Necip Fazıl’da ‘maarif’ meselesi
Fikir, sanat ve dava adamı sıfatlarıyla zihinlere kazınmış Necip Fazıl, pek çok konuda olduğu gibi eğitim meselesinde de 'yol gösterici' vasıflara sahiptir. Toplum hayatında çok mühim bir yere sahip olan eğitim Necip Fazıl'ın eserlerinde önemli bir yer tutar. Yıllardır tartışmalı bir konu olan maarif meselemizin Necip Fazıl'ın kaleminde nasıl işlendiğini siz Fikriyat okurları için derledik.
Giriş Tarihi: 12.01.2020
16:13
“Maarif Meselemiz 2” yazısı
Necip Fazıl, 17 Kasım 1939'da yazdığı "Maarif Meselemiz-2" isimli yazısında, Türklerin Avrupalılaşmak hadisesiyle karşı karşıya kaldığından beri eğitim sorununun büyük bir mesele olduğunu söyler. Şair Eğitim sorununda en büyük sorumluluğun Milli Eğitim Bakanlığına düştüğünü ifade eder.
"Kök davası tamamıyla müşahhas olan öbür vekaletler arasında, kök davası tamamıyla mücerret olan Maarif Vekaleti ya rejimin yüzünü güldürücü bir kahramana, yahut da işi oluruna bırakıcı bir vurdumduymaza muhtaçtı… Nitekim seri halinde ikinci soydan mümessillere sahip olmuş ve becerikli vekaletler manzumesi içinde ikincisini temsil ede gelmiştir"
Türk milletinin eğitim şuuruna ermiş büyük kahramanlara ihtiyacı vardır.
“İşte Maarif Meselemiz” yazısı
Necip Fazıl'ın, eğitim konusunu geniş bir şekilde ele aldığı yazıdır. Türk eğitiminin sorunlarını on dört başlıkta toplar.
Bunları; "ana fikir ve plan, okutmayı geliştirme, eğitimcilerin yetiştirilmesi, okul kitapları, ahlâk ve disiplin, dil ve ıslah, üniversiteler, politeknik, yabancı eğitimciler, Avrupa'ya gönderilecek talebeler, sanat ve ilim hareketlerini koruma, halk terbiyesi, dünya irfanını nakil işi, Millî Kütüphane ve müzeler" şeklinde isimlendirir.
Necip Fazıl’a göre eğitim meselesinin bir numaralı sorunu
Ana fikir ve plan konusundaki karışıklıklar Necip Fazıl'a göre eğitimimizin bir numaralı sorunudur.
Tanrı Kulundan Dinlediklerim'den görüldüğü üzere Necip Fazıl, plan kavramını bütüncül bir bakış açısıyla algılamıştır. ""Basit bir iş programı değil de, kafamızın temeli manasına aldığım plana, bütün dünya maarif (formül)lerini, kendimize ait bir mide içinde hazmettirecek ve kana çevirecek ölçüler girecektir"
"İktibasçı" değil "telifçi" eğitim anlayışı
Ona göre Tanzimat'tan beri "iktibasçı" bir eğitim anlayışından "telifçi" bir anlayışa geçilememiştir. Taklitçi ezberci eğitim anlayışından uzak durulduğu takdirde öğrencilere yansıyacak etkiyi, "Bu usûlle hem öğrencilerin kalpleri fethedilir, hem de onlar istenileni alabilecek gönüllü erler durumuna getirilebilirler" şeklinde açıklar.
Türk eğitim sistemindeki sorunlar; insan sistem ve malzeme kaynaklıdır.
Necip Fazıl'ın eğitim düşüncesinin temel odak noktası "insan"dır. Abdullah Şengül'ün söz konusu edilen çalışmasında aktarıldığı üzere, "Necip Fazıl'a göre insan, eğitim meselesinin temel unsurudur. Ancak insan tek başına hiçbir şeyin tamamlayıcısı değildir. Onu eğitim yönünden tamamlayan asıl unsur, iyi planlanmış ve sağlıklı işletilebilen sistemdir. İyi insanın iyi cemiyet içinde yetişeceğinin farkında olan Necip Fazıl bütün bu yazılarında insanı gerçek anlamda yetiştiren prensiplerin peşine düşer. Onun eğitim anlayışında insan, tarihin ve inancın inşa ettiği bir ruhla yetiştirilmelidir. O, eğitimin başındaki "millî" kavramının lafta kalmasını istemez. Bizim şartlarımızın ve hamurumuzun belirlediği "milliyetçi" bir eğitim anlayışını savunur. Ona göre eğitim, güçlü bir gelecek için mutlaka güçlendirilmelidir."