Necip Fazıl'dan yüzleri gülümsetecek nükteler
Şiirimizin dev ismi Necip Fazıl'ın en önemli yönlerinden biri de nüktedanlığıydı. Hazırcevap olan şair, üslubunda da nükteye yer veriyordu. Üstad, gündelik yaşantısında çoğu zaman daha önce hiç kimsenin aklına gelmemiş olan benzetmeler ve nükteler yapardı. Rasim Özdenören bu durumu "Hiçbir konu hatırlamam ki, Necip Fazıl o konuya bizim hiç birimizin beklemediği bir cevapla, bir nükteyle karşılık vermemiş olsun." şeklinde ifade etmekteydi. İşte Necip Fazıl'dan hem güldürecek hem de zihni bir yolcuğa çıkaracak nükteler…
Giriş Tarihi: 30.05.2020
09:28
1975 yılında Hasan Aycın ve arkadaşları üstat Necip Fazıl.'ı Bursa'da konferansa çağırırlar. Üstat Bursa'ya gitmek için İstanbul'dan vapurla Mudanya'ya hareket eder. Karşılamaya gelirler. Vapurdan bütün yolcular iner, fakat beklenen misafir yok. Tam ümitlerini kesip döneceklerken bir kenarda kayanın başına çıkıp oturmuş yaşlı bir adamın bir çimento kâğıdına yazı yazdığını görürler. Önce tanıyamazlar, daha sonra bu kişinin, beklenen büyük misafir Necip Fazıl olduğunu anlar ve ellerine sarılırlar. Üstadı arabayla alıp Bursa'ya götürürler. Şehre varıp arabadan inerken elindeki üstü yazılı çimento kağıdını bir gence verir ve "Al şunu gazeteye faksla!" der. Üstat o sıralarda bir gazetede yayımlanan İhtilal isimli eserinin bir bölümünü, bir vapur gezisinin sonunda kaleme almış olur.
Mahkemede yargılanan Necip Fazıl'a, hakim, "Derginizde çıkan şiirlerin bilirkişi tarafından incelenmesini istiyorsunuz, der.
"Bu bilirkişi bir şair olmalı elbette. O halde lütfen söyler misiniz sizce memleketimizin en büyük şairi kimdir?" Necip Fazıl hiç düşünmeden: "Ben" diye cevap verir. Siz mi diye dudak büker hakim.
"Bu hükmü sizin vermeniz, kendini beğenmişlik olmaz mı?" Necip Fazıl, kendinden emin karşılık verir: "Olabilir. Ama ne çare ki, mahkemeye çıkarken doğruyu söyleyeceğime dâir yemin etmiş bulunuyorum"
Necip Fazıl büyük polemik ustası. Davası uğruna her türlü kalem kavgasına her zaman hazır. Babıali'nin en ünlü fikri tartışmalarında onu görürüz. Bir konuda Cumhuriyet yazarlarıyla tartışır. Bütün gazete yazarları Çile şairini yazılarında hedef alırlar. Cumhuriyet gazetesinde denizcilik üzerine yazı yazan bir yazar da Büyük Doğu ve Necip Fazıl'ı eleştirince Kısakürek zehir zemberek bir karşı yazı yazar ve sonunu şöyle bağlar:
"Ördeklerden bir filo Bir de kazdan amiral"
Eminönü'nde 25 Mayıs 2004 tarihindeki toplantıda Hüsnü Kılıç da bir konuşma yapmıştı. Necip Fazıl'ın hizmetinde bulunan ve son yıllarını onunla birlikte geçiren Hüsnü Kılıç, ustasından şöyle bir hatıra nakletti:
Gözlerinden rahatsız olan üstadı Cerrahpaşa Hastanesi'ne götürdüm. Orada Yüksel Pazarlı göz hekimiydi. Hekim muayenesini yaparken üstadın bir gözünü kapattırıp diğerlerini kontrol ediyordu sonra öteki göz… Bu muamele defalarca sürünce Necip Fazıl'ın tepesi attı: "Yeter yahu, gözümü düzeltirken asabımı bozuyorsun!"
Necip Fazıl mürşidine bağlandıktan bir süre sonra sakal bırakır. Şairin şiirlerinde inancını terennüm etmesi ve yeni fikirleri sanatına yansıtmaya başlaması, bazı çevreleri rahatsız etti. Üstadı sakallı görünce "Yahu maymuna dönmüşsün" diyen birine Necip Fazıl şu cevabı verir "Öyle mi?" deyip yüzünü arkaya çevirir.