü. Nitekim Sâbit ve Seyyid Vehbî gibi çağın önemli şairleri Nâbî'nin İstanbul'a gelişini memnuniyetle karşıladılar.
Nabi'nin diğer eserleri arasında ise Türkçe Divan, Farsça Divan, Hayrabad, Terceme-i Hadis-i Erbain, Fetihname-i Kamaniçe, Zeyl-i Siyer-i Veysi ve Münşeat yer alıyor.
Halep valisi iken 1710 yılında ikinci defa sadrazamlığa getirilen Baltacı Mehmed Paşa, İstanbul'a giderken Nabi'yi de beraberinde götürdü. Bu vesile ile şairin yazdığı methiye, şairin İstanbul hasretini başarılı bir şekilde dile getirir.