Neyzen Tevfik'in tımarhaneden Mehmet Akif'e uzanan yolculuğu
Neyzen Tevfik, Safahat şairi Mehmet Akif'le tanışmasından sonra edebiyat dünyasında yerini aldı. Neyzen Tevfik, Mehmet Akif'e ney çalmasını öğretirken Mehmet Akif de ona yabancı dil öğretiyordu. Ancak tasavvuftan saptığında artık yanında Mehmet Akif olmayacaktı. Mısır'a üç defa giden Neyzen Tevfik, üçüncü gidişinde Hilvan'a da uğrayıp hocası Mehmet Akif'in evinde bir müddet misafir olarak kalmış, görüşlerini de 1950 yılında Vatan gazetesinde anlatmıştı.
Giriş Tarihi: 20.06.2019
13:16
Güncelleme Tarihi: 20.06.2019
14:16
Hayatını "Beşikten kurtulduktan sonra duyduğum ve okuduğum romanlar, masallar, efsaneler, hikâyeler, maceralar içinde, kendi hayatımın dolambaçlı dehlizleri kadar korkulu, ıstıraplı, bıktırıcı ve nefret verici insan başından geçen bir sergüzeşte rastlamadım…" olarak özetleyen Neyzen Tevfik, edebiyat tarihimizin en renkli isimlerinden biri olarak kabul edilir.
1950'li yıllarda Vatan gazetesinde "Neyzen'in Sesi" başlıklı yazılar kaleme alan Neyzen Tevfik, bu yazılarından birkaçını medrese yıllarından beri dost olduğunu söylediği hocası Mehmet Akif'e ayırmıştır. Mısır'da Akif'in evinde "epeyce kaldığını" söyleyen Neyzen Tevfik'in hatıralarında Akif'in Mısır hayatına dair ilginç ve dikkat çekici bilgiler mevcuttur. Akif biyografisinin satır arası notları kabilinden olan bu izlenimler, aynı zamanda ölümünün ardından Safahat şairine dair Neyzen'in olgunluk dönemi fikirleri de sayılabilir.
Neyzen Tevfik, Mısır seyahatini ve Hilvan'da Mehmet Akif'i ziyaretini 1950 yılında Vatan gazetesinde "Tımarhaneden Mısır'a", "Akif'in Evinde" ve "Ayrılırken" başlığıyla üç bölüm hâlinde kaleme alır. Neyzen, Akif'in Hilvan'daki maddî durumu, Emin'le yaptıkları kaçamakları, Akif'in Mısır'a gidiş nedeni gibi önemli konulara dair fikirlerini bu kısa hatırasının aralarına serpiştirmiştir.
Neyzen Tevfik ve Mehmet Akif’in dostluğu
Musiki ve şiir dünyamızın renkli siması, usta bir neyzen ve kabına sığmayan bir heccav olan Neyzen Tevfik, 19'uncu yüzyılın sonlarında İzmir'den geldiği İstanbul'da Bursalı Hafız Emin tarafından Mehmet Akif'le tanıştırıldı. Akif sayesinde edebiyat ve musiki çevrelerine giren Neyzen, devrin önemli şair ve musikişinaslarıyla tanışmış, böylece kısa sürede sohbet meclislerinin aranılan ismi hâline gelmişti. İyi bir gözlemci olduğu kadar, son derece meraklı ve hassas bir zekâya sahip olan Mehmet Akif de, Neyzen'deki müzik yeteneğini hemen keşfetmiş, kardeşi Şefik'le birlikte kendisine kol kanat germiş, tahsilleriyle yakından ilgilenmişti.
Neyzen Tevfik'le karşılaşınca ruhundaki musiki tutkusu alevlenen Akif, Tevfik'e Fransızca, Farsça ve Arapça dersleri verirken Neyzen Tevfik de kendisine ney üflemeyi öğretti. Mithat Cemal'e bakılırsa bu uğurda Akif, 1313 (1897) tarihinde yıl boyunca her sabah Fatih'teki Şekerci Han'ına gidip gelmişti. Mehmet Akif, ney meşkinde zorlanmasına rağmen işin peşini bırakmamış, bir süre hiç üşenmeden, Neyzen Tevfik'in taşındığı Çukurçeşme'deki Ali Bey'in hanına her sabah gitmeyi de göze almıştır. Nihayet kararlılığı ve azmi sayesinde Akif, nazlı ve zor bir enstrüman olan ney'i yendiği gibi, sadece -ilk başlarda üflemekte zorlandığı Salim Bey'in Hicaz Peşrevini değil, birçok zor parçayı çalabilir hâle gelmiş, hatta devr-i kebîr usûlünü vurmayı bile öğrenmiştir.